Alideniz, karşısındaki dik ve yüksek merdivenlere baktı ve "nasıl bu merdivenlere çıkılır?" diye düşündü ama çıkmak zorundaydı. Çünkü Alideniz güçlüydü ve hiçbir şeyden korkmazdı. Ağır adımlarla teker teker çıkmaya başladı. Merdivenler, dağın tepesinden bulutların ardına oradan da Mavi Güneş'e çıkıyordu.
İki elini merdivenlere koyarak çıkarken önüne çıkan şeye şaşırmıştı Alideniz. Bir deniz büyüklüğünde sular vardı ama Korkusuz Alideniz o suları geçecekti. Yavaş yavaş sulara basarak ilerlemeye başladı. Suya düşmemek için yavaş yavaş ilerliyordu. Sonra bir sonraki basamağa bastı kurtulmuştu Alideniz ama arkasına bakmamalıydı bakmadı da.
Alideniz'in önünde engeller bitmek bilmiyordu. Şimdi de önünde her yer buzlarla kaplanmış mermerden yapılmış taş alan vardı. Güneşe ulaşmak için burayı geçmek zorundaydı ve bir zıplama hareketiyle atladı. Tam geçtiğini düşünüyordu ki ayakları kaydı ama elleriyle tutmayı başardı. İki eliyle bir kaç adım attıktan sonra kenara tutunarak ayağa kalkmayı başardı. Artık nasıl hareket edeceğini öğrenmişti.Kenardan yavaş yavaş ilerlemeye başladı ve önüne çıkan bütün engelleri aşıyor, daha da çabuk ilerliyordu.
Mavi Güneş'ten bir ses yükseldi: "Çabuk ol Alideniz, buraya gel! " Bu ses Evet bu ses Alideniz'in iyilik perisinin sesiydi. Alideniz'e yardım etmek için gelmişti ama Güçlü Alideniz yardım istemiyordu. Çünkü bu zor ve yüksek merdivenleri tek başına çıkarak Mavi Güneş'e ulaşmalıydı. Alideniz'e herşeyi öğreten büyük üstadı nasıl ulaşacağını anlatmıştı.
Alideniz artık sona yaklaşmıştı. Bir kaç merdiven kalmıştı Mavi Güneş'e ulaşmasına. Aşağı doğru baktığında içini bir korku kapladı, fakat bu kadar yol çıktığı için kendiyle gurur duyuyordu. Daha işi bitmemişti. Şimdi sırada son merdiven kaldı. En zor merdiven... Büyük üstat ona: " Bu merdivene her erkek çıkamaz. " demişti. Son merdivenin kenarı yoktu ve çok dikti. Alideniz ayağa kalktı.İki eliyle merdiveni tuttu, dizini merdivenin üstüne koydu ve artık çıkmıştı. Mavi Güneş artık onundu. Demir kapıyı açtı ve iyilik perisine doğru koştu: "Aferin, aferin sana " herkes alkışlıyor ve gururlanıyordu. Alideniz artık kendisini eskisinden daha güçlü hissediyor ve kendisine daha çok güveniyordu.
Adnan KÖROĞLU