Hastalığın, erken tanı ve tedavi şansı mevcutken, ortaya çıkan unutkanlıkların “Bu yaşta bu kadar olur” denilerek geçiştirilmesinin çok sakıncalı olduğunu aktaran Tanrıdağ, hastalığın, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğünü belirtti.Kadınların, erkeklere oranla ortalama 10 yıl daha uzun yaşadığını anlatan Tanrıdağ, “Bu uzun yaşama genç yaşlarda değil, 60’tan sonra ortaya çıkan bir farktır. Alzheimer hastalığı ise 60 yaşından itibaren görülmeye başlar ve yaşlanmayla birlikte sıklığı giderek artar. Bu görüşe göre hastalığın kadınlarda daha sık rastlanmasının nedeni bu olabilir” ifadelerini kullandı.Menopoz döneminde ortaya çıkan östrojen eksikliğinin yol açtığı zihinsel problemler içinde bellek zayıflaması, dikkat eksikliği, konuşurken kelime bulma güçlüğü, duygusal hareketlenme ve sinirlilik gibi belirtilerin olduğunu kaydeden Tanrıdağ, bunların genel anlamda depresyonun ve belirli bir yaştan sonra da hastalığın başlangıç belirtileri olabileceğine dikkati çekti.Östrojen eksikliğinin hastalık sıklığına etki eden ana neden olabileceğini vurgulayan Tanrıdağ, alzheimerın gelişmesine zemin hazırlayan pek çok risk faktörlerinin içerisinde en önemlisinin genetik yatkınlık olduğunu kaydetti.
Tanrıdağ, hastalığı önlemek ya da ilerlemesini yavaşlatmak için fındık, badem, ceviz, kabak çekirdeği, sivri biber, nane, yumurta sarısı, karaciğer, süt, ıspanak, havuç, yeşil sebzeler, kayısı, domates, yeşillikler, sığır eti, balık, beyaz peynir gibi B, E, C ve A vitaminlerinden zengin besinlerin tüketilmesi tavsiyesinde bulundu.