Gitmemiştim aslında, gidiyormuş, uzaklaşıyormuş gibi bir çocuk edasında kandırmıştım onu aklımca. Susmalıydım hiçbir şey demeden, konuşmadan etmeden. Gözlerimi üzerinden ayırmadan, mutluluğu ile mutlu olmayı, yüzümde bir tebessüm oluşturması için dualar etmeyi benimsemiştim kendimce. Uzakları aslında yakın etmiştim, uzaklaştıkça yakınlaşmıştım ona. Yaşadığım acıyı, öfkeyi, siniri artık yaşanacak ne kadar duygu varsa içime hapis edip sadece susmayı öğrenmiştim.

Gittiğimi, onu düşündüğümü bilmemeliydi, hiç bir şey olmamış gibi davranmalıydım. Sessiz çığlıklarımı duymadan, içimde yaşadığım fırtınaları durgun bir deniz gibi göstermeliydim her defasında. Çok özlemiştim, limanına yanaşmayı bekleyen gemiler gibi, belki de sığınacak tek limanımdı, gidebileceğim başka bir liman yada iskele yoktu. Her şeye rağmen o günü beklemeliydim. Bir gün kavuşuruz umuduyla nöbet bekleyen bir asker gibi yüreğim avuçlarımda öylece beklemeliydim işte.

Giden gidemiyor, gitse de bir parçası kalıyor gittiği yerde. Yada yanında götürdüğü her bir parça. Gitmekle gidilseydi eğer hiçbir gidiş koymazdı insana, yada hiçbir ayrılık yakmazdı insanın canını.

Gidilmiyor işte gitmekle
Git demek kolay olsa da
Bir bardak kırılması gibi tuzla buz olur yürek
Gittiğinde anlarsın gidemediğini
Her bir saniye de bir cam parçası gibi saplanır yüreğine
Gözyaşların akmakla akmamak arasında kararsız kalır
Yumruklarını sıkarsın yediremezsin kendine
Gittiğini sanırsın bıraktıklarını düşünmeden
Halbuki kendini kandırdığını anlamaya ramak kalmıştır
Tek bir gözyaşına bakar her şey
Yada ondan geriye kalanlara
Sigaralar yakarsın üst üste
Telefonunu defalarca eline alıp bir iz bir mesaj beklersin
Görmediğin her an biraz daha derine saplanır kırıklıklar
Haykırmak istersin beceremezsin
Anlatamazsın kimseye hiçbir şeyi
Anlayanın yoktur
Derman olmaz, olamaz hiçbir kimse ondan başka
Kanatan olmadıkça merhemin
Daha da kanatır başka çareler
Ve gözlerinden yaşlar fışkırır
Sıktığın yumruklar duvarda son bulur
Anlamsızdır atılan kahkahalar gülüşmeler
Yalnızlık ölümdür, yokluğu cehennem
Cennete uzaktan bakar gibi göz yaşlarınla sularsın yüreğinde ki ateşi dindirmek için
Bir gidiş değildir bu aslında
Onsuz olduğun her bir saniye bir yok oluştur
Bir kayboluştur anlamını yitirdiğin anlamsız hayatta
Bir çare değildir gitmek
Gitmekle gidilseydi eğer gidebilirdim belkide hiç gitmediğim kadar
Geride kalan olmasaydı eğer gidilirdi cehennemin en karanlık ücralarına
Hoş geldin der gibi her bir zebaniyle yanardı yürek denen cehennem…