İletişim, kısaca “karşılıklı iletmek” anlamında bir kavramdır. Bir elektrik düğmesine bastığımızda ampule doğru bir akım iletilir ve ampul yanar. Buradaki akım, elektriği iletme olayıdır. Burada olduğu gibi iletişimde de bir iletme olayı söz konusudur. Yalnız iletme işi “duygu, düşünce, bilgi” iletmek şeklinde olur. Kısacası iletişim, insanlar arasında gerçekleşen duygu, düşünce ve bilgi alışverişidir.Bu alışveriş, yani iletişim genellikle konuşmayla gerçekleşir. Fakat göz işareti, gülümseme, susma, ağlama, müzik, resim, kitap, gazete, sinema, heykel ve mimariyle de iletişim sağlanabilir. Nitekim insanlar tarih boyunca duman, mektup, kuş, ıslık, trafik işaretleri, internet gibi değişik iletişim araçları kullanmışlardır.İletişimin Önemiİnsan toplu hâlde yaşayan bir varlıktır. Dolayısıyla İletişim, toplumsal bir varlık olan insan yaşantısının kaçınılmaz ve önemli bir boyutunu oluşturur. Toplum içinde yaşayan her insan, farkında olsun veya olmasın, birbirleriyle iletişim içindedir. İnsanlar duygu, düşünce ve hayallerini, sorunlarını birbirlerine iletişimle aktarırlar. İletişimle insanlar birbirlerini anlarlar, sorunlarını paylaşırlar, problemlerine çözümler üretirler. Yani insan hayatının merkezinde iletişim vardır. İnsan ailesiyle, arkadaşlarıyla, komşularıyla, çevresiyle sürekli iletişim hâlindedir. Tarih boyunca insanlar hep iletişime önem vermişler ve sürekli iletişim hâlinde olmuşlardır.İlk insanların mağara duvarındaki resimleri birilerine bir şeyler anlatmak için bir araçtı. Duman, ateş, güvercin bile anlaşma aracı olarak kullanılmıştır. Şimdi elimizde sayısız iletişim yolu var ve insanoğlu dünyanın bir ucundaki, hatta uzaydaki biriyle iletişim kurabiliyor.İletişimin gerçekleşmediği durumlarda ise insan, kendini boşlukta görür ve büyük bir yalnızlık hisseder. Hatta hiç konuşmayan insan zamanla konuşmasını bile unutabilir. Özellikle günümüzde iletişimsizlik sorunları yaşanmaktadır. Çoğu zaman telefon, İnternet gibi araçlarla çok uzaktaki insanlarla iletişim kurarken yanı başımızdaki arkadaşlarımızla, annemizle, babamızla, kardeşimizle sağlıklı bir iletişim kuramıyoruz.İletişimin Öğeleriİletişim, tüm tarafların üzerinden bilgi alışverişi yapılacak ortak bir dili anlamalarına ihtiyaç duyar. İletişimin gerçekleşmesi için bazı unsurların bir araya gelmesi gerekir. İletişimde belirli mesajlar kodlanarak bir kanal aracılığıyla bir kaynaktan bir hedefe (alıcıya) aktarılır.Örneğin bir konuşmacı (kaynak) ortak bir dil aracılığıyla kodladığı kelimeleri (ileti) ses dalgaları (kanal) yoluyla alıcıya (hedef) aktarır. Dolayısıyla iletişimin “gönderici, alıcı, ileti, kanal, bağlam, dönüt” gibi öğeleri vardır. Şimdi bu öğeleri sırasıyla açıklayalım:1. GöndericiGönderici iletiyi hazırlayan, gönderen kişidir. Gönderici iletişimin en önemli öğesidir. Çünkü gönderici olmadan iletişim gerçekleşmez. İletiyi aktaran göndericiye kaynak ya da verici de denir. Dinleyiciye bir şey söyleyen kişi göndericidir.2. İletiGöndericinin aktardığı duygu, düşünce, hayal, istek ve bilgilere “ileti” denir. Başka bir deyişle ileti, göndericinin alıcıya aktardığı mesajdır. Dolayısıyla konuşanın (gönderici) anlattığı, bildirdiği şeylerin hepsi ileti kavramına dâhildir. Sözü söyleyenin, dinleyene söylediği söz iletidir.3. AlıcıDuygu, düşünce, istek ve bilgilerin aktarıldığı kişi ya da kişilerdir. Başka bir deyişle alıcı, iletinin gönderildiği insan ya da topluluktur. Ortada bir ileti vardır, bu iletinin pek tabii bir de “alıcısı” olmalıdır. Bu da konuşmayı dinleyen kişidir. Dinler ve “iletiyi” alır.4. Şifre (Kod)İletişimdeki iletiler şifrelenerek aktarılır. Gönderici, iletisini konuşmanın yanı sıra yazıyla, resim çizerek, rakamlarla ya da hareket yaparak anlatmayı da deneyebilir. İşte bu tür iletişim şekillerine “şifre” denir.5. Bağlamİletişime katılan öğelerin birlikte meydana getirdiği ortama bağlam denir. Başka bir deyişle göstergenin öteki öğelerle birlikte ve onlarla birleşerek, bütünleşerek onların da yardımıyla bir kavramı yansıtmasıdır. Bir sözcüğün hangi anlamda kullanıldığını bağlamına göre belirleriz. Bir sözcüğün anlamını belirlemede bağlam devreye girer. Bu açıdan bağlam, iletişimde çok önemli bir yere sahiptir. Örneğin “sıfır” kelimesi değişik bağlamlarda değişik anlamlar ifade eder.Bu sözcük, “Pazarda sıfır gibi bir araba buldum ve onu hemen aldım.” cümlesinde aracın hasarsızlığını, kullanışlılığını, yeniliğini bildiriyor. Yani olumlu anlamda kullanılmıştır.“Sorma, su içsem kilo alıyorum, bütün rejimleri denedim, netice sıfır.” cümlesinde ise “sıfır” sözcüğü “kötü, başarısız, verimsiz” anlamında kullanılmıştır. Yani olumsuz anlamda kullanılmıştır.6. Kanalİletinin göndericiden alıcıya ulaştığı yol veya araca kanal denir. İletişimde gönderici iletisini alıcıya söz, yazı, rakam gibi belli araçlar yardımıyla aktarır. İşte iletişimin bir parçası olan bu araçlara kanal adı verilir. Konuşmada kanal sözdür.7. FiltreFiltre, alıcının iletiyi kendine göre yorumlama biçimidir. Bu açıdan filtre, algılamayla ilişkili bir öğedir. Algı, kişinin belli bir bilgiyi duyma, anlama ve değerlendirme sürecidir. Kişinin durumu, istekleri, geçmiş yaşamı, önyargıları ile sosyal ve kültürel unsurlar algılamayı etkilemektedir. Tüm bu unsurlar, kişilerin aynı iletiyi farklı yorumlamasına kapı aralamaktadır. Bu durum da iletişimdeki filtre kavramıyla açıklanmaktadır.8. Dönüt (Geri Bildirim)Alıcının, göndericiye verdiği tepkiye (cevaba) dönüt denir.Hakan, arkadaşı Caner’e cep telefonundan: “Toplantı başladı mı?” mesajını gönderdi. Caner de onun mesajını: “Hayır, daha başlamadı.” diye cevapladı.Yukarıdaki iletişimde iletişimi başlatan kişi Hakan’dır. O hâlde Hakan “gönderici (kaynak)” durumundadır. Hakan’ın soru yönelttiği kişi olan Caner ise “alıcı”dır. Gönderici olan Hakan’ın, alıcı olan Caner’e aktardığı “Toplantı başladı mı?” sözü, yani mesajı “ileti”dir. Gönderici, iletisini telefonla aktardığı için burada telefon “kanal” durumundadır. Gönderici ve alıcının sözlerini yansıtan harfler veya dil (Türkçe) “şifre’dir. Alıcının (Caner), göndericiye (Hakan) verdiği “Hayır, daha başlamadı.” cevabı ise bu iletişimdeki “dönüt”ü oluşturmaktadır.İletişimde Gönderici, Alıcı ve İleti İlişkisiİletişim kısaca, “gönderici” tarafından “ileti’nin bir “şifre” aracılığıyla, bir “iletişim kanalıyla “alıcı “ya gönderilmesiyle oluşur. Şifrelenmiş mesajı alan ve çözen alıcı, mesajı taşıyan sembolleri algılayıp onlara anlam vererek iletişimi sonlandırır ya da kendisi bir mesaj göndererek bu sefer gönderici konumuna geçer. İletişim bu şekilde devam eder.İletişimde Göstergelerin Yeri ve ÖnemiKendi dışında bir başka şeyi gösteren, düşündüren, onun yerini alabilen nesne, görünüş ve olgulara gösterge denir. Örneğin kelimeler bir göstergedir. Buna göre adlarımız bizim göstergemizdir. “Hasan” kelimesi bir insanın göstergesidir. Aynı şekilde “vazo” kelimesi “vazo nesnesi”nin göstergesidir. “Vazo” kelimesi vazonun kendisi değildir ama vazoyu karşılar. Yazıda, konuşmada vazonun yerine geçer. Bu kelime, vazoyu gösterdiği, düşündürdüğü, onun yerini alabildiği için “gösterge” diye adlandırılır. Kısaca gösterge; kendisi o şey olmadığı hâlde, o şeyi çağrıştırarak iletişim kurmayı sağlayan araçtır, nesnedir, olgudur.Göstergelerin ses ve anlam yönü vardır. “Odun” göstergesi “o, d, u, n” seslerinden oluşmuştur ve anlamı “yakmak için kullanılan sert bir nesne’dir. Buna göre her gösterge “gösteren” ve “gösterilenden” oluşur. Harflerden oluşan sözcük, resim, şekil, işaret vb. öğelere gösteren denir. Göstergenin insanların zihninde çağrıştırdığı görüntü ve anlamlara ise gösterilen denir.Gösterge Çeşitleri1. Dil GöstergesiYazıyla veya sözle gerçekleştirilen her türlü etkinlik dil göstergesiyle ilgilidir. “Kedi” kelimesi bir dil göstergesidir. Bu gösterge, “k. e, d, i” seslerinden oluşmuştur. Kelimeyi oluşturan sesler gösteren, kelimenin çağrıştırdığı anlam ise gösterilendir.2. Dil Dışı GöstergelerResim, şekil, işaret, hareket, jest, mimikler vb. dil dışı göstergelerdir. Dil dışı göstergeler dörde ayrılır:a. Belirti (Doğal gösterge): Doğal olan her şey doğal göstergedir. Doğal bir göstergedir. Yorumu yapılmadığı zaman herhangi bir anlam ifade etmez. İletişim kurma amacı yoktur. Gösteren ile gösterilen arasında neden-sonuç ilişkisi vardır. Gök gürültüsü, yağmuru; gece bahçedeki köpeğin havlaması, dışarıda yabancının dolaştığını; ateşimizin 38 derece olması, hasta olduğumuzu gösterir. Yağmurun yağması, deprem, sel, sonbaharda yaprakların sararması vb. doğal göstergedir.b. Belirtke (Sosyal gösterge): Sosyal durumları anlatan göstergelerdir. Yapay göstergedir. İnsanların iletişim kurmak için ürettiği şeydir. Tüm belirtkeler uzlaşımsal nitelik taşır. Görgü kuralları, trafik lambaları vb. unsurlar sosyal göstergedir. Bir futbol maçında hakemin futbolcuya gösterdiği sarı kart bir belirtkedir. Bu renk ile oyuncunun bir dahaki sert davranışta oyundan atılabileceği konusunda uzlaşmaya dayalı bir bağ söz konusudur. Herhangi bir dershanede ders sonunda zil çalması dersin bittiğinin göstergesidir. Zil, gösteren; dersten çıkma gösterilendir.c. Görsel Gösterge (İkon): Göstereni ile gösterileni arasında benzerlik ilişkisi olan göstergedir. Haritalar, fotoğraflar, resimler, şehir planları buna örnektir.d. Simge: Benzerlik ya da yakınlık (uzlaşma) ilişkisi içinde soyut bir gösterileni göndermede bulunan görsel biçimdir. Güvercin, barışın; terazi adaletin; kartal Beşiktaş’ın simgesi olan göstergelerdir.Göstergelerin Ayırıcı ÖzellikleriDil göstergeleri diğer göstergelerden daha farklı ve daha gelişmiştir. Dil, en kullanışlı gösterge diye adlandırılabilir. Çünkü insanın anlatma kabiliyetinin en gelişmiş aracı dildir. Dille gerçekleştirilen iletişim: resim, şekil, işaret gibi dil dışı unsurlarla gerçekleştirilen iletişimden daha etkilidir. Dil. ruh hâllerinin ve duyguların anlatılmasında da kullanılabilir. Dil göstergeleri kendi anlam değerlerinden başka anlamları da ifade eder.“Altın” kelimesi bilinen “değerli maden” anlamında kullanılabildiği gibi “çok değerli” ya da “sarı rengin bir tonu” anlamında da kullanılabilir. Bu özelliğiyle dil göstergeleri geniş bir anlatma imkânına sahiptir.