Ben zanederdim ki, sevdaya dair yazılmış bütün şarkılar, romanlar ve hatta duvar yazıları seni anlatır; seni anlatmayan her paragraf, her nesir ve her beste eksik kalırdı. Yanılmışım!Ben zanederdim ki, geceyarısı sonrası ışığı açık kalan bütün odalarda sevda konuşulur; sevgi ve güzellik adına ne varsa o evlerde yaşanır. Yarının planları yapılır, rüyalarda onlar görülür. Yanılmışız!

Ben zanederdim ki, bu yolda olanların tek derdi ve kıvranmaları “Daha iyisini nasıl yapabiliriz?” sorusuna cevap aramaktan geçer diye düşünürdüm. Yanılmış!

Ben zanederdim ki, okuduğum bütün romanların satırlarında sana rastlayacağım. Seninle roman kahramanı olacak, Kerime Nadirin kalemi bizi yazacaktı. Yanılmışsın!

Ben zanederdim ki, bütün ıssız ormanlar, nehirler ve orada yaşayan bütün börtü böcekler bizi konuşur; bizim şarkımızı söyler.
Yanılmışlar!


Sen ne zanederdin? Sefil akşam rüzgarı önünde savrulmuş duyguları kıyıda-köşede mi konuşmak lazım? Senin yolculğun nereye? Bahar hasretin yok mu? Hep mevsimin sonbahar mı?

Şimdi bu zanlar içinde hayatın kendi sitemini bırakıp yola devam etmeliyim; etmeliyiz. Yollarda kalmamak için, nefse ait ne varsa ayak altına alıp sımsıcak duygularla esmeli ve bizden önce gidenler karşılayanlara merhabamız tertemiz olmalı.
Yanılma!