Birinci ödevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.
Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur.
Bu temel senin en değerli hazinendir.
Gelecekte seni bu hazineden yoksun kılmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır.
Bir gün, bağımsızlık ve Cumhuriyeti savunmak zorunluluğuna düşersen, göreve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin.
Bu olanak ve koşullar çok elverişsiz bir nitelikte belirebilir.
Bağımsızlığını ve Cumhuriyetini yıkmak isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir üstünlük kurmuş olabilirler.
Zorla ve aldatmayla, sevgili yurdun bütün kaleleri alınmış, bütün gemiliklerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesi düşman eline geçmiş olabilir.
Bütün bu koşullarda daha acı ve daha korkunç olmak üzere, ülkede yönetimi elinde bulunduranlar aymazlık, sapkınlık ve hatta hainlik içinde bulunabilirler.
Hatta bu yöneticiler kişisel çıkarlarını, ülkeye giren düşmanların siyasal amaçlarıyla birleştirebilirler.
Ulus yokluk ve yoksulluk içinde yıkılmış, bitkin düşmüş olabilir.
Ey Türk Geleceğinin Çocuğu!
İşte bu ortam ve koşullar içinde bile ödevin; Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
Bunun için gerekli olan güç, damarlarındaki soylu kanda vardır!