Toplum içine çıkmadan ve çıkıldığında yapılması gerekenler
İnsanların yanına gittiğinizde yada sevgilinizle buluştuğunuzda veyahutta basit bir aile yemeğinde neler yapmalıyız nasıl durmalıyız. Kendi tecrübelerimden biraz yaralanarak bir kaç bir şey yazacağım ve daha sonra bulduğum yazıyı paylaşacağım.
1) Tatlı dil, hoş bir tebessüm.
Her şeyden önemlisi konuşmak, insanların yanlarına gittiğinizde onlarla konuşmayı ve diologa girmeyi başarabiliyorsanız sizler bana göre toplumda sevilen insanlarsınızdır. Her şeyden Her zaman bir güler yüzde sunmalısınız her konuşmanın ardına, tabi kide kahkahalar değil bir tebessüm yeter.
2) Kılık kıyafet, güzel bir koku.
Her zaman temiz şeyler giymeye özen göstermelisiniz, eski olmayan güzel bir ayakkabı giymelisiniz. Renk kombinasyonlarını fazla karştırmadan bazen sade bazen ise uyumlu renkler tercih etmelisiniz. Aksesuarlar çok önemli, güzel bir saat yada kulakta ki küçük bir küpe sizleri çok farklı insanlar yapabilir. Hoş bir koku her zaman çok önemlidir.
3) Oturmak, kalkmak elleri koyma düzeni.
Bir masada otururken elleriniz her zaman masanın üzerinde olmalıdır, en az bir eliniz masanın üzerinde olursa daha hoş bir görüntü ve kibarlık gösterir. Elleri asla aşağıda tutmamlısınız. Konuşmalar sırasında gerektiği yerde bacak bacak üstüne atıp tek elinizle konuşmaya yardım ederseniz hoş bir görüntü yakalayıp insanların sizlere bakışlarını değiştirebilirsiniz.
4) 5 Madde ile şıklık
-Temiz olun.
-Eski olabilir ama kaliteli ve temiz ayakkabı giyin.
-Giysiler arasındaki renk uyumuna dikkat edin. Eğer karmaşık renklerde uyum için yeteneğiniz yoksa iki rengi tercih edin.
-Tüm giysileriniz yine eski olabilir ancak kaliteli ve ütülü olsun. Ancak hiçbir zaman terziden yeni çıkmış gibi gıcır gıcır görünmesinler.
-Duruşunuz kıyafetinize uygun bir hareketlilik versin.
5) Saçlarınıza önem verin.
Saçlarınız sizin en değerli parçalarınızdan biridir, gündelik bakımlarınızı nasıl yapıyorsanız saçlarınızada ilgi göstermelisiniz. Bazen güzel bir fön, bazen sade bir tarayış temiz saçları çok güzel gösterir. Saç insanların size bakışlarınızı değiştirir.
6) Konuşmalar, konular.
Her şeyden önce kendiniz olun kendinizi çok değiştirmeyin, çok okuyun çok bilgili olun ki konularda etkili olup insanları etkiliyebilin. Çokta konuşmayın, ilgili ve bilgili olduğunuz konularda söz sahibi olun sizlerde insanlara sorular yöneltin. Kendiniz olun, unutmayın..
7) İçecekleriniz.
İçtiğiniz her ne olursa olsun tadına vararak için, içmek için değil. İnsanların en çok baktığı konu budur. Mesela ben karşı cinsim yada hem cinsimin içtiği bir kahveyi nasıl içtiğine çok dikkat ederim. Özenle incelerim. Tadına vararak, ağır tüketilmelidir örneğin kahve soğuması yada sıcak kalması önemli değil, zevkine varmalıdır insan sizlerde böyle olmalısınız bence.
İletişimde Sen Dilini mi Yoksa Ben Dilini mi Kullanmalı?
Kişiler arası ilişkilerde unutulmaması gereken nokta, duygularımızın bizi ve kurduğumuz iletişimi etkilemesidir. Düşüncelerimizi karşımızdaki insanlara iletirken cümleleri kurgulayışımız “sen” ya da “ben” diliyle olabilir.
Ofis içinde iş arkadaşlarımızla ya da özel hayatımızdaki kişilerle iletişim kurarken tarzımız, kullandığımız kelimeler ve cümleler, karşımızdaki kişi üzerinde farklı etkiler yaratır. Söyleme şeklimiz çoğu zaman söylediklerimizin önüne geçer. “Ne oldu şimdi buna, ne dedim ki ben?” diye düşündüğünüz oldu mu hiç? Ya da aradan zaman geçtikten sonra, arkadaşınızın size söylediklerini düşününce, aslında neler söylemiş olduğunun farkına vardığınız?
İletişim sırasında genel olarak yaptığımız, karşımızdakinin davranışlarının üzerimizdeki etkileri üzerine düşünmek değil, hemen karşı tarafı yargılamak ya da durumu yorumlamak üzerine kurulu oluyor. ‘Böyle davranmakta hatalısın.’ ‘Keşke raporu daha önce bitirseydin.’ ‘Bunu hemen göndermelisin?’ ‘Projeyi bu haliyle nasıl sunarsın?’ örnekleri, günlük dil içerisinde çoğaltılabilir.
Sen Dili Yargılar
Sen dili, doğası gereği, karşımızdakini yargılayan ve durumu yorumlayan mesajlar taşır. Bu tip yargılayıcı tutumlar karşısında, her yetişkin savunmaya geçer ve bu noktada sizi dinlemez. ‘Benim de söyleyeceklerim var!’ ruh haline girmiş, savunmaya hazırlanmıştır. İletişim sırasında kişi eleştirildiğini, suçlandığını ya da yargılandığını hissettiğinde, kendini savunmak için önlem alır. Artık durum, iletişim kurmaktan çıkmış, savunmaya dönüşmüştür, kişilerarası çatışmalar başlar ve konu amacından uzaklaşılır.
“Ne kadar çok bilirsen bil, söylediklerin, karşındakinin anlayacağı kadardır.” Mevlana
Etkin iletişim kurmak için, ‘sen’ dili ithamlarının yerine, ‘ben’ dili düşüncelerinin ve duygularının kullanımı büyük önem taşır. Ben dili durum ya da davranışla ilgili yargısız ve yorumsuz mesajlar taşır. Bununla birlikte, karşımızdaki kişinin davranışının bizim üzerimizdeki etkisini içerir: ‘Ben bu davranışından dolayı üzüldüm, kendimi kötü hissettim.’ Dediğimizde, bizi dinleyen yargılamaya geçmeyecek, empati kurmaya çalışacaktır. Az sonra cevabı verme planları yapmak yerine, konuşana önyargısız yaklaşacak ve davranışının üzerinizdeki etkilerine yoğunlaşacaktır. Karşımızdaki kişiyi savunmaya teşvik etmeyen bir anlatım, etkili iletişimin temel dayanağıdır. Bununla birlikte, ben dilini kullanırken, dünyanın yalnızca kendi etrafımızda, bizim bakış açımıza ve bizim duygularımıza göre dönmediğini unutmamak önemlidir. Bizim duygularımız kadar önemli olan bir diğer unsur, karşımızdaki insanın duygularıdır.
Daha iyi iletişim yolunda 7 yöntemin başlıklarını kısaca şöyle sıralayabiliriz;
1. Kabullenmek
2. Anlaşılması Kolay Bir İnsan Olmak
3. Hoşnutluğumuzu İfade Etmek
4. İnsanları İçtenlikle Övmek
5. Hayranlığımızı İçtenlikle Dile Getirmek
6. Dinlemenin Beyaz Sihri
7. Bumerang İlkesi
Hayalperestlikten Kurtulma ve Gerçekçi Olma
Bazı insanlar vardır ki kendi dünyalarını kurmuşlardır ve sürekli hayaller aleminde yaşarlar. Bu aslında aşılması gereken bir psikolojik rahatsızlıktır aslında. İnsanlara yaşama umudu ve ileriye dönük bazı şeyleri gerçekleştirme gayreti veren hayalperestlik maalesef bazı durumlarda ilerleyerek insanı gerçek dünyadan soyutlamakta ve bu bağlamda diğer insanlarla olan ilişkilerine aksatmaktadır.
Bu tür insanlar belli noktadan sonra hayal dünyaları ile gerçek dünyaları bir birine girmektedir ve gerçek dünyaya ilişkin kararlar verirken sorun yaşamaktadırlar. Bu insanlar genellikle içlerine kapanık ve kimse ile konuşmayı sevmeyen insanlardır.
Eğer bu tür davranışlar sergilediğinizi düşünüyorsanız mutlaka kendinize çeki düzen vermeniz gerekmektedir. Bu ufak sendromu azaltmanın veya tamamen üzerimizden atmanın yolları mevcuttur.
-Arkadaşlarınızla bir yerlere gidin, eski günlerden sohbet edin. Uzun süredi aramadığınız bir arkadaşınızı arayıp halini hatrını sorun. İmkanınız varsa onunla buluşun.
-Kalabalık yerlerde bulunun, sinema tiyatro gibi sosyal yönü ağır mekanlara gidin.
-Kendinize güzel bir hobi bulun ve hobiniz için vakit ayırın. (Fotoğraf çekme vs..)
-Kendiniz gibi bir çok insanın olduğunu düşünün. Hayallerinizin peşinden giderken mantıklı düşünmeye çalışın.
Geçinilmesi zor insanlarla geçinmek
Günümüzde her türlü insan ilişkisinde (sosyal resmi kurum içi) başarılı olmanın önkoşulu her türlü insanla geçinebilme becerisidir. Fakat öyle insanlar vardır ki onlarla bir çok insan anlaşamaz ve bu insanlar geçinilmesi zor insanlar olarak tanınır.
Geçinilmesi zor insanlarla geçinebilme için gerekli önkoşul insanın kendisini tanıması olaylar karşısında ne tür tepkiler göstereceğini ne tür duygular yaşayacağını öngörebilmesidir. İkinci önkoşul da yaşadığı duyguların kedisini yönlendirmesini önlemektir. Genellikle size nasıl davranılmasını istiyorsanız öyle davranmanız tavsiye edilir. Oysa geçinilmesi zor insanlarla geçinmek istiyorsanız onlara onların uyumsuz davranışlarını arttırmayacak biçimde davranmanız gerekmektedir.
Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı
1. Eleştirmeyin, kınamayın ve şikayet etmeyin
2. Dürüst ve içten övgüyü esirgemeyin
3. Karşınızdakinde istek uyandırın
4. Başkalarıyla içtenlikle ilgilenin
5. Karşınızdaki kişiye önemli biri oldugunu hissettirin ve bunu içtenlikle yapın
6. Başkalarının görüşlerine saygı duyun.”Yanılıyorsun!”demeyin
7. Daima dostca yaklaşın
8. Karşınızdaki insana “Evet! Evet!”dedirtin
9. Bırakın karşınızdaki kişi fikirlerin kendisinden cıktıgını sansın
10. Daima kişilerin hassas oldukları konulara deginin
11. İnsanların yanlışlarını onlara,bunları dolaylı yollardan anlatarak gösterin
12. Karşınızdaki insanı eleştirmeden önce kendi hatalarınızdan söz edin
13. Emir vermek yerine sorular sorun
14. İnsanın ayıbını yüzüne vurmayın
Eleştiri nasıl yapılmalı?
Yolu ve yordamına uygun eleştiri yapmak isteyenlere aşağıdaki öneriler gerekli ipuçlarını verebilir:
1-Önce araştırın, sonra eleştirin: Herhangi bir konuda eleştiri yapanların önce konuyu etraflıca araştırmaları, asgari düzeyde de olsa bilgi sahibi olmaları gerekir. Araştırmadan yapılan eleştiriler ister istemez duygusal dalgalanmaların etkisinde kalır.
2-Kişiliği değil tutum ve davranışları eleştirin: Yapılan hataların, yanlış görülen tutum ve davranışların eleştirilmesi, doğru yöntemin bulunmasına katkı sağlar. Ama doğrudan kişiliği hedef alan eleştiriler hiç bir işe yaramadığı gibi, yeni kin ve düşmanlık tohumlarının atılmasına yol açar.
3-Karşı tarafı dinleyin: Eleştiri, doğru ve gerçek olanı bulmak için girişilen bir diyalog süreci, bir fikir alışverişidir. Karşı tarafın öne sürdüğü fikirlere kulağını kapayarak, peşin hüküm ve önyargıyla yapılan eleştiriler, sorunu çözmek bir yana daha da ağırlaştırır.
4-Çözüm önerisi geliştirin: Her eleştiri yapan kişiden hemen alternatif bir çözüm önerisi istemek doğru bir iş değil. Bir şeyin yanlış olduğunu gören kişinin zihninde o anda bir çözüm olmayabilir. Ancak sürekli olarak eleştirel bir tavır alan, her şeye “Olmaz!” diyen kişinin çözüm konusuna da muhakkak kafa yorması gerekir.
5-”Popülist” eleştirilerden kaçının: Halk kitleleri, sıkıntılı günlerde ve kriz dönemlerinde haklı olarak öfkelenir ve bazen şiddetli tepkiler gösterir. Bu öfke ve tepkinin sorunların kısa sürede çözümünü sağlayacak bir enerjiye dönüştürülmesi görevi ise politikacılara, sivil toplum kuruluşu yöneticilerine ve medya mensuplarına düşer. Bu kesimler, kapanmaya yüz tutan yaraları kaşıdığında, öfkeleri okşadığında ve tepkileri kendi kısa vadeli çıkarları için yonttuğunda ise dönüşü olmayan bir yola girilmiş olur.
6-”Adam etmek” için eleştirmeyin: Çoğumuz, kendi düşüncelerimiz ile ideal birey ve toplum anlayışımızı, etrafımızdakilere zorla kabul ettirmeye çalışırız. Bu tür bir anlayıştan kaynaklanan eleştiriler genellikle geri teper.
7-Eleştiriden önce özeleştiri yapın: Hatalarının ve zaaflarının bilincinde olan kişi, eleştirilerini daha insaflı yapar ve karşı tarafa daha anlayışlı davranır. Kendi yanılmazlığı konusunda sarsılmaz bir inanç besleyen kişinin eleştirileri ise kırıcı ve yıkıcı olur.
8-Eleştiride tarafsız olun: Bazıları karşı tarafın hatalarını insafsızca eleştirirken, kendi yandaşlarının yanlışlarına göz yumar. Taraflı eleştiriler, yolsuzlukları arttırır, şiddet eğilimini besler. Çifte standart, hırsızlıkların ve terörün yeniden üretilmesine yol açar. “Bizim çocuklar” ve “onlar” ayırımını yaptığımız sürece yolsuzluk ve şiddet toplumun her kesimine yayılır.
9-Eleştiri özgürlüğünü geliştirin: Eleştiri, toplumsal işlevini ancak demokrasinin derinleştiği ve insan haklarının yaygınlaştığı bir ortamda yapabilir. Eleştirel düşünce, “yasak-ayıp-günah” üçgeni içinde hapsedildiğinde nefes alamaz.
10-Eleştirilerden yararlanın: Eleştiriler, tek bir kişinin sınırlı olan bilgi ve becerilerini artırma ve zenginleştirme imkanı sağlar. Bu yönüyle eleştiri birinci sınıf eğitim çabası gibidir. Eleştirilere kulak verdiğinizde ve bu eleştirileri içselleştirdiğinizde düşünceleriniz yeni boyutlar ve derinlik kazanır.
Sevmediğiniz Yönünüzü Nasıl Değiştirirsiniz?
Genel olarak her şeye olumsuz bakan, mutsuz olan biri misiniz?
Bu durumundan memnun olmayan ancak yapısı gereği bunu değiştiremeyenler için çözüm olabilecek önerilerimiz var. Hayatına daha mutlu ve yeni bir şekilde devam etmek isteyenler önerilere göz atın..
-Değişimlere ve yaşama pozitif bakın. Bu sizin yaşamınızı değiştirmeniz için bir sinyal olabilir. Sürekli olarak değişimlerin olumlu yönlerini vurgulayarak, beyninizi daha pozitif düşünmeye programlamalısınız.
-Olumsuz şeylerle karşılaştığınızda bu engelin geçici olduğunu ve size daha iyi şeyler katacağınızı düşünün.
-Olaylara karşı güçlü, becerikli ve dirençli olduğunuzu kendinize sık sık hatırlatın. Direncinizi artırmak için öncesinde yaşadığınız olumsuzlukları gözden geçirin ve gerekirse listeleyin. Engellerden korkmamanız gerektiğini göreceksiniz. Korku, suçluluk, sabırsızlık gibi negatif duygular doğru şekilde odaklanmanızı engeller.
-Hayatınızda yaşadığınız değişikliklere karşı daha güçlü biri olmak için korkularınızı nasıl yendiğinizi, deneyimlerinizden ne öğrendiğinizi gözden geçirin.
-Hayatınızda olumlu cümleler kurmaya, mutluluk verecek kelimeleri sık sık tekrarlamaya özen gösterin.
-Size destek olan, her an yardımcı olabilecek insanlarla iç içe olun. Bu kişilerin size verdikleri olumlu önerileri dinleyin ve uygunsa değerlendirin.
-Harekete geçmeden önce durumu değerlendirin, konunun olumlu ve olumsuz yönlerini gözden geçirin, planlayın ve ne olursa olsun kendinizle ilgilenin.
Üzüntülü Kişiye Yaklaşım