Bir ömre bedel ruhu elde etmek için ne kadar çalışırsın? Neleri kurban edersin?; ya da ne kadar istersin? Ben Adana - İstanbul otobanında giderken aklımdan geçen bu inanılmaz fikri feda ederim. İnsanlardan beni nefret ettiren o sonsuz yalnızlığı asla feda etmem bu uğurda; çünkü budur bana hedef vererek yaşamamı anlamlandıran. Bütün bilgilerimi, paylaşma çabalarımı ve beni duygusuzluktan kurtaran herşeyi kurban ederim ama biliyorum ki bunlar yine de yetmez. Bu imkansızlığa yeten tek şey güçsüzü ezme duygusudur ve bu da ben de yok. Çünkü en güçsüz benim! Bu güçsüzlüğümü kendim olarak hep yenerim ama hiç kimse bu güçsüz kişinin asıl gücünün hiç farkında olmadı.
Güçsüzü ezme duygusuna sahip olanlar, paralı, mutlu ve ölümsüz bir ruha sahip olabilirler ama unutmamalıdırlar ki bu duygusu olmayanlar bozgunculuk değil, birlikte olmanın, yok etmenin değil ileriye götürmenin başlangıçlarıdır. Bu hayatta önemli olan şey, kendimiz için kazanmaktan çok daha ötedir. Bu, yavaşlamak, yönünüzü değiştirmek anlamına gelse bile diğerlerinin de kazanması için yardım etmektir. Kendisinden güçsüzü ezmeyi ilke edinenler, daha güçlünün de var olduğunu unuturlar.
Eğer bu ruhu elde edemezsen diğer ruhların önemi nedir ki? Diğer ruhlar sıradanlığa kurban olanlardır ve bunların en büyük kurbanı benim. Sıradanlığa karşı bir savaş vermekteyim.
" Benim sürdürebileceğim savaşların en zorlu olanı, beni an be an başkası olmaya zorlayan bir dünyada kendinden başka ben olmamak için savaşmaktır ve bu savaş hiç bitmez"