Yangının orta yerinde bırakıyor insanı bazen bu kelimeler...

Bir isim dudağınıza kadar gelip, orada susma hakkını kullanıyor inadına !!! . .

Aşk bazen sadece bir imdat çağrısı ...!

Olmadik "son" bahar rüzgarı ile olmadık "son"lar da estin başlangıçlarıma ...

Sukutlarımın "son" demlerinin hazlığın da avazlarımın başlangıcı bir "son" yanılgılarında ...

Yine yanıltmıştım yüreğimi yine acılara esir ettim.

" Özür dilesem " de defalarca bir fayda edermi enkazı omuzlarımda ki yüreğime ? ? ?

" Verilen sözler " ; oysa hepsi koca bir yalanmış .. !

" Biz" li umutlar da oysaki bir " Hiç" mişiz ...

Tabir-i caizse bir rüyayı gerçek sanmışız. . .

" Son " baharın kör ayazlarında görmüştüm sıcaklığını oysa körmüşüm herşeye .

Duygularım susuşlarımda saklı kalacak. Yıllardır biriktirdiğim hiç kullanılmamış kelimelerimi Devren satılığa çıkarıyorum.

İlan verdim!

Alan olmazsa kalbimin morgunda biriktireceğim...

Ben sustukça suskunluğumun üstüne düşman gibi sözcükler yağsa da İncitseler de beni

,Belki de hikaye tüm yaşamım..

Ne kadar uzunsa, kısa bir o kadar da.

Sensizlikte cümleleri susuyor bu hikayenin, dillenmiyor, söylenmiyor.

Hiç bir şeyin yerini bulamıyorum sensiz.

Herşey yitik, her şey kırık, yarım, eksik..

Bu şehir neden yabancı gelir bana, bilmezsin.

Yokluğunda hiç görmedin ki bu şehri..

Gözyaşlarım yüreğimden her zerreme nasıl dolar, bilmezsin.

Sensizliğimde, sen hiç görmedin ki beni.. artık vakit susma vaktidir....

Yokuşlara dayanmaz ömrüm,idam et bu ayrılığı. Yol ver gideyim, içimin en titrek yanına seni nöbet bileyim.hem daha mı çok benden kanayan yaraların?

Bir yol ver,bir şey de ama susma !

İniltisinden durulmaz yoksa bu ayrılığın.

Ve dokunmaz ellerim sana, sen aldırmasan da…

Gözlerindeki kor acıtmasın yüreğimi, ben unuttururum varlığımı…

Yar...

Yakma bu sonbahar düşkünü hayatımı,gömerim geçmişe adımı.

Ama bitmesin bu ayrılığın son mısraları.

Çünkü bu ;yarası içinde saklı bir bedenin son duaları… ..

Puslu bir sabah ayazını peşimden sürükleyerek gidiyorum.

Yalnızlığımı köhne bir sandalın sahipsiz sürüklenişine bırakırken, hüznüm ardından ağlıyordu alışkanlığından vazgeçen bir tiryaki gibi sıkıp yumruklarımı, arkama dönüp bakmadan gidiyorum..

Sahibi olmadığım ama üzerime zorla giydirilen, bir beden büyük bütün kaçışları ihtiyacı olanlara bırakacaktım, vicdanım el vermedi usulca soyundum ve sahiplerine geri verilmek üzere bir kenara bıraktım hepsini, gidiyorum..