Çeşitli nedenler önce göz kapaklarınızındüşmesine ardından düşen göz kapaklarınızı sürekli yukarda tutma çabasına,sonrasında da bahsettiğimiz rahatsızlıklara yol açabiliyor ki günümüzde hastasayısı her geçen gün artıyor. Hatta bu kişiler, üst göz kapaklarını bantlayukarı çekerek yapıştırmak zorunda kalıyorlar.
Üst göz kapağındaki milimetrik sınır
Sağlıklı bir göz kapağı göz bebeğini en fazla 1 milimetre kadar örter. Bu normaldir. Anormal olan bu oranın geçilmesidir. Bu durumu göz kapağı düşüklüğü olarak adlandırırız.
Üst göz kapağı gözbebeğini 2-3 milimetre örtüyorsa hafif düşük, 3-5 milimetre örtüyorsa orta 5 milimetrenin üzerinde bir düşüklük varsa ağır göz kapağı düşüklüğü söz konusudur. Ve 1 milimetrenin üzerindeki göz kapaklarının daha da düşmemesi başka hastalıklara yol açmaması için mutlaka tedavi edilmelidir. Bu tablo bize göz kapağı düşüklüğünün estetik olduğu kadar bir sağlık sorunu olduğunu gösteriyor.
Eğer göz kapağı düşüklüğü doğuştan geliyor ve tedavisi erteleniyorsa bebeklik ve çocukluk döneminde körlük riskiyle karşı karşıya kalınır.
Ergenlik döneminden itibaren baş ve boyun bozukluklarına dolayısıyla boyun fıtığı gelişimini tetikliyor.
Kişi etrafını görmekte zorlanıyor, çevresindeki eşyaya sık sık çarpabiliyor. Dahası psikolojik travma yaşayabiliyor. Göz kapaklarını yukarda tutmak için kendini zorlayan hastada şiddetli baş ağrıları oluşuyor. Hasta, neden başının ağrıdığının farkında bile olmuyor. Yüz ifadesi tamamen negatif yönde değişiyor. Sıra dışı yüz mimikleri ve kırışıklıklar oluşuyor.
Birkaç saat içinde tedavi ediliyor
Birçok estetik ve sağlık sorununa yol açan göz kapağı düşüklüğü cerrahi operasyonlarla konforlu ve başarılı bir şekilde tedavi edilebiliyor.
Göz kapaklarının gevşeyen, uzayan cilt ve cilt altı dokusu yukarı çekilerek göz bebeğini 1 milimetre kapatacak düzeye getiriliyor. İşlem 1 ile 3 saat arasında tamamlanıyor. Hasta ameliyat sırasında ağrı ya da acı hissetmiyor. 1 hafta içinde günlük yaşama dönen hastanın üst göz kapakları son derece genç, gergin ve canlı bir hale bürünüyor. Baş ağrısı, görme bozukluğu, boyun fıtığı riski gibi kişinin yaşam kalitesini bozan unsurlar artık geride kalıyor.