Yine sensiz sessiz bir gecede yağmur var bu şehirde. Gözlerinin içine bakarken gülen gözlerim gecenin bu kör vaktinde boşluğu seyrediyor. Balkon demirleri arasına sıkışmış caddeyi seyrediyor. Gözlerim hala gidişini seyrederken takındığı tavrı sürdürüyor. Hala buğulu, hala telaşlı, hala çaresiz, hala başıboş... Hayat ışığının yandığı gözlerim bugünlerde oldukça sönük.
Yanıyorlar sevgili, ağrıyorlar, ağlıyorlar... Yanaklarımdan yine damlalar süzülüyor. Yüzümde garip bir hüzün, karşımda gülümseyen resmin... Yanaklarım ıslak, gözlerim dolu dolu... Hani sen nasıl derdin: "doli doli"... Gözyaşlarımı yine özgür bıraktım sevgili, yağmurun yıkadığı bu şehirde, evimin balkonunda. Sensizliği düşündüm bir an, sensiz geçen iki haftayı. Ne de acımasızmış meğer hayat. Ne kadar da çile meraklısıymış aşk. Ne çok hüzünbazmış sevenler, sevdalılar. Hiç mi özlemedin beni, hiç mi merak etmiyorsun, hiç mi düşünmüyorsun, hiç mi, hiç mi?... Sonsuzluğa uçup gitmek isterdim sevgili. Sadece seninle olacağım sonsuzluğa. Senin ve benim olmadığı sadece ve sadece bizim olduğumuz bir yere...
Yağmurun bu şehri ıslattığı gibi gözyaşlarım yanaklarımı ıslatıyor. Yavaş yavaş, incitmeden indiriyor damlalarını. Gözlerim yanıyor sevgili, içim kanıyor...Eskiden canım sıkıldığı zaman, kafamı dinlemek istediğimde, yalnız kalmaya ihtiyacım olduğunda yürüyüşe çıkardım. Yürürdüm yürürdüm yürürdüm... Saatlerce yürürdüm. Dinlenmeden, soluklanmadan yürürdüm ve düşünürdüm. Attığım her adım içimdeki sıkıntıdan bir parça koparır gibi gelirdi bana. Artık öyle uzun yürüyüşlere çıkmıyorum. Artık insanlar arasında fazla dolaşmıyorum. Artık bu şehrin sokaklarını arşınlamıyorum. Bana bakan meraklı gözlerle göz göze gelmiyorum. Artık dışarıda bir yerlerde oturup arkadaş sohbetlerine katılmak beni sıkıyor, eskisi kadar haz vermiyor. Artık işimi de sevmiyorum, mesleğimi de... Lanet ediyorum bu şehre, bu şehrin caddelerine, sokaklarına
parklarına. Lanet ediyorum bu şehrin kokuşmuş aşklarına, aşıklarına. Lanet ediyorum bu şehrin karanlığına... Sana son kez sarıldığım, seni son kez doya doya öptüğüm, sana son kez baktığım karanlığa...
Şimdilerde hayat sıradan, monoton... İş, ev, para, faturalar, ağlayan gözler, hüzünlü bir yüz ve yalnız bir kalp. Bugünlerde kendimi ölmüş hissediyorum. Ölmüşüm ya da ağır hastayım veya bir kaza geçirmişim ağır yaralıyım. Sevenlerim, ailem başımda toplanmış çaresiz gözlerle bana bakıyorlar. Ellerinden bir şey gelmemesinin hüznüyle bakıyorlar bana. Dudaklarımdan güçlükle bir iki kelime dökülüyor. Dökülen her kelimede sen varsın sevgili. Gözlerimi zorlukla aralıyorum. Yanıbaşımdasın, ellerimi tutuyorsun. Sevgili, gelmek için ölümümü mü bekliyorsun? Eğer onu bekliyorsan biliyorsun ki o çok yakın...
Bu şehre yağmur yağıyor. Biz yürüyemiyoruz. Seninle yağmurda yürümeyi özledim sevgili. Islanmayı, başımdan aşağıya doğru hızla inen yağmur damlalarını, kazağımın vücuduma yapışmasını özledim. Seni özledim sevgili...
Yıldızsız ıssız bir gecede Yağmur var bu şehirde
Seni seviyorum.. Sensizken bile.....!