Nereye gitsem yanımda götürüyorum sevgimi ve nefretimi…
Her sabah
yeniden sayıyorum kaç gündür görüşmediğimizi. Rüyalarımda görüyorum
karşılaştığımız anı, başımı çeviriyorum, bulamıyorum söyleyeceğim
kelimeyi…
Nefretimle uykuya dalıp ve sevgimle kalkıyorum. Her sabah
yeni bir güne başlasam
da, sensiz yeni bir hayata başlayamıyorum…
Sabahları cebime koyup “iyi ki”lerimi, “keşke”lerimi, pişmanlıklarımı,
çıkıyorum
yola, günün bir saatinde “keşke”lerimi alıyorum, başka bir
saatinde “iyi
ki”lerimi yanıma…
Bir cebimde ise hasretin hala
duruyor, yapacak hiçbir şey bulamayınca kalbim bu
yorgun kelimelerden medet
umuyor…
Senden gittiğimde sadece yaralandım sandım, aslında ruhum
bedenimden ayrılmış,
geriye kalan bir et parçasıymış anladım…
Artık kiminle konuşsam ruhum sendeki gibi havalanmıyor, bugün kiminle
tanışsam
kalbim sendeki gibi atmıyor…
Yanımdan geçen herkese sen
misin diye bakıyorum, seni gördüğüm anda başımı
çevirip kaçıyorum. Senden
uzaklaşmak için sana doğru koşuyorum…
Bir gün ararsan, açmayacağım
diye kendime sözler veriyorum, her telefon
çaldığında sen misin diye
heyecanlanıyorum. Seni aramamayı cesaret sanıyorum,
aramak mı zor aramamak
mı bilmiyorum…
Hiçbir gelen senin yerini doldurmuyormuş, hiçbir giden
senin kadar
acıtmıyormuş…
Sensiz bir hayatta da mutluluk yokmuş
aslında, yokluğunun acısı sevgimden büyükmüş aslında