Ben seni çok sevdim de gitmelerine hiç alışamadım
Hep soluksuz kaldığın zamanlar geldin bana
Hep gözyaşların biriktiğinde
Başını omzuma koyar saatlerce ağlardın
Beni ne kadar çok özlediğini söyler
Geri de bıraktığın aşk kırıntılarını
Onların sende bıraktığı derin yaraları anlatırdın
Sen bana hep nefessiz kaldığında koşardın
Her gidişinde kendime, senden nefret ettiğimi
Geri dönersen seni affetmeyeceğimi söylerdim
Sen geldiğinde her bişeyi pas geçerdim
Her gittiğinde dönmemen için ne dualar etmiştim
Her gelişin yeni terk edişindi çünkü
Ruhunu biraz tamir edip
Kendini daha iyi hissedip
Egolarını tamamen tatmin ettiğinde
Yine en ağır sözleri söyleyip
En acımasız halinle gidecektin
Ben ise senden nefret ettiğimi söyleyecektim kendime
Bu son diyordun ruhunun çok incitildiğini ve artık yıprandığını söylüyordun
Ben ise sana yazdığım mektupları açıp
Teker teker sana okuyor kendimi küçültüyordum
Ben yazdığım mektupları sana hiç yollayamadım ki
Ne senin adresini buldum ne de arayacak cesareti
Son sevgilini anlatıyordun…
Seni nasıl üzdüğünü,
Çoğu geceler seni nasıl dövdüğünü
Ruhunu nasıl kırıp seni sömürdüğünü
Sen anlatıyordun ben susuyordum
Anlattıklarınla benim nasıl acı çektiğimi biliyordun
Ben senin çektiğin acıları içimde yaşıyor ruhuma işkence ediyordum
Sen bana hep soluksuz kaldığında geldin
Ne olur bu seferde gideceksen gelme diye çok dua ettim
Ben senin günah duvarındım
Gidişinle işlediğin günahları, gelir bende çıkarırdın
Sen anlatıyordun…
Ben dinliyordum
En çokta bununla mutlu oluyordun
Anlattıklarınla beni suçlayıp
Günahlarınla boğulduğum zamanlar...
Neden izin verdin gitmeme, neden beni yolladın
Gitme demedin, hep senin yüzünden
Bu suçlamalarla günah çıkarıp
Benden kestiğin solukla güç topluyordun
Oysa gitmemen için sana her defasında ne kadar yalvarmıştım
Arkandan sana her seslenişim de bana yaptığın hakaretleri ne çabuk unuttun
Ruhumu bedenimden çıkarıp eze eze gittiğini nasıl inkar edersin
Hep kişiliksiz sevişmelere beni terkedişlerini
Hep değerini bilmeyenlere tüm günahlarını bana bırakıp gidişlerini
Nasıl İnkar Edersin..!
Bunları sen hiç duymadın, hiç te düşünüp anlamadın
Çünkü sen anlatıyordun ve ruhun o kadar yara almıştı ki
Beni hiç dinlemiyordun, bir an önce içindekileri kusmalı
Ruhunu onarıp, kişiliksiz sevişmelerine koşmalıydın
Ben ise yeni gelişlerinin ve de terkedişlerinin nöbetine durmalıydım
Bir gün bana gelip bir daha gitmeyeceğini düşünüyordum
Her gidişinde bende bu şehirden gitmeye ne çok karar vermiştim
Ama evden bile çıkamadım
Çünkü;
Ya gelirde geri dönersen,
Nereye gidecektin,
Seni kim dinlerdiki benim kadar, kime ağlardın sen bu kadar
Gidemedim bu kara şehirden
Çıkamadım bir türlü bu köhne evden
Pencereye bakan bu kırık tahta masam da her sabah
Sana yazdığım mektupları okur
Akşamları tekrar sana mektup yazardım
Ama bu son demiştin yoruldum kırıldım kullanıldım demiştin
Son gidişine de bu senaryoyu çizmişsin
Bana ağlamalarını, beni suçlamalarını,
Ve de en acısı sana yazdığım mektupların
Tüm kelime ve cümlelerini,
Ruhunla beraber yine alıp götürmüşsün
Sen bana hep nefessiz kaldığında geldin
Tüm nefesimi alıp sessizce yine beni terk ettin