Bir masal yaşadım. Yazdığımdan büyük, kendimden büyük, hayattan bile büyük bir masal.. Hep öyle sandım. Çünkü her dakikasında bile kendi kendime masal anlattım. Zaman geçti sonra. Ara ara gerçeğe uyandığımda, masalın kaybolma ihtimalini düşündükçe, olmayacak olana en olmayacak yerinden sarıldım. Önce tozlandım, sonra kirlendim, sonunda da kırıldım..

Masalın sonunda evinin yolunu bulmuş herkes gibi yağmuru bekledim. Sokağın ortasında dikilip duran, inatla yağmuru bekleyen kirli çocuğu kimse görmedi. Herkes yağmur yağdıktan sonra, akıp giden geçmişin ardından bana inanacaktı. Sustum ve saatimi gecenin en ıssız yerine kurdum..

Herkesten uzak bir yerde, parmaklarımın arasında kurşundan bir kalemle; kirlenmiş bir masaldan temiz çıkabilmek için hayatın karşısına, aşkı arkasına alan bir çocuğun masalını kendim yazdım..