19. yüzyılda başlayan, 1908'de ilan edilen II. Meşrutiyet'le birlikte hız kazanan Osmanlı kadın mücadelesinin iki koldan geliştiğini söylemiştik: Kadınların ilk kez seslerini duyurmalarına, sıkıntılarını dillendirmelerine araçlık eden kadın dergileri ve ilk bir araya gelme, dayanışma ve ortak sorunlara elbirliğiyle çözüm arama çabaları olan kadın dernekleri. Çok çeşitli amaçlarla kurulmuş olan bu dernekler kadınların ilk örgütlenme denemeleridir. Kimileri yalnızca yoksul kadınlara veya savaştaki askerlere yardım toplamakla sınırlı kalan bu derneklerin kimileriyse, kadınların sorunlarına daha köklü çözümler üreterek bu çözümleri hayata geçirmeyi veya kadınları siyasal düşüncelerini ortaya koyarak toplumsal yaşama katılmaya yüreklendirmeyi amaçlamıştır.

Osmanlı toplumundaki kadın dernekleri amaçlarına göre sınıflandırırsak;
Yardım Dernekleri


Kadınların ilk örgütlenmeleri yardım dernekleri biçiminde olmuştur. Kısaca Şefkat diye anılan bu dernekler önce Selanik'te kurulmuştur, 1898'de Emine Semiye'nin kurduğu Şefkat-i Nisvan ve 1908'de kurulan Osmanlı Kadınları Cemiyet-i Hayriyesi bu dernekler arasındadır. Yardım derneklerinin amacı zor durumdaki, yoksul ya da kimsesiz kadınlara ve onların çocuklarına yardım etmektir. Maddi yardım sağlayabilmek için çekiliş ya da kermes gibi etkinlikler düzenlemişlerdir. Benzeri Şefkat dernekleri İstanbul, Konya, Samsun, Edirne'de de kurulmuştur. Ayrıca Osmanlı toplumundaki çeşitli dinsel toplulukların kadınları da kendi derneklerini kurmuşlardır, Beyoğlu Rum Cemiyet-i Hayriye-i Nisvaniyesi bunlardan biridir.

Özellikle Balkan Savaşı ve Birinci Paylaşım Savaşı dönemlerinde yardım derneklerinin sayısında büyük artış olmuştur: Topkapı Fukaraperver Cemiyet-i Hayriyesi, Kadıköy Fukarasever Hanımlar Cemiyeti, Himaye-i Etfal Cemiyeti, Asker Ailelerine Yardımcı Hanımlar Cemiyeti, Müslüman Kadın Birliği bu dönemlerde kurulan derneklerden kimileridir. Müslüman Kadın Birliği barış amacıyla çalıştığı için daha sonra adı Sulhperver Türk Kadınları Cemiyeti olarak değiştirilmiştir.


Kadınların sorunlarına kalıcı çözümler üretmeye çalışan dernekler


Bu dernekler, maddi yardım sağlamanın ötesinde kadınların sorunlarına kalıcı çözümler üretmeyi amaçlayarak, kadınların eğitimsizliği sorununa odaklanmış, bir meslek öğrenmenin önemi üstünde durmuş ve bu yönde girişimlerde bulunmuşlardır.

II. Meşrutiyet'in ilanından sonra Selanik'te kurulan Cemiyet-i Hayriye-i Nisvaniye'nin amacı kız çocuklarının okula gönderilmesini sağlamak, mevcut okulların eksiklerini gidermeye ve yeni okullar açmaya çalışmaktır. 1913'te kurulan Osmanlı Türk Hanımları Esirgeme Derneği Balkan Savaşı nedeniyle yoksul ya da kimsesiz kalan kız çocuklarına meslek eğitimi verme amacıyla biçki dikiş ve Türk el sanatlarının öğretildiği bir sanatevi açmıştır. Çeşitli kadın dergileri de özel dershaneler açarak kadınlara yabancı dil, müzik, biçki dikiş, matematik, tarih, coğrafya gibi dersler vermiş, ayrıca ücretsiz okuma yazma öğreten sınıflar açmışlardır. Türk Kadını dergisinin kurduğu Türk Kadını Dershanesi, Bilgi Yurdu Işığı dergisinin kurduğu Bilgi Yurdu Müessesesi bu dershaneler arasında sayılabilir
.
Kadınların yaşamlarını kazanabilmek için çalışmaları konusu yalnızca kadın derneklerinin sorunu olmamış, üyeleri erkeklerden oluşan bir dernek de bu amaçla faaliyet göstermiştir. 1916 yılında İstanbul'da Enver Paşa'nın himayesinde kurulan Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyet-i İslamiyyesi amacını kadınlara istihdam alanı açmak olarak tanımlamıştır. Bu dernek, Kadınlar Dünyası dergisinde, kadınların sorunlarıyla ilgilendiği halde hiç kadın üyesi olmaması nedeniyle, "Kadınları Çalıştırma Cemiyeti Erkeklerin Elinde" başlıklı bir yazıyla eleştirilmiştir. Dernek, İstanbul'un çeşitli semtlerinde çorap, fanila örücülüğü, dantel, beyaz iş gibi iş alanlarında, yalnızca kadınların çalıştığı fabrikalar kurmuştur. Kendi açtığı bu işyerleri dışında, anlaşma yaptığı çeşitli özel ve resmi kuruluşlarda da kadınların çalışmasını sağlamıştır. O dönemde bu fabrikalar çok ilgi görmüş, çok sayıda başvuru almıştır.


Kültür amaçlı dernekler


Kadınların kültürel açıdan donanımlı olmasını amaçlayan derneklerdir. Asri Kadın Cemiyeti, Tefeyyüz Cemiyeti, Halide Edip ve arkadaşlarının kurduğu, düzenli konferanslar düzenleyen, ayrıca okuma yazma kursları veren bir de dershanesi olan Teali-i Nisvan Cemiyeti bu tür dernekler arasında sayılabilir.


Ülke sorunlarıyla ilgili çaba gösteren dernekler


Osmanlı ekonomisinin bağımlılık nedeniyle gelişemediği düşüncesinden yola çıkan Ma'mûlât-ı Dahiliyye İstihlâkı Kadınlar Cemiyet-i Hayriyyesi, yerli üretimi destekleme ve yerli mallarını kullanma propagandası yaparak, ulusal bir ekonominin oluşturulmasında Osmanlı kadınına önemli görevler düştüğünü savunmuştur.


Siyasal Partilerin Kadın Dernekleri


İttihat ve Terakki Cemiyeti kendi ideolojisi doğrultusunda bir kadınlar şubesi (İttihat ve Terakki Kadınlar Şubesi) açmış, ayrıca Teâli-i Vatan Osmanlı Hanımlar Cemiyeti, Osmanlı Kadınları Terakkiperver Cemiyeti gibi dernekler kurarak etkinlikler, konferanslar düzenlemiştir. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin yaklaşık 40 kadın üyesi vardır. Üye kadınlar politik çalışmalar içinde yer almış, gazetelerin, mektupların dağıtılması gibi çeşitli gizli görevler de üstlenmişlerdir. Selanik'teki İttihat ve Terakki Kadın Şubesi'nin başkan yardımcısı Emine Semiye, II. Meşrutiyet'in ilanından sonra Hürriyet Meydanı'nda"Yaşasın vatan, yaşasın millet, yaşasın hürriyet" diye seslendiği coşkulu bir konuşma yapmıştır. Müslüman ve gayrimüslim kadınların katıldığı ilk Cemiyet toplantısı 1 Ağustos 1908'de Selanik'te düzenlenmiştir. İstanbul'da da 12 Ağustos'ta benzer bir toplantı düzenlenmiş, özgür bir rejimde kadının konumunun ne olması gerektiği tartışılmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne bağlı dernekler yetim ve yoksul kızlar için işyerleri açmak, doğumevleri kurmak, yoksulların gereksinimlerini karşılamak gibi amaçlar doğrultusunda çalışmıştır.


Feminist Kadın Derneği


Bu dönemin kadın dernekleri arasında, kadının hak ve özgürlükler bakımından toplum içinde eşitsiz bir konumda olmasına karşı mücadele eden, feminist eğilimli tek dernek Kadınlar Dünyası adlı yayın organının kurduğu Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti [Anlamı: Osmanlı Kadınının Hukukunu Savunma Derneği] olmuştur. 28 Mayıs 1913'te kurulan derneğin başkanı ve yönetim kurulu üyeleri kadınlardan oluşmuştur. Dernek mezhep ayrımı gözetmeksizin tüm Osmanlı kadınlarını asil, yabancı kadınları da yardımcı üye olarak kabul etmiştir; üye olmakta aranan tek koşul kadınların haklarını savunma ve yükseltme konusunda duyarlı olmak, bu amaçla çalışmak istemektir. Derneğin amacı, kadının çalışma yaşamına ve toplumsal yaşama katılımının sağlanması olarak tariflenmiştir. Bu amaçla, kadını kuşatan ve kısıtlayan geleneklere, eşitsizliğe, eğitimsizliğe karşı bir mücadele başlatılmış, bir toplumsal inkılabın gerekliliği savunulmuştur
.
Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti aile kurumuna eleştirilerde bulunmuş, çok kadınla evliliğin önlenmesini, boşanma hakkının kadına da verilmesini, görücü usulünün kalkıp kadınla erkeğin birbirlerini tanıyarak evlilik kararı almalarını istemiştir. Gerek aile gerek toplum içinde gerekli değişiklikleri dillendirerek kadını evinden dışarı çıkarmanın mücadelesini yapan derneğin programına siyasal hak talebi ancak 1921 yılında girebilmiştir.

Derneğin programında üç ana başlık bulunmaktadır: Kadınların giyimi, çalışma yaşamı ve eğitim. Kadının ev dışı giysilerinin çalışmaya elverişli olacak biçimde düzenlenmesi, bu yönde bir milli kıyafet oluşturulması savunulmuştur. Giysi sorunu, o dönemde kadınların en önemli mücadele konularından biridir, hatta 1918 yılında Sade Giyinen Hanımlar Cemiyeti adında bir dernek bile kurulmuştur.

Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti, bir terzievi kurarak hem kadınlara terzilik öğretmiş hem de dışarıya siparişle iş yaptırarak kadınların para kazanmasını sağlamıştır. Buna benzer başka işyerleri de açılmıştır. Derneğin en ses getiren başarısı, bir kamu kuruluşu olan İstanbul Telefon İdaresi'nde işe girme isteği reddedilen Bedra Osman Hanım ve arkadaşlarıyla ilgili kamuoyu oluşturmak ve işe alınmalarını sağlamak olmuştur. Dernek üyelerinden Belkıs Şevket Hanım, Osmanlı kadınının bilimin ilerlemesine seyirci kalmadığını göstermek amacıyla uçağa binen ilk kadın olmak istemiştir. Bu isteği önce kadın oluşu nedeniyle reddedilmiş, sonra Cemal Paşa'nın desteğiyle 18 Kasım 1913'te Belkıs Şevket, pilot Fethi Bey'in kullandığı uçakla uçmuş, bu heyecan verici deneyimi uzun uzun Kadınlar Dünyası dergisine yazmıştır.

Kadının eğitimsizlik sorunuyla mücadele kapsamında ilköğretimin zorunlu ve tek tip olması, kızların eğitimine önem verilmesi, ülkenin her yanında kız liseleri açılması, kızlara yüksek öğrenim hakkı da verilmesi gerektiği savunulmuştur. Dernek üyelerinden eğitimci bir kadın, tüm maddi kaynağını kendisinin oluşturduğu bir okul açmıştır. Ayrıca genel kütüphanelere kadınlar alınmadığından dernek bir kitaplık oluşturma işini de üstlenmiştir. Dernek merkezinde bir doktor haftanın iki günü ihtiyacı olan kadınları ücretsiz muayene etmiştir .

Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti kadın dernekleri arasında adını en çok duyuran ve kadın hakları için en çok çaba gösteren dernek olmasına karşın toplumun ileri gelenlerinden destek ve yardım görmemiştir. Aşırı fikirler ileri sürmekle sıkça suçlanan bu derneği destekleyenler genellikle halktan, orta halli kadınlar olmuştur.


Ülke Savunmasına Yönelik Kadın Dernekleri


Savaş zamanı ve sonrasında askeriyeye yardım amacıyla kurulmuş derneklerdir. Kadın mücadelesinin önde gelen isimlerinden Fatma Aliye Hanım önce 1897'de Osmanlı-Yunan savaşı sırasında askerler için battaniye, çamaşır vb. toplamak üzere arkadaşlarıyla bir girişim başlatmış, sonra 1908 yılında Nisvan-ı Osmaniye İmdad Cemiyeti'ni kurmuştur .

1911'de kurulan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Hanımlar Heyeti Balkan Savaşı ertesinde zor durumda kalan göçmen kadınlara yardım etmek amacıyla kurulmuştur. 1914 yılına gelindiğinde derneğin üye sayısı on binin üzerine çıkmıştır. I. Paylaşım Savaşı sırasında dernek üyesi kadınlar bir yandan cephe gerisinde hemşirelik yapmış, diğer yandan da ordu için yardım toplamışlardır.

Balkan Savaşı sonrası kurulan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti geniş katılımlı toplantılar düzenleyerek vatan sevgisi üstüne konuşmalar yapmıştır. Bütün Osmanlı kadınları adına orduya telgraf çekmek, Rumeli'de yaşananları duyurma ve yardım toplama amacıyla Hindistan, Türkistan, Rusya gibi ülkelerin Müslüman kadınlarına, ayrıca protesto amacıyla Avrupa kraliçelerine telgraflar çekmek derneğin eylemleri arasındadır .
.
Kadınlar, bağımsızlık savaşı sırasında da Anadolu Müdafaa-i Vatan Cemiyeti içinde İtilaf Devletleri yöneticilerini ve İstanbul Hükümeti'ni protesto etmek, milli orduya yardım toplamak amacıyla çeşitli çalışmalarda bulunmuşlardır.


Siyasal Amaçlı Kadın Dernekleri


II. Meşrutiyet ilan edildikten sonra kadınlar, meclisin açılış görüşmelerini izleme isteğiyle İttihat ve Terakki Cemiyeti merkezine başvurmuşlar, eğer bu izin kendilerine verilmezse meclis önünde gösteri yapacaklarını söylemişlerdir. Bu eylemci tutum, kadınların siyasete olan ilgilerinin artacağının somut işareti olmuş, nitekim II. Meşrutiyet dönemi kadın hareketi içinde bulunan kadınlar, bağımsızlık savaşından sonra bir parti kurmuşlardır. 1923 yılında kurulan Kadınlar Halk Fırkası'nın başkanı Nezihe Muhiddin olmuştur. Parti kuruluş gerekçesini şöyle açıklamıştır:"Kadın, ülkenin her yerinde yaşanan siyasi, sosyal ve ekonomik sorunların içinde olmasına ve bu sorunlardan etkilenmesine karşın, bu alanlarda gözle görülür biçimde çalışamamaktadır. Amaç, yer yer ortaya çıkan kadın varlığının ve kişiliğinin kitlevi bir şekle dönüştürülmesidir". Kadının sosyal, ekonomik ve siyasal alanlarda gelişmesini amaçlayan partinin yasal geçerlik kazanması için vilayetten alması gereken izinle ilgili uzun zaman yanıt beklenmiştir. Sonrasında, henüz seçme/seçilme hakkı olmayan kadınlara parti değil, dernek kurma izin çıkmış ve Türk Kadınlar Birliği adıyla bir dernek kurulmuştur. Dernek, öteki kadın dernekleri gibi zor durumdaki kadınlara yardım, eğitimsizliğe karşı mücadele ve kadınların çalışma yaşamına girmesi için çabalar dışında, kadının seçim hakkı olmaması konusunu programına almış ve şiddetle eleştirmiştir. İstanbul'da düzenlediği kongrede kadınlar için oy hakkı istemiş ve yerel seçimlere katılma kararı almıştır. Meclis'te bu yönde bir görüş birliği oluşmamasına karşın dernek yine de çabalarını sürdürmüştür. Kadınlara seçimlere katılma hakkının verilmeyeceği anlaşılınca dernek adına bir erkek aday gösterilmek istenmiş ama bu öneri de reddedilmiştir. Bunun üzerine Türk Kadınlar Birliği, zorunlu olarak seçimlere yönelik girişiminden vazgeçse de seçme/seçilme hakkı elde etme mücadelesini sonuna dek sürdüreceğini açıklamıştır .

Türk Kadınlar Birliği de Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti gibi sıkça aşırı görüşleri olmakla eleştirilmiştir; basın, derneği ılımlı olmaya, daha ölçülü isteklerde bulunmaya çağırmıştır. Bu olumsuz eleştirilerin de etkisiyle dernek üyeleri arasında fikir anlaşmazlıkları çıkmıştır. Polisin dernek merkezinde arama yapması ve usulsüzlük kararı vermesi bu tartışmaları iyice derinleştirerek, 1927 yılında Nezihe Muhiddin ve yönetim kurulunun görevden alınmasına yol açmıştır. Yeni gelen yönetim, derneğin kadının siyasal hak talebine yönelik tavrını yumuşatarak daha çok yardım işlerine ve kültürel çalışmalara yönelmiştir.


Kaynak

1. Osmanlı Kadın Hareketi, Serpil Çakır, Metis Yayınları, Kadın Araştırmaları Dizisi - 4, Eylül 1996, İstanbul. (Bu yazı büyük ölçüde Serpil Çakır'ın adı geçen çalışmasından özetlenerek hazırlanmıştır. )
2. Cumhuriyet Öncesinde Türk Kadını, Şefika Kurnaz, MEB Yayınları Düşünce Eserleri Dizisi No: 23, 1997, İstanbul.
3. Elif Aksu, Uzay Mühendisi