Masallar anlatırdı hem de en güzellerinden öyle güzeldi ki dinlerken uyuya kalırdım. Sonra bilirdim yanımdan kalkıp gitmeyeceğini öyle güvenle öyle huzurlu uyurdum ... Arada gözlerimi açıp bakar da onu yanımda bulazsam nasıl sinirleneceğimi bilirdi ...

Bazen de şarkı söylerdi sesi pek güzel değildi ama ninni gibi gelirdi ...

Sesini yükseltmezdi bana hiç kıyamazdı kızamazdı ..

Ben üzülünce benden çok o üzülürdü bilirdim ...

Her şeyimi anlatırdım en yakın arkadaş bile bu kadarını dinlemeye katlanamaz bir sus be kızım derken o tek kelime etmezdi ..

Hep duymak istediklerimi söylerdi ..

Bilirdi çünkü gerçeklerden çok sevdiğimi hayalleri ...

Susmaktan çok sevdiğimi konuşmayı .. Ben susunca çok korkardı ...

Ne oldu bile diyemez karşımda şebeklikler yapardı aklı sıra beni mutlu edip üzüldüğüm şey her neyse onu unutturacaktı ..yapardı da ...unuttururdu ...

Sonra ne olmuştu sana diye sorardı örtemezdi üstünü ... Karşısına alıp saatlerce konuşurdu benimle ... Hep anlatacak bir şeyler bulurdu bana ... Benimle hayal kurmayı severdi içinde ben olan hayalleri severdi Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatırdı ben de anlattıkları çizerdim boyardım bak yaptım derdim Yazardım ...

Yazdıklarımı okurdu hep neden yazdın kime yazdın demezdi ... önemi yoktu belki başka birinden bahsederdim ama bilirdi hayal gücümün sonsuzluğunu nasıl olsa uydurmuşsundur sen derdi ... Hayatta kafasına benden başka hiç bir şeyi takmayan umursamazın tekiydi ama söz konusu ben olunca kimse duramazdı önünde ...

Sürprizleri çok sevdiğimi bilir hiç beklemediğim anda beklemediğim şeyler yapardı .. Ne zaman ağlasam kesin sonunda gülmekten ölür vaziyette bulurdum kendimi ... Asla öylece bırakmazdı beni

Güçlü birimiydi emin olamazdım hiç tek bildiğim benden daha duygusal olmadığı

Eğer yanımdaysa kesin gideceğim yere kadar beni bırakırdı ...yanımda değilse ben gideceğim yere varana kadar telefonda konuşurdu benimle ...

Başıma bir iş gelse sanki koşup gelebilir gibiydi ...

En sevdiğim şarkıyı en sevdiğim yemeği ...sevdiğim renkleri ...nelerden hoşlandığımı benden çok daha iyi bilirdi .. benimle ilgili her sınavı geçerdi ... Öyle deli tanırdı beni .. Gözümden anlardı söylemek istediklerimi ... Elimi hiç bırakmazdı .. Benim elimi uzatmamı beklemezdi ... Sıkı sıkı tutardı ..Bilirdi öyle parmak uçlarıyla tutulan elleri sevmediğimi ...
Yanaklarımla, burnumla oynamayı çok severdi ... ben kilo alınca bunalımlara girerken o sevinirdi yanaklarım çok tatlı oldu diye... Yanaklarımı ısırırdı ben de ona vururdum .. istediğim kadar vurim hiç bir yeri acımazdı sanki ... Bana kendimi koruma taktikleri verirdi .. Böyle vuracaksın bak derdi ... kendi üstünde denetirdi ... Ben de hiç acımadan ne dediyse yapardım ...

Tiyatroyu çok severdi benim gibi ... İki zıt kutup olmamıza rağmen tiyatro en büyük ortak noktamızdı ... Resim yapmama bayılırdı ...Dans etmemi sevmezdi sadece ...Başkalarının bana dokunmasına dayanamazdı ... Bizim bir şarkımız olsun diye düşünmedik hiç mesela işte bu şarkı bizim diye karşıma gelmişti .. Beni düşünmeye zorlamazdı ... Nereye gidelim diye düşünüp sonunda kavga etmezdik o zaten bilirdi ... Bir anda başka bir şehrin kafesinde otururken yanımda biterdi .. Ben de sanki onu bekliyormuş gibi boynuna atlardım ... Onun yanında ne düşünür acaba ne der diye kendimi değiştirmeme gerek kalmazdı çünkü bilirdim her halimle severdi ... saçlarımı kazıtsam bile ne kadar yakışmış o güzel yüzün ortaya çıkmış diyip sevinirdi ... Makyaj yapmamı saçlarımı boyatmamı hiç istemezdi .. doğal halimden daha güzelinin olmadığına inanırdı...

söz verdiği zaman kesinlikle tutardı o yüzden çok istediği bir şey olduğunda söz ver derdim ... asla yalan söylemezdi ... Bilirdi yalanı sevmediğimi bilirdim yalanı sevmediğini ...

Çok güzel yemek yapardı ...Ben de çok güzel yerdim...

Bir günden fazla küs kalmamız mümkün değildi çünkü bilirdi benim kızgınken üzgünken uyuyamadığımı bu yüzden ne yapar ne eder beni mutlu eder öyle uyurdu ...

Giydiğim kıyafetlere çok da karışmazdı ama küçük kıskançlıkları da yok değildi ... aslında deli gibi kıskanırdı..kıskanınca sinirlenirdi .. ben de çok eğlenirdim onun bu haline ...bana çok karışmaya başladığında of bunaldım derdim biraz serbest bıraktığında benimle ilgilenmiyorsun diye kıyametleri koparırdım ...ama öyle alışmıştı ki bu durumu sorun olarak görmek yerine gülerdi hep ...
Çok duygusal olmamı bile severdi ... Beni mutlu etmek için bir şey yapsa mutluluktan ağlardım ...Ne yapacağını şaşırır öyle kalırdı ...
Sabahları mutlu uyanır akşamları gülerek uyurdum onun yanında ... Bilirdi en sevdiğim şeyin gülmek olduğunu ... ama hep kendimi üzecek bir şeyler bulduğumu söyleyip dururdu ben kendimi mutlu edecek sebepler için yaşarken ...
Hep bugün vardı bizim için ... En güzel an beraber olduğumuz andı... Öyle zamanlarda kötü şeylerden bahsedip hiç canımızı sıkmazdık hep güzel şeylerden konuşur gülerdik ...
Beraber dizi veya film izlemeyi severdik ...Ben romantik komedi ... O aksiyon korku dehşet saçan filmleri severdi ama beraber animasyon izlediğimiz de olurdu .. O sessizce film izlerken ben sürekli yorum yapardım o bence bunu pek sevmezdi .. Ama benden şikayet etmek yerine arada bana katılırdı çünkü bir sus artık dese filmin sonuna kadar susup surat asacağımı bilirdi ...Maç izlicem diye ölüp biten bir tip değildi ama futbolla benden daha çok ilgilenince küçük bir sinir gelirdi o sırada yanında değilsem ve o izliyorsa arar rahatsız ederdim çünkü benim o zaman konuşmam gerekirdi tam o an önemliydi ... maçtan sonra sanki kıyamet kopacak hepimiz ölücez ben de konuşamadım diye üzülücem gibi gelirdi ...

...Beni öyle güzel tanırdı öyle güzel severdi ki ...
Ben de onu çok severdim ...Doğum gününe üç ay kala ne yapsam ne alsam diye heyecanlanırdım ... yıl dönümümüze bir sene kala başlardım ... İlişkinin ilk gününden itibaren onunla mutlu olduğum her anı yazdığım bir günlük tutmaya başlardım birinci yılımızda ben çok mutlu olurdum ama onun için okunması gereken bir kitaptan ibaret olabilirdi tabi ...
En sevdiğim çiçeğin olmadığını bilirdi ... onun aldığı ilk çiçeğin benim ömür boyu en sevdiğim çiçek olarak kalacağından emindi biliyorum ... öyle de kaldı ...
Bugün sana bir sürprizim var der alır beni en sevdiğim yere götürürdü ... orada belki beş on dakika dururduk ama bilirdi beni nasıl mutlu ettiğini ...
Kapıyı çarpıp çıkma huyumu pek sevmezdi ... Ama gittiğimde de tutup kolumdan geri getirirdi beni çünkü bilirdi bir de neden arkamdan gelmedin diye surat asacağımı ... Hiç beni değiştirmeye çalışmazdı
Deliyle deli olurdu ...çok güldürürdü beni ...şapşalın tekiydi... sokakta el ele koşup dans edebilirdik korkmadan ...çok severdim her an beni şaşırtmasını ... oyun oynardık bazen ... el kızartmaca mesela ya da kim kime daha hızlı vurabilir hadi bakalım kim kimi düşürecek ..sen beni taşıyabilir misin .. beni omzuna alsana gibi ..kesin sonunda ben kızardım bir yerlerim acırdı düşerdim kafamı vururdum dizim acırdı .. o da hep kedi şeyini görmüş yara sanmış derdi ... daha çok sinirlenirdim ... sonra ikimiz de gülerdik ...Benimle yürümeyi çok severdi ...Biraz üşengeç biriydi .. hayır ya gayet de garfield gibi bir şeydi ama söz konusu ben olunca üşengeçliğini bir kenara bırakırdı...çünkü yürümezse benimle iki gün konuşacağımı bilirdi ..
Saçlarımı kurutmasını çok severdim
Ojemi sürmeyi beceremeyip her yere bulaştırmasını
Bana çikolata alıp al şunu ye de biraz tatlı ol demesini severdim ...
Çünkü bilirdi şekerli şeyler yediğimde tatlı olacağıma inandığımı ...
Beni bunlarla severdi ... Çünkü bilirdi onu çok sevdiğimi ... Benim için çok seviyorum demenin seni ''sonsuz '' kadar seviyorum demek olduğunu bilirdi ...
Mutlu sonları sevdiğimi ama bir sonun nasıl mutlu olabileceğini bir türlü anlamadığımı bilirdi ... mutlu olmak bitmeyen bir şey olmalıydı çünkü bana göre ...