Ayak uçlarımdan hayat çekilirken canını canından çekme zamanı mı şimdi ?
Bırak ellerin değmesin ellerime.
Varlığıma tutun yeter.
Karanlığın içinde bir mum yakıver.
Ellerini gökyüzüne çevir.
Adını bırak dudaklarıma.
Gidebildiğin yerde değil, yaşadığın yerde nefes al.
Her gece başını koyduğun yastığı göğsüm bil.
Akıt gözyaşlarını benim için.
Bırak aksın içimdeki kabuk bağlamış yaralar.
Kırıklarımı topla şimdi.
Mevzini değiştirme silahı kırık asker.
Sadece menzilini seni” sende ” / sadece sen diye sevecek bu yüreğe çevir.
Her satırımın bir masal olduğunu bil.
Her nefes alışımı dua.
Bana dönüp nerdesin diye sorma.
Gögüs kafesinin üstüne koy elini ve gözlerini kapa.
Ben nefes aldığın yerde olacağım.
..

Zaman, ne yaşanacak kadar muhteşem,
Ne de ölüme koşacak kadar berbat..

……………
Ait olduğun yerde kal..
Sadece bir anahtar deliğindeki ışığa çevir yüzünü..
Gülümse sadece..
Varlığını sun..
Aitliğini değil…
Geçmişini, geleceğini bırak orada..
Bir masal ol içimdeki çocuğa…


Sakın sakın…
Suskunluğuma aldanıp bendeki seni yorma..
Sadece, gülüşlerini pencereden bırak..
Kim bilir o gülüşlerin bir gün umut olur bir yüreğe…

Masalım,
Kırık kanatlarını sar şimdi.
Sar ki;
Düşsüzlüğün içinde üşüyen bu yüreğe kanat ger..
Beni “ bildiğim “ kadar değil,
Bilmediğim kadar sev..


İsmail Sarıgene