Aşk güzel şeymiş. Öyle diyorlar. Ben pek bir güzelliğini görmedim ama orası ayrı tabii.
Aşkı bilmem de alışmak kötü bi' şey. Bayağı kötü. Yavaş yavaş öldürüyor seni, fark edemiyorsun. Alıştığın şey ne olursa olsun onu kaybettiğinde canın yanar. Benim yanıyor. Ama daha kötüsü ne biliyor musunuz? Söyleyeyim. Hiç yaşamadığınız bir şeye, hiç dokunmadığınız bir şeye sadece hayalini kurduğunuz bir şeye alışmak. Yani, hayale alışmak. İşte o hayalden her gün biraz daha uzaklaştığında, her gün gerçekleşme payı biraz daha azaldığında sen de biraz daha tükeniyorsun. Tüketiyor, tutamıyorsun.
''Alıştım, karıştım ben sana.'' diyor ya şarkı, karışırsan sorun yok; mutlusun. Asıl mesele karışamamanda. Çünkü işte o zaman aşk gidiyor yerine acısı kalıyor. Aşk güzel şey midir bilmem ama acısı çok orospu çocuğudur orasını bilirim işte.
Neyse, ne diyorduk? Her yazdığını yaşamayabilir; her yaşadığını da yazmayabilirsin. Ama önemli olan ne biliyor musun? Söyleyeyim. Her yaşadığını yazabilmek. O zaman ölmezsin çünkü. O zaman daha az canın yanar çünkü. O zaman iyileşirsin çünkü.
Bu da böyle bir yazı oldu işte. Nerede başladı, nerede bitti bilmiyorum. Ama hayat da aşk da böyle bir şey zaten. Alışırsın. Alışırsın da şu yazıya karışman biraz zor be sevgilim.