İÇİNİZDEKİ MARILYN MONROE'YU ORTAYA ÇIKARIN!

Marilyn Monroe, ilk gençlik yıllarından itibaren, erkeklerin üzerindeki gücünü keşfetmeye başlamıştı. "Onların beni öpmek, bana sarılmak istemesinin suçu bendeymiş. Bazıları, onlara tutku dolu gözlerle baktığımı söyledi. Bazıları ise sesimin kendilerini baştan çıkardığını söyledi. Bir kısmı ise onları yere yatıran titreşimler yaydığımı iddia etti" sözleri günlüğüne yazdığı erkeklerle ilgili itiraflardan sadece biriydi.




■ Hem arzulu bir kadın hem de masum bir kız çocuğu olun:

Marilyn Monroe, sanki benliğinin bir bölümü cinsellik çığlıkları atarken, geri kalanı bunun farkında değilmiş gibi saf ve utangaçtı. Bu çelişki erkeklerin başını döndürüyordu. Bir kadının hem korunmaya muhtaç hem de cinsel açıdan heyecan verici görünmesi erkeklerin en büyük fantezisidir.




■ Sesinizi Marilyn Monroe gibi kullanın:

Marilyn Monroe, ses tonunu, küçük bir kız ile vamp bir kadın seslerinin karışımına kadar alçaltıyordu.

■ Hareketlerinizi şehvet yönlendirsin:

Marilyn Monroe, her oynadığı sahnede, seksi düşünüyormuş, şehvetin pençesine kapılmış gibi cinsel titreşimler yayıyordu. Sevilmek ve arzulanmak isteği, davranışlarınıza ayrı bir çekicilik katar, ama bu etkiyi yaratırken masumiyeti de ön planda tutun.





ONLARI KLEOPATRA GİBİ DİZE GETİRİN!

Romalı yazar Dio Cassius, "Kleopatra, kişiliği ve konuşmasıyla en soğuk ve en kararlı düşmanını bile baştan çıkarabilirdi. Sezar da onu gördüğü ve sesini duyduğu anda büyülenmişti" diyor.





■ Ondan üstün olduğunuzu düşündürün:

Kleopatra, Sezar'la sohbetlerinde soyundan geldiğini iddia ettiği Büyük İskender'den söz ederdi. Bu da Sezar'ın kendini daha aşağıda hissetmesine ve erkekliğini kanıtlama konusunda hırslanmasına neden olurdu. Siz de onun kendini eksik hissetmesine yol açacak konuları açın.





■ Yaşamının sıkıcı olduğunu ona gösterin:

Kleopatra, Marcus Antonius'u tavlamak için de, onu Mısır'da ziyafetlerle karşıladı; türlü eğlenceler sundu ve Mısır yaşamının Roma yaşamından en azından eğlence konusunda daha üstün olduğunu ona sergiledi. Siz de ona yaşamının sıkıcı ve ilginç olmadığını düşündürün.






TANRIÇA AFRODİT OLABİLİRSİNİZ!

Afrodit, cinsel yönü çok gelişmiş, inanılmaz derecede özgüvenli, bitmek bilmeyen zevkler ve biraz da tehlike sunan kadınların en ünlüsüdür. Bu yüzden, bu efsanevi kadın, diğer tüm kadınlar için iyi bir örnek olacaktır.

■ Tehlikeyi çağrıştırın:

Günümüz dünyası, erkekler için daha az macera içeriyor. O yüzden erkeklere genlerinde ihtiyaç duydukları tehlikeyi sunun. Dengesiz olun, açık olmayın. Bu hem onları heyecanlandıracak hem de içinizi okuyup zayıf yönlerinizi görmelerini engelleyecektir.





■ Güvendiğiniz fiziksel özelliklerinizi kullanın:

Her kadın fiziksel özelliklerini ön plana çıkaracak kadar kadınsı ve özgüvenli değildir. Giysileriniz cinsellik çığlıkları atmasın, ama vücudunuzun güvendiğiniz ve karşınızdakinin hayal gücünü harekete geçirecek bir bölümünü sergileyin.

■ Afrodit gibi gözlerinizle konuşun:

İşin anahtarı, bakışların kısa ve delici olması ve ardından başka yöne çevrilmesidir. Gözleriniz arzunuzu anlatırken, yüz ifadeniz sakin olmalı. Gülümsemeyi, gülümsemek yarattığınız etkiyi yok eder. Kadınlar da, hayatın her alanında erkek gibi yaşıyorlar.







JOSEPHINE GİBİ BİR NAPOLEON FETHEDEBİLİRSİNİZ!

Napoleon, karısı Josephine'i o kadar çok seviyordu ki, İtalya'da savaştayken, ona pek de sık mektup yazmayan Josephine'in yanına dönebilmek için savaşı erken bitirmeyi bile göze almıştı. Napoleon adeta Josephine için yaşıyordu.




■ Kolay teslim olmayın:

Josephine, önce bakışları ve davranışlarıyla Napoleon'u kendine çekti; istediği etkiyi yaratınca da, kendini geri çekerek Napoleon'un peşinden gelmesini sağladı. Siz de kontrolü ona vermeyin, ilgisini yitireceğinden korkarak ipleri ona kaptırmayın.





■ Kıskançlık yaratın:

Josephine'in bir aşığı olduğu dedikoduları Napoleon'u Josephine konusunda daha da hırslandırıyordu. Siz de üçüncü kişilere ilgi gösterin, kurbanınıza belki de onunla sandığı kadar ilgilenmediğiniz sinyalini gönderin.

■ Aklınızdan neler geçtiğini belli etmeyin:

Josephine, Napoleon'a gözünü çok önceden dikmişti. Ama neyin peşinde olduğunu hiç hissettirmedi. Siz de dolaylı yaklaşın, tehdit edici görünmeyin, bırakın siz ağlarınızı ustalıkla örerken, o sizi tavladığını sansın.