-Aşık oldun mu?

+Nereden bilebilirim?

Tüm sorun buradan geliyordu. Aşk, herkese göre değişen bir yargıydı. Hala da öyle. Ve bir insana sorulan ‘Aşık oldun mu?’ sorusundan daha saçma bir şey yok bence. Hiç tatmadığın bir duygunun başına geldiğinde, ne anlama geldiğini nereden biliyoruz? Eğer bir kere aşık olabiliyorsak, bu yalnızca bir kereye özelse.. Daha önce hiç tatmadığımız duygunun aşk olduğunu nereden biliyoruz?

-Aşık oldun mu?

+Bence bu soru çok saçma. Nereden bilebilirim? Aşık olmadım sanırım ama olsam da anlamazdım. Çünkü hiç yaşamadım.

Mutluluk da böyleydi. Görünen tarafıydı her şeyin. Mutsuzluk da öyle. Bize mutsuzken surat asıldığını, mutluyken gülündüğünü, sinirliyken kaşların çatık olduğunu öğrettiler. Peki ya aşıkken?
Midedeki kelebekler mi? Heyecan mı? Sevgi mi? Düşünmek mi? Özlemek mi?
Hayır.
Aşık olmadan aşkın ne olduğunu bilmiyorsak ve aşkı tattığımızda bunu anlatamıyorsak, aşkı hiçbir zaman bilemeyiz.