Biz cocukken, tepesinde bir dantela ortuyle baskosede duran yesil isIkli ahsap radyomuzdan, huzzam makaminda ayrilik sarkilari yayilirdi salona:
“Ayrilik, umitlerin otesinde bir sehir”di o zamanlar;
“…ne bir kus, ne bir haber, ne de bir selam gelir”di.
“Yaman kelime”ydi ayrilik; “benzetmek azdi olume”…
Ve her kim ugrarsa bu zulme, “gunduzu olurdu gece…”
Selahaddin Pinar’in tamburu “Ayrilik yari olmekmis/ o bir alevden gomlekmis” diye inler ve sorardi:
“Ey sevgili sen nerdesin/ nerdesin ey sevgili?”
“Cerag” nedir bilmezdik; ama Sevim Tanurek, “Alev alev ceragiz biz/ Ayrilsak da beraberiz” deyince bir yangin fitili tutusurdu yuregimizde…
Sonra Zeki Muren caglardi, tane tane soyleyerek:
“Ayni bedende can gibiyiz/ cana can veren kan gibiyiz/
Yanip da bitmez kul gibiyiz/ biz ayrilamayiz/
Eller ayirsa bile/ yollar ayirsa bile/ biz ayrilamayiz.”
Buyuduk; o “cerag” da icimizde buyudu alev alev…
Sevdalandik… ayrildik… yandik.
Ayrilikla olumu, biz de Abdurrahim Karakoc’un “Mihriban”iyla kiyasladik:
“Ayriliktan zor belleme olumu/ Gormeyince sezilmiyor Mihriban…”
Timur Selcuk, “Ayrilanlar icin” degil, bizim icin caliyordu:
“Ne kadar aci olsa / ne kadar guc olsa/ Her seyi, evet her seyi unutmali”ydik.
“Kalirsa icimizde bir derin sizi kalir”di.
Derken vuslat kolaylastikca; basitlesti ayrilmalar da…
Kocamaya bir yastik yetmez oldu.
Sonenin son atesiyle yakilan sigaralar gibi; ayri dusulen yavuklunun hasreti, yeni bir askin kollarinda giderildi.
Ve gunun birinde Ajda Pekkan, “basi yukarda meydan okuyarak hayata”, ayriliklarin uzerindeki o kirik yeniklik duygusunu silip atti:
“Arkani don ve cik istenmiyorsun artik” diye kovaladi eski sevgiliyi:
“Bir zamanlar sen de bana acimadin/ yalniz kaldim/ Yikilmadim ayaktayim.”
Herkes bu cikisi bekliyordu sanki…
“Umitlerin otesindeki o sehir” bir anda tarumar oldu.
Bir baktik ki 20. yuzyilla birlikte, ayrilan yollarda soylenen sarkilar da degismis, herkese bir guven gelmis.
“Ask dedigin geliyor, geciyor” diyen Hande Yener, ayriligin onuncu gununde eski sevgilisine “Yalniz degilim, sIkilmiyorum” mesaji gondermis.
Nazan Oncel, bir vedalasmayi “Jetonu mu yoktu, aramadi gitti/ velhasil bitti” diye ozetlemis.
Sonra jeton da tarih oldu.
Ayrilik acisinin ilaci bulundu.
Demet Akalin bir yil once “seve seve” ayrildigi sevgilisiyle “Isim neydi cikaramadim/ adin neydi hatirlamadim” diye kafa buldu.
Simdilerde dillerde gezen bir yaz sarkisinda ayriliklara iyi gelecek formulu acikliyor:
“Hemen yeni bir ask bulunur, yerin cabuk doldurulur/ Sevgilimi koluma takarim/ Bebek’te uc bes tur atarim/ Olmadi bi de sinema yaparim/ gordugun gibi cok unutkanim.”
Dedim ya, ayriligin eski tadi yok.
Sarkilardan belli…
“Ayriligin Eski Tadi Yok”


Can Dundar