Her şey tesadüfen oldu.Tesadüfen bir radyo kanalı seçtim,tesadüfen en çok sevdiğim şarkı çıktı ve ben tesadüfen dinledim.
Tesadüfen, sıradaki parçaları hep kendime armağan ettim.
Kendi ,kendime bir çare.Birden müzik sustu ve sıradaki parçayı
en sevdiğiniz insana armağan edin,dedi. Telefonu elinize alın ve sevdiğinizi son bir kez çaldırın.
Elim telefona uzandı,içimin duvarlarına çarpıp çarpıp bana geri döndü,işte bu tesadüf değildi.
Sıkı sıkı tuttuğum kelimelerim o an avuçlarımı yaktı.Uzun zaman olmuştu içimdeki mavileri unutalı.
Oysa ki her şey tesadüfle başlamıştı.


Dinlediğim her şarkıda, her yağmurun saçlarıma dokunuşun da, dalgaların kayalara vuruşun da, ve her eylülde, sen yeniden gidiyordun .İşte benim sonbaharım o zaman başlıyordu,kışlara hazırlıksız yakalanan ellerim ,içim üşüyordu.
Sen hiç bir kışa hazırlıksız yakalandın mı?


Ben bu ayrılıkları yaşarken, bir gün gidebileceklerini
düşünerek,artık ,kimsenin gelmesine izin vermiyordum.
Ve ...
Anahtarı kayıp bir ev gibi kapatıyordum kapılarımı çünkü içinin eşyaları yoktu.Denize açılan pencerelerim vardı oysa,dalgalarla şarkı söylerdik.Ne dalgalar var,ne de pencerem , deniz desen onu çoktan unuttum.

Dün,tesadüfen, sana ilk satırlarımı yazdığım mektuplar düştü ,masamın o hiç açmadığım çekmecesinden beyazı maviye dönüştüren sayfalara öylece baktım,baktım.
Şimdi uzun yağmurların ardından yine ve hala sana
yazıyordu ellerim. Çünkü ben her hayal kırıklığım da, her duvara çarpışımdan sonra hala sana dönüyordum.
Yazıyor,yazıyordum.

Her vakit aynı yöne çıkıyordu bütün yollarım,tramvaylar geçiyordu,otobüsler geçiyordu ve insanlar geçiyordu,bir sen ,bir sen yoktun şu kalabalığın içinde,içimin bana açılan
pencerelerin de.
Nerede kalbimin yanında denize açılan pencerem?
Sen nerede?
Hangi limandan el sallıyorsun kıyılara?
Selam söylemiyor martılar?


... ......Uzun zaman oldu içimdeki mavileri unutalı.
Ne kadar zamandır böyleyim, ne kadar zamandır en yakın dostum sıradaki şarkılar, hatırlamıyordum.
Seni birine anlatmaya kalksam cümleler anlamlarını yitiriyordu.
Neye benzersin sen,gözlerinin rengine mi?


Sonrasın da ise;Ortasından kopartıldığı zamanın, sonu gelmeyen günlerine dönüp, sonunu düşünmediğim hayaller kuruyordum.
Birden spikerin sesi yine duyulmaya başlıyordu.
Sevdiğiniz insanın telefonunu son bir kez çaldırın .
Bütün cesaretimi toplayarak , bende alıyordum telefonumu elime ve hiç aklımdan çıkmayan numarasını tuşluyordum .Sanki zamanı orada donduruyordum.
Ellerim titremeye,kalbim hızlanmaya başlıyordu ve zaman/sız o sesi duyuyordum.

"Bu numara kullanılmamaktadır"