1915 Çanakkale
Anafartalar Grubu Komutanı Kur. Alb. Mustafa Kemal ve emrindeki subaylar

1933 - Atatürk'ün, Birleşik Devletleri Başkanı Roosevelt'e göreve başlaması nedeniyle tebrik telgrafı.

Atatürk'ün, öğleden sonra otomobille şehirde bir gezinti yapması.

1932 - Atatürk'ün, akşamüstü Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi'ne gelişi, bir süre kaldıktan sonra Çankaya'ya dönüşü.

1926 - Atatürk'ün, Falih Rıfkı (Atay) ve Mahmut (Soydan) Beylere anlattığı hayatına ait hatıraların ilk tefrikasının Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayımlanması: "Ben müttefiklerimiz için iyi netice vereceğine inanmıyordum. Fakat olupbittiden sonra bulunduğum cephelerde harbi başarıya ulaştırmaya çalıştım. Başka cephelerde ise sanki aksine müsabaka vardı."

1925 - T.B.M.M.'de 9 Şubat'ta vurulan Kars mebusu Halit Paşa öldü (tartıştığı Afyon mebusu Ali Bey Çetinkaya tarafından T.B.M.M.'de vuruldu).

Atatürk'ün, Belçika Elçisi Baron Jean de Villenfagne'nin güven mektubunu kabulü ve Elçi'nin söylevine cevap konuşması.

1923 - Atatürk'ün, trenle Konya'dan geçişi ve istasyonda karşılanışını takiben Adana'ya hareketi.

1922 - Atatürk'ün, saat 11.00'de trenle Bolvadin'den Akşehir'e hareketi, Çay istasyonunda trende Ali İhsan Paşa ile görüşmesi, saat 14.20'de Akşehir'e gelişi.

1921 - Koçkiri Ayaklanması büyüdü. İsyanı bastırmak için görevlendirilen Nurettin Paşa, fesat çıkaranların şiddetle cezalandırılacağını bildirdi.

Doğu Cephesi'nde milli kuvvetlerin Ahılkelek'i ele geçirmesi.

Atatürk'ün, "Seferberlik ve cephe zamları hakkındaki kanun" münasebetiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşması: "...Umumî Karargâhtan başlayarak ta süngüsünü düşmana yöneltmiş erlere kadar cephe zammı vermek lâzımdır."

1919 - Atatürk'ün, Hukuk-u Beşer gazetesinde ordu kumandanlarını suçlayan bir yazı yayımlanması sebebiyle Harbiye Nezareti'ne yazısı: "...Vatan ve millet için temiz ve masum duygularla ve her türlü mahrumiyet ve müşkilât içinde namus vazifesini hakkıyla yapan Osmanlı ordularını haydut ve aynı mahrumiyet ve müşkilâta maruz ve yegâne dayanağı namus ve haysiyetinden ibaret olan adı geçen ordular komutanlarını sefil ve haydutbaşılıkla nitelemek ve teşhir etmek ne büyük ahlâksızlık ve ne sefil vicdansızlıktır. Osmanlı ordularını, onun namuslu komutanlarını bu suretle teşhir edebilmek kabiliyeti, ancak vatan ve milletin çöküşünü ve yok olmasını arzu eden bir alçakta bulunabilir."