dostum bak.
olabilir. acıyabilir, kırılabilir insan çok münasebetsiz bi yerinden.
belki bin yerinden.
belki on bin.
kişiye göre değişir.
bi insan bi insana yetmeyebilir de her zaman.
"ah! sevgilim! ne kadar da mesuduz!" derken,
olaylar yan yatar, çamura batar, pozisyon değişir.
"en azından arada bir aklına geliyorumdur.." gibi opsiyonlar geliştirilir.
insanız diyorum.
her an her şey olabilir.
yaralarından sızan kanla, tüm geleceğini yıkayabilir bi kadın.
bi adam, göğsündeki ateşi söndürmeye çalıştığı yangın tüpünün altında kalabilir .
insanın alışkanlıklarından sıyrılması zaman alabilir.
pezevenk gibi pezevenktir zaman.
can alabilir.
öc alabilir.
sonra gelip biranızdan birkaç yudum, sigaranızdan birkaç dal.
donunuza kadar alabilir zaman.
içimizin derininde bi yerde bağdaş kurmuş sevgiyi dahi..
dahi’yi yanlış okumanız mühim değil.
ama a’sı uzatılarak okunmaz dahi.
ne diyordum,
bi şarkı omurganıza doğru sokulabilir acınızdan.
bu dünyada neler olup bittiğini anlamamıza gerek yok.
anlamaloji uzmanı değiliz hiçbirimiz.
bi kedinin bağrışı bütün sokağı sallayabilir gecenin onikikırküçünde.
olabilir.
anlaşamaz bazen insanlar gibi hayvanlar da.
canımız bazen, çok bazen, ölmek isteyebilir.
senelerin peşinden koşturuyoruz, bu daha da berbat.
yetişemiyoruz ömrümüzün hızına.
bugün gönül yarası sandığımız her şey bize yıllar sonra gülünç gelebilir.
kaçak çaya alışınca filiz çay sakız gibi..
kendinden emin olamayan bütün insanların cevapları hep “olabilir”lidir.
kendinde olmayan ne varsa onu sever insan, bi başkasında.
bu genellikle böyledir.
olabilir.
kendi yanağını öpemeyince insan, yanağını öpen kişiyi özleyebilir.
özlemek üzerine ansiklopedi yazardık istenseydi.
ansiklopedilerin alayı ağlardı bizimkinin yanında.
bakın biz,
özlemek için dünyaya gelmiş iki insan gibiyiz.
birbirimize sarılıp bakışmak bizi kendimize getirebilir..