İslam dünyasının en önemli fikir adamlarından olan Nahda Hareketi Lideri Rashid Gannuşi Tunus'ta çoğulcu bir yapının geçiş süreci için gerekli olduğuna inanıyor ve bu nedenle kendi deyimiyle Tunus sevgisini her şeyin üzerinde tuttuğu için fedekarlık yapmaktan çekinmiyor. Özgürlüklerin geliştiği yerde İslam gelişir diyen Gannuşi, IŞİD'in en etkin panzehirinin 'demokratik İslam' olduğunun altını çizen Gannuşi'ye göre Türkiye'nin başkanlık sistemine dönme isteğine karşılık Tunus ta başkanlık sisteminden parlamenter sisteme dönmeye çalışıyor. Devrimden kısa bir süre sonra kendi Anayasasını yapabilen Tunus'u yaklaşık iki ay boyunca sahada inceleme imkanı buldum. Tunus'ta İslam ve demokrasi bağlamında gerek Rashid Gannuşi'den gerekse de kısa sürede Anayasasını yapabilmesi açısından alacağımız dersler var.

TUNUS DEVRİMDEN SONRA İLK DEFA SEÇİME GİRDİ NELER BEKLİYORSUNUZ?

"Biz öncelikle ülkede birliği sağladık, anayasa yaptık, demokrasinin yerleşmesi için hakkımızdan fedakarlık yapıp iktidarı paylastık. Özgürlük ve demokrasinin gelişmesi için calışıyoruz, bütün bunları yapmamızı sağlayan bir devrim yaptık Tunus'ta dolayısıyla birinci önceliğimiz devrimin kazanımları ve geçiş sürecinin tamamlanmasıdır. Tunus'ta herkesin kazanacağı bir sonucun çıkmasını arzuluyoruz bundan da önemli bütün Tunuslu'ların kazanacağı bir seçim istiyoruz.. Kendi planında seçimin gerçekleşmesini en büyük hedef olarak görüyoruz ve demokrasinin başarmasını istiyoruz. Bu bakımdan, bu hedefler doğrultusunda seçimlerin gerçekleştirildiğini görüyoruz."

DEVLET BAŞKANLIĞI İÇIN PARTİNİZ ADAY ÇIKARMAYACAK NEDEN BU KARARI ALDINIZ?

Başkanlık seçimine girmeyeceğiz, bunun kararını aldık ve ilan ettik; ama şunu da ifade ettik: biz aday çıkarmayacağız ama bizim dostumuz olacak olan bir adayın seçilmesi için de uğraşacağız.

Biz hiçbir zaman kendi iktidar hırsımızı Tunus'un geleceğinden öncelikli görmedik. Daha demokrasinin başındayız normal bir demokraside yüzde 51 normal ama geçiş dönemi yasanan süreçte güçleri kuşatacak bir sürece ihtiyaç var, bu nedenle böyle bir kararın Tunus için daha hayırlı olduğuna inanıyoruz.

TÜRKİYE VE TUNUS SİYASETİNİ KARŞILAŞTIRDIĞINIZDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

Türkiye önemli siyasi ameliyatlar gerçekleştirdi. Türkiye bu ameliyatlar sonrasında parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmeye çalışıyor. Biz de başkanlık sisteminden parlamentoya geçmeye çalışıyoruz.. Biz yaptığımız Anayasa'da halkın ve İslami hareketlerin özüne dönmesinin yolunu açtık ve iktidarın paylaşılmasını istiyoruz.

Türkiye'de iktidar, koalisyonların getirdirdiği bir siyasetten dolayı merkezi bir hükümete doğru yönelmek durumunda kalıyor. Bizde merkezi hükümetin yaptıklarından çekindiğimiz için gücü paylaşmak için parlamenter sisteme dönmeye çalışıyoruz. Türkiye'de demokrasi yerleşmiş durumda bizde ise demokrasi yeni. Mesela sizin demokrasiniz belki çok sert sözleri kaldırabilir ama Tunus'ta demokrasinin yerleşmesi için uğraşıyoruz o nedenle bize karşı aşırı dil kulllananlara da biz bu hassasiyetten dolayı aynı dili kullanmamayı tercih ediyoruz. Dolayısıyla Tunus ve Türkiye karşılaştırması yaparsak sizde yerleşen bir yapı var bizde ise yerleştirmeye calıştığımız bir demokrasi ve bunun kurumları var.

"HALK OYUYLA İKTİDARA GELDİNİZ SONRA İSE BIRAKTINIZ NEDEN?"

Bizim karşımızda olanlar bizi gericilikle kendilerini ilerici olmakla açıkladılar ama baktığımızda hiç bir şeyle ortaya çıkmadılar. Biz Tunus için ne fedakarlık gerekiyorsa onu yaptık ve bunu eyleme döktük, halk oyuyla kazandığımız bir iktidarı Tunus demokrasisi zarar görmesin diye bırakabildik. Dengeler için iktidari bıraktık. Herkes bize aynı soruyu soruyordu, madem kazandınız seçimle aldınız, seçimle bırakmadınız, darbe de olmadı, niye bırakıyorsunuz. Bunu bize ifade edenler Mısır'dakine benzer bir durumun yaşanmasını engellediğimiz için herkes buna hikmetli bir şekilde baktı ve yaptığımızın değerini ve fedakarlığını geç de olsa anladılar.

SİZ BİR OYUNU BOZMAK İÇİN Mİ İKTİDARDAN ÇEKİLDİNİZ?

Mısır'da yaşananlar aslında dinden dönme olayına çok benziyor. Orada öyle bir dalga olusturuldu ki o dalganın altında bütün İslami hareketleri bölgede boğmak istediler. Tunus'ta Mısır'da yaptıklarını yapmak istediler. Temerrud Hareketi gibi Tunus'ta da bir direniş hareketi oluşturdular. Mısır'da Tahrir, Türkiye'de Taksim ve Tunus'ta Kasba Meydanı aslında bir meydandı.

Tunus'ta Gezi gibi kurulan meydandan sonra iktidardan geri adım atma seçeneği dışında bir seçeneğimiz kalmayınca biz iktidara yapışmadık ve ulusal mutabakatı sağlamayı başardık. Bununla yetinmedik ulusal diyaloğu da başlattık ve ortak hükümette anlaştık. Parlamentonun anayasa yapması için anlaşma yapıldı ki bu anlaşma neredeyse toplumun tamamını kapsıyor ve o anlaşma sonrasında anayasa yapıldı.

Tunus'ta olaylar olunca solcular parlamentodan çekildiler, anayasa yapılmasın istediler, hükümeti sokakta işgal etmek istediler, asker müdahale etsin ve biz de hükümeti paylaşarak bütün bu oyunu bozduk, onların bütün planlarını bozduk ve seçim kararı aldırdık. Bugün Anayasa bizi bir arada tutuyor, toplumun bir sorunu yok ama birileri Tunus'ta sorun çıkarmak için uğraşıyor biz diyoruz ki Tunus herkese yeter.

PEKİ MISIR SONRASI DALGALAR DURULDU MU YOKSA DEVAM EDİYOR MU?

Aslında bu bölgede dalgalar devam ediyor. Birinci dalga Mısır'dı, ikinci dalga Türkiye'nin belediye seçimlerini kazanması ile kırıldı, 3. dalga Gazze'nin direnmesi ile kırıldı. Dikkat edin, bu dalgalar belki ezip geçmiyor ama surekli olarak sahili vürüyor. 4. dalga ise Libya'da Hafterin çıkışının önlenmesi ona karşı verilen mücadele ile bir dalga kıran oluşturulması ile kırılıyor. Dolayısıyla bu dalgalar ve onlara karşı dalga kıranlar devam ediyor.

TÜRKİYE'DE AK PARTİ'NIN SEÇİMLERİ KAZANMASINI SİZ OYUNU BOZMA OLARAK MI OKUDUNUZ?

Türkiye İslami projede kazanmış bir parti var. Sizde yapılan belediye seçimleri aslında belediye seçimleri değildi. İslami bir hareket kalsın mı gitsin mi seçimleriydi. Bu bakımdan bu oylama sadece Türkiye için değil bölge için de son derece önemliydi ve AK Parti bu seçimleri alarak bölgede oyunu bozabildi.