Aşk senin anlattığın masallarda ki gibi değilmiş.
Saat 12'yi vurunca bal kabağına dönüşen sadece sevgiymiş.
- birbirine kavuşamayan titrek iki avuç içi gibiyiz.
yanyana gelsek bir şarkıyla ritim olabiliriz...
- Sus !
Terlemişti , yere fırlattığı gömleğini acele bir halde giyerken teninden süzülen tek ter damlasına ilişiverdi gözüm, hızlı hamlelerle bacağına geçirdiği ıslak donunu bel hizasına kadar çekip arkasını döndü.
Masum bakıyordum , içimi üşüten bir rutubet kaplamıştı odayı.
- Üşüdüm..
- Camı kapat öyleyse.
Gözümün ferinden süzülen yaşa aldırmadan , usulca dağınık yataktan kalktım, kasıklarımdan başlayan sızı kalbimin ritmini bozuyordu. Alışıla gelmiş yaşanmışlıklardan farklı, eller günahkar diller günahkardı. Kadife bordo perdeyi çektim , aralık camı kapattım. Karşıda zümrüt gözlerini cam hizasına dikmiş siyah sokak kedisini görünce; ısındı içim.
Çıplaktım. Doğduğum an ki kadar hürdüm. Açıp kollarımı, sabahın hüznüne bırakmak istedim kendimi.
Gümüş tabasından biraz tütün çıkarıp sarmaya başladı. Sessiz, soluksuzdu sanki. Bir bar sandalyesinde tanışma, kahkalarla içilen şaraplar, tökezlenerek yürünen dar sokaklar. Hızlı bir sevişme seansı ve işte burdayız.
Çakmağın şaklamasıyla dağıldı kafamda ne varsa. Dudağının kenarında asılı kalan sigarayı yaktı, çatırdayan tütün gibiydim oysa bende birkaç saat önce. Bende doluyordum yerli yersiz ciğerlerine.
Kadife Kadın. -