1.İşe önce kendinizi severek başlayın.

2.Onu sırf kendisi olduğu için sevin.

3.Dişiliğinizi ve orjinal kimliğinizi koruyun.

4.Annesi olmayın!

5.Onu gerçekten tanımaya çalışın. Hayaller ayrı bir dünya!


İşe önce kendinizi severek başlayın. Hepimizin de bildiği gibi; kendini sevmek bencillik demek değildir. Düz mantıkla şöyle diyelim: Eğer kendinizi sevmeyi beceremiyorsanız, bir başka insanı nasıl seveceksiniz? Sağlıklı bir sevgiden bahsediyorum. Sevginin beklenti ve takıntılardan arınmış, saf halinden… Biz kadınlar diğerlerini sevmekle o kadar meşgul oluyoruz ki; kendimizi sevme konusunda genelde sınıfta kalıyoruz. Buna ne hal kalıyor, ne de vakit! Açıkçası resimden silinip gidiyoruz. Sevgimizin tümünü erkeğimize, çocuklarımıza veya bizim için değerli olan diğer insanlara harcıyoruz. Halbuki kendini sevmek, hayatın ve dengeli bir kişiliğin temelinde yer alıyor.


Onu sırf kendisi olduğu için sevin. Erkeğimizin sevdiğimiz birçok yönü olabilir. Belki güçlü oldukları için, belki bize seksi geldikleri için, bize ilham verip mutlu ettikleri için veya sırf komikler, zenginler vb. diye… Ama unutmayalım, erkeğimizi sevme sebebimiz bunlar olamaz! Onu bir bütün olarak seviyoruz aslında. Sadece birkaç özelliği yüzünden değil ki! Sevgimiz koşullara bağlı olmamalı. Onu seviyoruz. O kadar! Öte yandan erkekler de aynı hataya düşüyor. Kendilerini iyi hissettikleri yönleri yüzünden kadın tarafından sevildiklerini düşünüyorlar. Kadınlar bu bir kaos! Erkeklerimize bu konuda yardımcı olacağız ve onları sevmemizin sebebinin sadece “kendisi” olduğunu sık sık hatırlatmalıyız.


Dişiliğinizi koruyun. Erkeğimizi etkilemek isterken genelde kendimiz olmaktan çıkarız biz. Zamanla başkalaşırız. Ama aşkımızın kaynağı içimizde olmalı. Farklılaştıkça doğallığımızı kaybederiz. Dışarıdan taşıma suyla değirmenin dönmeyeceği gibi; kendisi olmayı bırakmış bir kadın da sevdiği erkeği zamanla itmeye başlayacaktır. Erkeğiniz size hangi halinizle aşık olduysa, bunu korumaya gayret etmelisiniz. Hele bir de sevgiyle perçinlerseniz, harika!


Annesi olmayın! Erkeklerin annelerine düşkünlüğü asla bir sır değildir. Karar bir ölçüde bunun devam etmesine izin vermelisiniz. Sakın annesinin yerine geçmeye çalışmayın ya da erkeğinizin sizi o moda sokmasına izin vermeyin. Size aşkı için geldi. Erkeği derleyip toparlamak bir çare gibi görünse de, çoğunlukla kimlik karmaşasına yol açar. Aslında hiçbir erkeğin, sizden gerçekten annesi olmanızı istediğini sanmıyorum. Özellikle çocuk sahibi olduktan sonra, “iki sevgili” halinizi sürdürmek hayli zor. Ama mutlaka bunu başarmanız gerekli. Yoksa bu konu dipsiz bir kuyu!


Onu gerçekten tanımaya çalışın. Hayaller ayrı bir dünya! Erkeklerin “Karım/Sevgilim beni anlamıyor” dediği noktada durum çok vahim demektir. Gerçi “Kırk gün taşı, bir gün indir; senden kötüsü olmaz.” esası burada oldukça geçerli ama konu daha oralara gelmeden “iyi bir dinleyici” olmakta fayda var. Her ne kadar “ben senin hamurunu biliyorum” edasıyla erkeğinin etrafında dolansa da, kadın her defasında onu dinlemek ve anlamak zorundadır. Erkeğimiz hakkındaki her şeyi bilmemize imkan yok! Erkekler sanıldığı kadar “basit denklemlerle düşünen varlıklar” olmayabilir. Bir bakın bakalım; gerçekten ne diyor? Belki de kendisi dahi, ne kadar karmaşık biri olduğunun farkında değildir! Onu sevmeye devam etmeli ve ona bu sevgimizi bu özeni göstererek daima hissettirmeliyiz.


6- Mutlu anlarınız için şükretmeyi bilin.

7- Erkeğinizi daraltmayın. Onun da kendi özel alanına ihtiyacı var!

8- Verdiğimiz gibi, almayı da bilmeliyiz.

9- Ona kendini muhteşem hissettirin.

10- Her gün yeni bir gün!



Mutlu anlarınız için şükretmeyi bilin
. Birlikte, bir çift olarak yaşadığınız mutlulukları özellikle hatırlayın ve birlikte başardıklarınızı asla yabana atmayın. Sevginiz kadar, birlikte olmanın size verdiği mutluluk da ilişkinizin bir parçası olmalı. Ancak bu sayede, gelecekte yaşanacak olan güzel anları düşünmek, hayatınızın bir parçası olacaktır. Birlikteliğinizi sık sık cilalamakta fayda var. Ancak, gelecekle ilgili düşünceleri birer beklenti boyutuna sokmaktan sakınmalısınız. Beklentiler sizi kısıtlamaya başladığı takdirde, hayal kırıklıklarına yol açabilir. Konunun özünden uzaklaşmamaya gayret edin.

Erkeğinizi daraltmayın. Onun da kendi özel alanına ihtiyacı var! Biz kadınlar sürekli ilgi beklerken, erkekler de kendi alanına ve kendi kendine geçireceği, kendine özel zamanlara ihtiyaç duyar. Onların kafaları belli bir işe veya hobilerine konsantre olduklarında rahatlar, konuştuklarında ve paylaştıklarında değil! O anda yapmak istediği şey neyse, buna müsade etmeli ve saygı duymalısınız. Kabul edelim, her zaman ilgi odağında olmanktan hoşlanıyoruz belki ama arada bir bırakalım; dağınık kalsın. Çünkü biz kadınlar herhangi stresli bir durum karşısında, doğal yapımız gereği, erkeklerimize nazaran çok daha çabuk şekilde karar verebiliyoruz. Ama erkeklerin konuyu algılamak, ne hissettiğini bulmak ve bunu tanımlayabilmek için kesinlikle daha fazla zamana ihtiyacı var. Bu zamanı onlara tanımalı ve ani tepkiler vermemeliyiz. Hiçbir sebep yokken bile yalnız olmak isteyebilirler. Bu gerçeği kabul ettiğimizde ve bu gerçekten rahatsız olmayıp, söz konusu zamanı kendimiz için de bir fırsat olarak gördüğümüzde inanın her iki taraf da çok rahatlayacaktır.

Verdiğimiz gibi, almayı da bilmeliyiz. Sevgi olgusu almaktan çok vermekle alakalı gibi görünse de, eğer haddinden fazla verici bir tavır sergilersek, karşımızdan gelecek sevginin bize ulaşmasını imkansız hale getirmiş olabiliriz. Alabileceğinden fazla sevgi göstererek onu boğmaktan kaçının. Erkeğin sevgisini göstermesine de fırsat verin. Bu beklediğimiz şekilde olmayabilir. Ne çıkar? İyi niyetimizi koruduğumuz sürece, içinde yatan sevgiyi görebiliriz.

Ona kendini muhteşem hissettirin. Erkekler kendilerini iyi hissetmek ihtiyacındadır ve sıklıkla bunun tam tersine, kendilerini yetersiz hissedebilirler. Güçlü yönlerini bilseler de, bu onlara bir türlü yetmez! Böylesi durumlarda ona ne kadar muhteşem olduğunu hatırlatacak biri hiç de fena olmaz! “Ben hakikaten harikayım!” Siz de onaylayın! Bırakın bunu hissetsin. Sizden de duysun, görsün. Hem yalan da değil, boşuna mı sevdiniz onu? Tam olarak istediği adam olabilir o! Bu imkansız değil! Yeter ki siz ona kendini iyi hissettirmeye devam edin. İçtenlikle elbette.

Her gün yeni bir gün. Her güne ilişkinizin ilk günüymüşçesine başlayın. Onun hayatınızda olmasından duyduğunuz mutluluğu kendisine mutlaka ifade edin ve bunu her gün farklı farklı yollarla tazeleyin. Birbirinize duyduğunuz yakınlık ve sevginiz böylece kuvvetlenecektir. Ne hoş bir rutin, değil mi? “Hayatım seninle daha güzel. İyi ki varsın!” Küçücük bir nüans dahi dünyaları değiştirebilir. Unutmayın, erkeğinizin mutluluğu, sizin de mutluluğunuz.