Yüreğimin unuttuğu yerleriyle karşılaşmak...
Yüreğimin unuttuğu yerleriyle karşılaşmak...
...Denenmemiş başlangıçları göze aldım.
Hafifletilmiş hasarları
Görmezden gelinen enkazı...
Bazen kendim dahil hiç kimseyi anlamak istemiyorum,
insanların içi o kadar pislikle dolmuşki o kadar önyargılı o kadar kötülerki anlam veremiyorum yazık gerçekten ama bize değil.
İNSANLIĞA.
Hava kurşun gibi ağır . Yağmurun ayak sesleri bunlar
Heyecanla beklemekteyim :))
Uyursan yaraların kapanmaz ama belki sabah olur.
Bir türlü kabuk tutmayan yaralar, gecenin meselesidir..
Uyursan, evladı dün ölmüş anaların acısı dinmez ama belki sabah olur.
Uyursan, hayat kendini temize çekmez ama belki sabah olur.
Ona söylenen bütün sözler "sus" diye başlamıştır; bütün nesneler "cıs" diye tanımlanmıştır; bütün meraklar "hayır" diye yanıtlanmıştır; bütün sevinçler "ayıp" diye kınanmıştır; bütün sokaklar "içeri" diye bitirilmiştir; bütün ufuklar "otur" diye karartılmıştır; bütün büyükler "doğru" diye kutsanmıştır; bütün oyunları ve arkadaşları "kötü" diye paylanmıştır. Kendisi yoktur artık. Bu yüzden öteki de yoktur. Yalnız bile değildir. Yalnızlık duygusu yoksunudur. Şekilsizdir. Herkese benzediğinden özü de yoktur. Cümlesiz ve fikirsizdir. Her konuda konuşur...
Gidersem bende hasret olur ve belki beni sevenler de özler;
Ama anladım ki; özlemden hiç kimse ölmüyor.
Ama ben ölüyorum...
Nefes alıyorum, önemsiyorum ve gitmek istiyorum.
Anladım ki; hasret yeni bir aşka kadar sürüyor.
Sevdiklerim ve beni sevenler, bağışlayın...
Su akıyor ve ben gidiyorum.
Şu anda 2 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 2 misafir)