Yalnızdı...
Söylediği her söz yalnızlıktandı...
ve Yalındı...
hiçbir eki yoktu...Bir yerde bulunmuyor...bir yerden ayrılmıyordu...
Ayrılacağı vedalaşacak hiç kimsesi hiçbir şeyi yoktu...
Gençti...
Hani derler başında kavak yelleri...Ama emekli olmuştu tüm hayalleri. Hayatla çok uğraşmıştı. Değmeyen her şeye tüm beklentilerini vermişti...
Sevmişti...
Sevilmemesi gereken her şeyi...Bir insanı...Bir kadını...Bir değmeyeni...
Aşk elini sallayıp geçmişti yanından sadece bakmıştı o da...Giden her şey gibi izi kalmıştı...
Yine yalnızdı...Onun ismi bu...
İlkleri vardı hep ama sonu yoktu. Tüm ağlamalarına yine kendi şahit oluyordu ve bu yüzden onun adı 'Yalnızlık'tı...'Kimin peki bu dünya ben yalnızsam... benim değil...o halde kimin ben dışında herkesin mi??Sanki ruhum ölümlere sürgün... sanki ben kimseye ait değilim kimse de bana'
Bir keder alırdı başını... Denize doğru yürürdü. Tıpkı hayatı gibi kıyısındaydı denizin...Kimseye bakmadan sadece denize odaklanmak, denize anlatmak yorgunluğunu ve yaşayamamışlıklarını...
Bence diye başlayacak bir cümlesi yoktu... Kulağına hiçbir ses ulaşmıyordu, bu yüzden yorumsuzdu...Ama sağır değildi...
Konuşmuyordu...Gözlerinin bakmaktan başka bir işe yaradığını düşünüyordu...ifadelerini sessiz yapardı ama dilsiz değildi...
Belki de delinin biridir. Belki de aptallıktandır tüm bunlar...
Onun adı 'Yalnızlık'tı. Bunu en çok o yakıştırıyordu kendine...
Mümkünmüydü bu yaşananlar? Bu kadar olamazdı hayat. Dünya bu hal değildir diye düşünürdü..Evet mümkündü. Dünya onun tanıdığı bildiği düzen değildi. Artık her şey şüpheliydi gözünde...
Denize anlatmıştı derdini. Deniz kucak açmıştı bu yalnız adama. Beden sularla boğuşurken yine sessiz kaldı...beden öldükçe ruhu özgürleşiyordu sanki..
Ve sona geldiğinde hiçbir şey ifade etmiyordu...
Yalnız geldiği yere yalnız veda ediyordu...
Onun ölümü yalnızlıktandı.....
Alıntıdır ! ..