Karınca
yaz boyunca çalışırken ağustos böceği saz çalmış. Bilirsiniz
hikâyeyi... Tabii kış gelmiş, karınca sıcacık evinde afiyet içinde
yaşıyorken birgün kapısı çalmış.Bakmış ağustos böceği. “ Tamam” demiş,
“ Yaz boyunca saz çaldın, şimdi aç kaldın ve benden yemek istemeye
geldin değil mi? Saz çalacağına biraz çalışmış olsaydın, böyle aç
kalmazdın değil mi?” Ağustos böceği de “ Yooo... Yanlış anladın!”
demiş. “ Yaz boyunca saz çalınca, ayıptır söylemesi biraz para yaptık
da!” demiş. “ Hatta meşhur oldum, şimdi Avrupa turnesine çıkıyorum.
Belki oradan istediğin birşeyler vardır diye sormaya geldim.” Hakikaten
de karınca bir bakmış, ağustos böceğinin hiç öyle aç hali yok. Üzerinde
bir kürk var, arkada da kocaman limuzin, önde şoförü onu bekliyor. “
Yok, bir şey istemiyorum ” demiş, “ Ama Fransa’ya uğrayacaksın değil
mi?” diye sormuş. Ağustos böceği de “ Evet” demiş. “ İyi o zaman!”
demiş karınca ve eklemiş,
“ Paris’e gidince La Fontaine diye bir adam var. Onun yüzüne tükür benim için, olur mu?”