Sergiyi gezenlerden biri, büyük bir şovalye tablosu önünde durmuş kendi kendine konuşuyormuş. Yakınlaşıp uzaklaşmak, Başına eğip kaldırarak tabloyu çeşitli yönlerde inceleyen bu adam orada bulunanların olduğu gibi; ressamın da dikkatini çekmiş. Adamın yanına gelen Delocroıx merakla sormuş:
Tablo ile çok ilgilendiğinizi görüyorum. Acaba bir şeyler ister misiniz?
“Evet” demiş adam.
-Şovalyenin çizmesindeki körük kıvrımlarında hatalar var.
Çok şaşırmış Delacroıx:
-Nasıl anladınız?
Adam gülmüş, bilgiç bilgiç:
Benim işim bu… Ben çizme dikerim… isterseniz nasıl olması gerektiğini size anlatayım.
Delocroıx pek az ressamın yapacağı bir şeyi yapmış. Delacroıx tuvalini ve boyalarını getirerek çizmeci’nin tarif ettiği gibi körük kıvrımlarını düzeltmiş. Ama bakmış ki tablonun önünden ayrılmıyor. Ve yine dudak büküp incelemeyi sürdürüyor, biraz canı sıkılmış.
-Bir şey mi var?
Yine “Evet” demiş adam:
-Şövalyenin pantolonu ile kemerinde de hata var.
Delacroıx dayanamamış.
-Siz çizmecisiniz… Çizmeden yukarı çıkmayın!
Derler ki, Delacroıx ha bu sözü zamanla “Çizmeden yukarı çıkmak yada çizmeyi aşmamak” şeklinde deyime dönüştü.
Tavırdaki ölçüsüzlüğün, sözdeki ölçüsüzlükten daha beter neticeler verdiğini biliriz.
Çizme, bir ölçüdür. Mesele ölçüleri iyi tespit edip, ölçülere uymakta dikkatli olmaktır.