'kötü bir annesin' diyen iç sesine inat
sana koşup sarıldığı anları hatırla
seni koklayıp öptüğünü
sen olmayınca geceleri ne kadar çok korktuğunu...
'yine çuvalladın' diyen iç sesine inat
sildiğin tüm göz yaşlarını hatırla
öpünce iyileştirdiğin yaraları
hastayken başında beklediğin sabahları
'hiçbir şeye yetişemiyorum, yetersizim' diyen iç sesine inat
korktuğunda onu kucakladığın anları hatırla
en yorgun anında ona gülümsediğini
gözyaşlarının arasında bile onu güldürebildiğini
'daha iyisini yapmalısın' diyen iç sesine inat
kendi ihtiyaçlarının önüne onunkilerini koyduğunu hatırla
açlıktan ölsen bile önce onu doyurduğunu
o uyuyabilsin diye uyumadığın geceleri
'çirkinsin' diyen iç sesine inat
'dünyanın en güzel annesisin' diyen boncuğu hatırla
onun gözlerindeki resmini
'beceriksizsin' diyen iç sesine inat
basit bir makarnayı bile nasıl iştahla yediğini hatırla
çizdiğin çöp adamı hayran hayran izleyişini
onun senin her hareketini izleyip, öğrenişini
o tecrübesiz anneden, 'onun annesi'ne terfi edişini
'kimsenin sana ihtiyacı yok' diyen iç sesine inat
avucundaki minik eli hatırla.
ve 'sana' ihtiyacı olan küçük kalbi
Olduğun gibi.
Sana.
'asla değişemezsin' diyen iç sesine inat
her farkındalığında değişebildiğini hatırla
iyi bir anne olmak için verdiğin mücadeleyi
kendini uzaktan görebildiğini
iç sesine inat.
duyduklarına inanma
Sen kendine söylediklerinden ibaret olmadın, olmayacaksın da.