EY AŞK KALK AYAĞA VE AĞLA TUTUŞUNCAYA DEK..!
Gözlerimi kapattım yokluğumda var olan kendimin üstüne. Çığlığımda taşıdım ellerime sığmayan bensizliği, kızıl sancıların iç dökümünde.
Rüzgar saçlı bir yalnızlıkta yandım. Nehirler geçti içimden, içim nehirlerden geçti; talan edilirken Züleyha´sına aşk düşen bağışlanmış mısralar. Ve şimdi kalbimde adı konulmamış bir süveydanın ölüm günahları. Ve tufanları avuçlayan ömrümde Nuh´un ayak izleri.
Adıma küstüm...
İsimsizliğimin ölgün kentlerinde vurulup duruyorum, sana hep altı susuş kala.
Hadi konuşsana!
Susma gözlerime öyle derin derin.
Kimsesizliğimin kimliğine suret olmayacak mısın yoksa? Aynalarda göremediğim hükümsüz yüzümü, yüzüne kabul etmeyecek misin? Bak el pençe divan durdum aşkın önünde, beni biraz daha susarak acıtacak mısın sesimi?
Biliyorsun, rengi mahpus aşkımın mahşere and içen gözleridir sensizlik. Ey boğazıma kadar battığım yağmur, hadi al beni! Gözbebeklerinde yıldızlar eriten gece, hadi boğ beni!
´´YAĞMUR GECEDEN AL BENİ´´.
Ey Aşk! Güzellik bile sana meftun değil mi? Düşlerimden başka bir hüzünde yaktım mı en meczup tebessümleri?
Bilsen, çöle kesmiş tenha bir gökyüzü indi geceme. İçine kan bulaşan tekinsiz uykulara uyudum. Kurak bir intihar düştü şairliğin yazgısına, yığıldım kaldım ´´bana inmeye korkan SEN uçurumlarında´´.
Sevdiğim!
Acıya düşen içine, içine düşen acıya, tufanıma, rüzgarlığıma yenik geldim. Tutma ellerimi düşeceksin yoksa.
Duru bir gülüş anında saklısın sen, an gibi. Altı harflik susuşun kıyamet ağrısı dilimde. ´Aşk bitti, yüzümü buldum´ diyenlerin içten pazarlıklı yalnızlıklarına inat, içimin suretisin.
Ellerin yasadışı sevdalarda ıslanan heyula sensizliğim. Gözlerin gül yaprağında kanayışım. Çek gözlerini alnımdan. Yazgıma dokunuyorsun!
Benden saklanabileceğim bir İstanbul var mı gözlerinde? Susmaya dair tekmil suskuları ´´ konuş/sana ´´ dediğinde bozar mı gülüşü yırtılmış kelimeler?
Ey Aşk!
Kara kalemlerin aşkına!
Ten hummalı saçlarında boğulmalarım yetmediyse bil ki; kahrolası bu denizler az gelir ağlayışlarıma. Sen hüzün divanında acının aşkı, aşkın acısı. İşte eşiğindeyim! Aşkın mahrem cinnetlerine sunma beni sevdiğim. Azalırım.
Ey Aşk! Kalk ayağa ve ağla tutuşuncaya dek!
Çünkü anlamını gizleyemiyorum aşktan...