Yabansı sesiyle doldurup bardağımı
Boşaltır sonra belirsizliğe
– Elleri var ellerim gibi -
Çekip götürdüğü kadın
Getirip getirip rastlantının.
Kuşlar dal değiştirdikçe
Kıyıya uzanan düzlük
Kurtarır karnındaki arıyı
Yitirir uçlarını çatılar
Ay çakıllara bölünürBir daldır uykusuzluk
Sallanır sürekli gecedeDeniz seyrelir ayaklarında
Şehir kaçağı çocukların
Tükenir askerlerden kışla
Söner Kış sapar telefon
Unutur otomobiller.
Denize aralık çocukların
Yabansı sesiyle belirsizliğe
Boşaltır göğü dalgın dalgın
Sallanan ışıldaklar.
Kuşlar dal değiştirdikçe
Balıklar elbirliğiyle
Derindeki durumlarını
Savunurlar huni şeklindeBir kan salkımıdır şarkısı
Dağılır incelir belledikçe
Evlerle bacalarla karışık
Karaağaçların üstüne yükselir
Oradan yönetir korkuyu
O beyaz o erken o ilk
O yapışkan uğultu
Acının tekniğini öğretir
Dört Yön birbirini yokladıkça
İki tanrı çeker arabasını
Ölümün, dağlara doğru.Yaprak yaprak suçsuzluğunu
Soyduğum serin bıldırcın
Kuşlar dal değiştirdikçe
Savunur kendini solgun,
Aracısız bir ses gibi
Sallanan aralık kadın
Kuşlar dal değiştirdikçe
Sokağı dönen gözleri
Çalar çiniye çiniyeSusunca bir ağaçtır
Otağı sessizliğin,
Loncaların bakırı
Konuşunca daVe ay
Devşirir ensesindeki
Ihlamur çiçeğini,
Ay,
Arka güneş.