Şimdi içinizden bazıları şöyle düşünüyor olabilir: "Yahu doğayı seyretmek de nasıl bir göz egzersizi böyle?" Şunu söylemeliyim ki, doğayı seyretmek yeryüzündeki en iyileştirici şeylerden biridir. Bu arada sadece gözlerinizi iyileştirmez, aynı zamanda ruhunuzu da iyileştirir. Karakterinizi ve yaşama bakışınızı iyileştirir. Bu nedenle kendinize bir iyilik yapın: Her gün en ufak fırsatları bile değerlendirerek, gözlüklerinizi çıkarın ve önünüze çıkan her ağacı, çiçeği, çimeni,... büyük bir keyifle, ayrıntılara dikkat ederek seyredin. İlk defa görüyormuşcasına ve sevgiyle seyredin ve lütfen onun yaratılışında yatan güzelliği nefesinizle içinize çekin. Tekrar tekrar nefes alın ve her nefesle o yeşil rengi ve diğer muhteşem renkleri içinize çekin. Bu güzellik sizin her bir hücrenize işleyerek, görme duyunuzu keskinleştirecektir.
Görme duyunuzda problem olabilir, bulanık görüyor olabilirsiniz ama lütfen bir şey görmek için çabalamadan, gözlerinizi daha önce anlattığım gibi kırpıştırarak sadece bir bebek saflığıyla, meraklı gözlerle etrafınızı seyredin ve "bırakın bakışlarınız, gözleriniz aksın boşluğa..." Gözlerinizi kapatın ve biraz önce baktığınız harika görüntüyü 2-3 saniye zihninizde canlandırın. Gözlerinizi açın ve tekrar bakın cennetsi yeşile. İşte bu bilinçle ve merakla cennetsi yeşili-ben doğayı böyle adlandırıyorum-izlerseniz, bir süre sonra renklerin berraklaştığını ve nesnelerin daha canlı görünmeye başladığını fark edeceksiniz. Tabii ruhunuzun da berraklaştığını ve canlandığını hissedeceksiniz. Her şeyi bir kenara bırakın ve ruhunuzu tamamen o güzelliğe teslim edin. Bu, en büyük ilaçtır, içmesini bilene...