Bir yanım hep eksik. Bir yağmur çiselese onu fırtınaya dönüştürürüm. Küçülür her şey. Sonra. Renkler kaybolur; sarı ısıtmaz, aydınlatmaz. Ekşi, tatlı, acı bir araya girer. Başlar karamsar sağanaklar. İri iri yağar, yapış yapış yağar ruhumuza. Zaman bendini yıkan seller oluşur. Unuttum dediklerin ilk önce çıkar üste. Dün, bugün bir virane olur. Ve gerisini no ne olur söyleme.
Ufak engeller sıra dağlar olur. Aşmaktan çok ağlamaya meylederim. Bırakırım terlemeyi. Gayret sözleri alışılmışlığın ötesinde anlam taşımayan vıcık vıcık duygu yoksunu olur.
Bir yanım hep karanlık. Eksik. Dünyanın merkezine koyduğumuz benliğimize uydular ararız. Oysa ışık saçmadan ateş böceği gelir mi? Kartvizitime bir mağlubiyet daha eklerim.
Her şey abartılıdır. Vur deyince öldür cinsinden. Sabrım saflığın sınırlarını aşarken öfkem bir cinnet. Buyurun bulabilseniz ortayı bulun. İçimde biriktirdiğim acılardan bir saray yapmışım, kapısında da nöbetçi olmuşum.
Unutmadan bir yanım eksik demiştim...