Sensizlik sonbaharının en yağmurlu gecesindeyim.

Ne oldu bana? Neden nefret ediyorum artık yağmurlardan bu kadar?

Ben değil miydim yağmurun yere düşen her zerresini görünce mutlu olan?

Hani izlemek değil sadece, ıslanmak da istiyordum?

İstediğim oldu. Yağmurun altındayım artık.

Islanıyorum.

Anlıyorum her şeyi.

Şimdi ıslandıkça daha iyi anlıyorum. İzlemek gibi değilmiş ıslanmak.

Masum değilmiş o kadar.

İnsanın ciğerine düşüyormuş delercesine o zararsız görünen yağmur taneleri.

Şimdi daha çok nefret ediyorum yağmurlardan.

Ama fazla geldi bu bana.

Çok ıslandım. Yeter.

Kurumam da bundan sonra...