Dağların yükseğinden esiyor rüzgar
Yağmurların koynuna gizlenmiş
Kanatları kırılmış kuşların
Havada dönüyorlar şöyle bir
Bakışlar kan döküyor, gam toprağın içinde
Geceyi bırak uyusun, insan kalsın içinde

Girdaplar dönüyor yırtıcı hayvan gibi
İnsansız bir dünya hepsinde bir maske
Buyruğu veren maske kızma insana
Sürüngenler parçalamış dünyayı
Yılgınlık it gibi havlıyor
Umutsuz bakışlar diz çökmüş yalvarıyor

Bir kez bak kaç insan kalmış
İnanmadığım kader yoksa oyun mu oynuyor
Tekmili birden ihanet koynumuzda
Utanç ne
Vicdanın olmadığı yerde
Vicdan can çekişiyor ihanetin olduğu yerde

Ölüm tacirleri tanrıcılık oynuyorlar
Ne kuralları tanıyorlar, ne tanrıyı biliyorlar
Kürsüden ahkâm kesip
Bedenleri toprağa, ruhları göğe yolluyorlar
Kulaksız sesler skutta ölümü çağırıyorlar
Mezar bekçileri görevde
Davet bekliyorlar

Korkuya duygu, onursuzluğa bilgelik diyorlar
İhanetin adı yok
Bataklıktaki kaktüsler gibi birbirini iğneliyorlar
Dayamış sırtını, dizilmişler tesbih gibi
Şaklabanlar salavat çekiyorlar

Aç gözlerini insan
Aç ki göresin, gör ki bilesin
Yılgınlık hep vardır korkuyla doğanda
Kaygılarını at bir kenara, çılgınlık sendede vardır
Gün gelir sende mermilerin üstüne koşarsın
At şu korkunun maskesini yüreksiz yaşanmaz

Hadi kalk ölüm uykusuna yatma
Alnındaki damgamı bu
Yık şu duvarları at üstünden günahları
Fermanı kim yazmış insan üstüne
Ölü bir tanrımı
Korkma
Özgür olmak yürek ister

İnsanlar üstünde oynanan oyun ruhun esaretidir
Kaldır başını göğe
Her sabah bir isyan habercisidir
Özgürlük gözlerinde taşır seni
Çürüyen bir dünyada
Tanrıda ölür
Korkma
İnsan olmak
Zaten senin erdemindir


Ali Kamil