Her şeyin olabilir..
Evlerin, arabaların.. Bilgisayar vs… her türlü teknolojik imkanın, renk renk elbiselerin, pahalı parfüm ya da kremlerin ve pahalı alışkanlıkların…

Ve sen !..
Her şey olabilirsin…

Güzel ya da çirkin..
Uzun ya da kısa olabilirsin..
Boylu poslu.. Gösterişli ya da gösterişsiz…
Tombul yada zayıf….
Genç ya da yaşlı…

Kadın ya da erkek olabilirsin…
Anne, baba olabilirsin.
Kardeş, ağabey, dost, arkadaş…

Huzurlu ve huzursuz…
Güleryüzlü ya da somurtuk..
Sakin ya da hareketli…
Sabırlı, dayanıklı, heyecanlı, atak ve coşkulu olabilirsin.

Hatta her an içinde bulunduğun duruma göre bir şey de olabilirsin.

Sonra iş sahibi olabilirsin ya da işsiz…
Üniversite yada lise yada ilköğretim mezunu olabilirsin.

Bir meslek sahibi olabilirsin.
Öğretmen, memur, işçi, doktor, mimar ya da avukat...
Hatta mesleğinde üst seviyelere çıkabilir ve unvanların olabilir…
Bütün bu özelliklerin çevrende pek bir takdir görebilir, övgüler alabilirsin…

Tüm bunlar iyidir hoştur, güzeldir …

Büyüklerin dediği gibi adam bile olabilirsin.

Ama ASIL MESELE İNSAN OLMAKTIR…
İnsan olmak başka bir şeydir…

Onun ne okunacak bir kitabı ne de ezberlenecek bir formülü vardır. İnsan olmak yukarıda saydıklarım ile saymadıklarımın tamamını kapsar…

Eğer;

İnsanları toplumsal alt kimliklerine göre ayırmadan, cinsiyetlerine göre kayırmadan, zengin, fakir yada meslek ya da unvanlarına göre değil önce insan olduğu için sevip sayıyorsan…

Ve çevrendekilere sahip olduklarına göre değil, (seninle paylaşmamış olsa bile çevresindekilerle…) paylaştıklarına göre önem, değer ve anlam verebiliyorsan.

Verdiğin sözü tutuyor ve özün ile sözün birbirini tamamlıyorsa, iyiniyetli, samimi, merhametli, dürüst ve alçak gönüllü isen insan olmaya başladın demektir.

Pek havalı sıfatların olabilir ama en havalısı insan olmaktır. Kadın ya da erkek olmaktan, toplumsal sıfatlarından çok daha anlamlıdır. Ve tüm bunların yanına bir de erdem kattın mı insan oldun demektir.

Ve insan olduğunda sen artık insanların yüzlerine değil ruhlarına bakmaya başlarsın...

(alıntıdır)