Hele seni istemeyen, sevmeyen birinden ayrılıyorsan, gözyaşı bile, gözüne ziyan. Şunu hatırlamalı insan: Bu yaşam denilen zaman, herkes kadar hediye sana da, kim uğruna, ne için harcadığına baksana…
Senin gülmek için milyonlarca sebebin yok mu? Mesela nefes alıyor olmak gibi, sağlıklı bir bedenin olması gibi, şu anda bu yazıyı okuyacak teknolojiye sahip olmak gibi, dişinin ağrımıyor olması veya istediğin zaman bir bardak kahve, hatta su içme lüksüne sahip olmak gibi…
Peki, ağlamak için kaç sebebin var? Bir mi? Birinden ayrılmışsın, üstelik seni sevmeyen birinden…
Eğer hayatın çok uzun olduğunu düşünüyorsan, hemen evden çık ve bir mezarlığa doğru yürümeye başla. Orada yatanlar da, eminim o gün bir şeyler için üzülüp gözyaşı döküyorlardı. Hepsinin yarına bir toplantısı, yetiştirmesi gereken bir işi, hatta edeceği bir kavga bile vardı…
Hayatı ne kadar değersiz kılarsan, o da sana aynı şekilde bakar. Gerçekten değmiyorsa, hiçbir şey için gözyaşı dökme. Gülümse ve teşekkür et yukarıya… Muhtemelen daha kötü olan bir şeyden paçayı kurtarıyorsun da, sen farkında değilsin aslında…
Gazetelerin 3.sayfa haberlerini hep senden uzakta birileri mi yaşıyor sanıyorsun? Kocası tarafından bıçaklanarak, dövülerek öldürülenler, karısı tarafından ihanete uğrayanlar, trajediler, vahşilikler, kötü yaşam onlar da bir zamanlar senin gibi değillerdi, öyle mi sanıyorsun?
Dengelerin bozuldu, insanların gittikçe vasıflarından yoksunlaştığı bu dünyada, gerçek sevgiye ulaşmayı umut et, bunun için uğraş. Sev, çok sev ama yanında kalanı, elinden tutanı, sana değer vereni, seninle yürümeye gönüllü olanı sev…
Kendine ve hayatına değer ver, yoksa kimseden o değeri bekleyecek hakka sahip olamayacaksın…