Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, sigaradan uzak durma, doktor kontrollerini zamanında yaptırma ve önerilen tedavi yöntemleri ile menopozun olumsuz etkilerine karşı durabilirsiniz.
Menopoz uzun ve zorlu bir süreç olarak görülmesine rağmen kadın hayatında doğal bir geçiş dönemidir . Her değişim dönemi gibi bu süreçte de bazı zorluklar yaşanabildiğini belirten TOBB ETÜ Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Simla Okumuşoğlu Karaca, menopozun bir hastalık olmadığını ve üzerinde durulması gereken asıl konunun bu olduğunu söyledi.


İş yaşamını etkiliyor

Ateş basması ve gece terlemeleri menopoz döneminin en çok rahatsızlık veren belirtilerindendir. Bu durumun nedeni azalan östrojen hormonunun beyindeki ısı merkezini etkilemesidir. Gece gelen ateş basmaları uyku problemlerine de yol açabilir. Özellikle çalışan kadınlar; ateş basması, terleme ve ayaklarda yanma gibi şikayetlerin iş yaşamlarını etkilemesinden dolayı medikal destek talep etmektedir. Genellikle bir yıl içinde şiddeti azalarak geçen bu şikayet, kadınların yüzde 20’sinde 5 yıl ve daha fazla sürebilir. Sinirlilik, dikkat eksikliği ve duygusal iniş çıkışlar gibi psikolojik problemler yine bu dönemde sıkça tecrübe edilebilir.

Menopoza giriş yaşının dünya genelinde 44 – 52 arasında, Türkiye’de ise 45 – 47 yaş civarında görüldüğünü anlatan Dr. Karaca, “Günümüzde ortalama yaşam süresinin 80’li yaşlara yaklaştığı göz önüne alınacak olursa kadın hayatının önemli bir kısmının menopoz sonrası dönemde geçtiği anlaşılabilir” diye konuştu. Bu uzun süreçte hayat kalitesinin artırılmasının amaçlanması gerektiğine dikkat çeken Dr. Karaca, menopozun yarattığı olumsuz etkiler, olumsuzluklara karşı alınabilecek tedbirler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Kelime anlamıyla ‘son adet’ demek olan menopoz, kabaca yumurtalıkların üreme fonksiyonuyla ilgili hormonları üretmeyi sonlandırmasıyla birlikte adetten kesilme olarak tanımlanabilir. Ancak bu değişimler bir günde ortaya çıkmaz. Kanama düzensizliklerinin başlaması menopoza geçiş döneminin önemli belirtilerinden biridir. Genellikle adetler arası süre uzaması izlense de zaman zaman özellikle de erken dönemlerde iki adet arası sürelerde kısalma ile de kendini gösterebilir.

SAÇLARDA SEYRELME

Östrojen değerlerinin azalması idrar yolları ve vajinada da etkilerini gösterir. Vajinada incelme, kuruluk, enfeksiyon artışı, ağrılı cinsel ilişki, cinsel istekte azalma, idrar kaçırma ve sık idrara gitme isteği gibi belirtiler ortaya çıkartabilir. Ayrıca deri, saç foliküllleri ve ter bezlerindeki östrojen etkinliği ortadan kalktığından ciltte kuruma, kırışıklarda belirginleşme, saçlarda incelme ve seyrelme izlenebilir. Çene, dudak üstü gibi bölgelerde tüylenmeler oluşabilir.

KEMİK ERİMESİ, KALP VE İNME…

Menopozal dönem öncesinde hormonların kemik üzerindeki olumlu koruyucu etkileri menopozla birlikte ortadan kalkacağından kemik erimesi (osteoporoz) önemli bir problem olarak karşımıza çıkabilmektedir. Osteoporozla birlikte özellikle omurga ve kalçada kırık riski artışı ciddi sağlık problemlerini beraberinde getirebilir. Yine hormonların kalp üzerindeki koruyucu etkileri azalmasıyla kalp-damar hastalıkları ve inmede artış gözlenebilir.

MENOPOZA KARŞI…

Sağlıklı-dengeli beslenmeye dikkat edilmeli, yağlı-şekerli gıdalardan uzak durulmalı. Menopozal dönemde günlük kalori ihtiyacı azaldığından kilo almaya yatkınlık kaçınılmazdır. Kalsiyumdan zengin beslenme kemik erimesinin önüne geçilmesinde yardımcı olacaktır.
Düzenli egzersizler yapılması yüksek kan lipit düzeyleri, kemik erimesi, sıcak basmaları üzerine olumlu yansıyacaktır.
Sigara kalp hastalıkları, kanser gibi birçok hastalığa davetiye çıkarttığından uzak durulmalı
Düzenli jinekolojik kontrollere gidilmeli. Pap smear testi, meme ve kemik kontrollerini aksatmamalı.
Hormon tedavisi ve alternatif tedaviler hakkında hekimle görüş alışverişi yapılmalı.

TEDAVİ ŞEKİLLERİ

Hormon tedavisi: Hormon tedavisi sıcak basmaları ve gece terlemelerini azaltmada en etkin tedavidir. Hormon tedavisi başlanırken olası yan etkiler özellikle de meme ve genital organlar üzerine olan kanseröz etkileri hastayla beraber değerlendirilmeli, tedavisi kişiselleştirilmeli,en düşük doz ve en kısa süreli tedavi protokolü belirlenmelidir.
Vajinal östrojen tedavisi: Daha ziyade sistemik hormon tedavisi kullanmak istemeyen ancak vajinal kuruluk,cinsel isteksizlik,ağrı ve idrar kaçırma şikayeti olan hastaların kullanabileceği preparatlardır.
Osteoporoz tedavisi: Kemik kaybı özellikle menopoz sonrası ilk yıllarda belirgindir. Düzenli egzersiz, kalsiyumdan zengin beslenme kemik kitlesinin korunmasına yardımcı olacağı gibi kalsiyum-d vitamini içeren preparatların başlanması da faydalıdır. Kemik dansitometre ölçümleri ile kemik erimesi düzeyi ve kırık riski belirlenerek bifosfonat, kalsitonin gibi tedaviler başlanabilir. Ayrıca çeşitli durumlarda tibiolon, antidepresan, serm tedavileri de verilebilir




gazeteport