İş sanal olunca çarkçı da çok oluyor.

Bir kaç çeşit çarkçı başı var
Gemide makine dairesinin yöneten dümen çarkçı başları
Filmin kurgusu hazırlık yapan çarkçı başları

Keseme işinde kullanılan araçları idare sevk eden çarkçı başılar var

Ben de sizlere bir iki tür çarkçı başından bahsedeceğim.

Birinci tür çarkçı başları

Deniz bizim, kara bizim, gemi bizim, diyor kaptan biziz diyorlar
Hep kendileri başkası yok.
Denizde bunlar, karada bunlar, hava da bunlar, bilgin bunlar âlim bunlar filozof bunlar
Denizdeki gemi bunların olduğundan denizde bunların, sahile kimse yanaşamaz kesinlikle

Eğer yaklaşırsa top atışı başlar neden mi?

Çünkü bunlarda paylaşım yok ta ondan, bunlar hep savaş halindeler kendileri ile de savaş halindeler
Eğer günlük birine çatmazlarsa eleştirmezlerse kendilerini rahat hissedemezler

Bunlar hep karşıdaki kişileri suçlu görür kendi haklı görüler
Sana birini eleştirme hakkını kim veriyor önce onu de, kendileri ile ilgisi yoksa bile illa kendilerine bir pay çıkarırlar eleştirmek ya da sataşmak için.

Örnek sen bir şiir yazarsın ya da yorum yazarsın içinde ki senin duygundur ya da düşüncendir olmaz !!! bu çarkçı başlarının istediği gibi değil

Ona sorup yazacaksın her yazdığını
Hemen mart kedisi gibi miyavlamaya başlarlar efendim birazda argo ise yazdıkları vay babam vay seyircide bol başlayın hocam ilahi sen beni, öldürdün gülmeden

İlahi hocam vallahi karnım patladı gülmekten deme gitsin alış veriş bol olur

Demez ki benimle ilgisi olmayan bir konuya niye burnumu sokuyorum diye kendine hiçbir soru sorma gereği duymaz.

Bir hata varsa ona öğüt yaparak ya da insani bir yaklaşımla yaklaşıp itham etme yerine üstünlük taslama marifetini devreye sokar sanal filozofları ya da buldukları taraftarlarla saldırmaya başlarlar

Sayarlar senin günlük hayatından, yediğinden içtiğinden yazdığından sosyal ya da sanatsal faaliyetlerinden eleştiri demek çok hafif kalır

Sayfanı eleştirirler şiirini eleştirirler yazını eleştirirler TV veya radyo programlarını eleştirirler resimleri eleştirirler..
Bunlar eleştirmeye mecbur yaratılmışlar bunları Allah o iş için dizayn etmiş
Derseniz ki hop dur bakalım ne yaptım yahu bu kadar size böyle yerden yere çalıp eziyorsunuz olmaz

Annem it derdi anlatırken ben naziklik olsun diye köpek yazdım.

Annem anlatırdı bize oğlum bir köpek bir fırının kapsını kırk yıl beklemiş yaşlanınca sahibi ona artık eskisi gibi yalını vermez olmuş karnı doymayan hayvan da fırından bir ekmek almış kaçırmış, eski sahibi kovalamış hayvanı köşe bucak köpek en sonunda bir çıkmaz sokağa girince artık kaçacak yeri olmayınca köpek dile geliyor sahibine yav diyor benim bir ekmek kadar bu kapıya hiç mi? Yararım olmadı diyor.

Bilmiyorum tıp literatüründe adı konmamış bir hastalık egoistliği aşan bir durum

Bu tipler illa eleştirecekler eleştirmezlerse hasta oluyorlar çünkü o eleştiri ile mutlu mesut oluyorlar
Tabi kendilerince üzdükleri kırdıkları öyle mi? acaba

Bu tipler dünya da kendilerinden başka kimseyi tanımayan tipler, iki kişinin en ufak tartışmasından kocaman bir olay çıkarırlar, al babam vur babam üstünlük taslamak için yapmayacakları bir durum ya da bir çirkeflik de yok, taşlama yazarlar, yetmez yorum yazarlar, yetmez yazı yazarlar bunlar yazarlar
Kendilerinin dışındakilerin böyle bir hakkı yok

Sadece eleştirme hakkı bunların.
Bu tipler ve bu refleksi bozuk kavga hastalığı olan tedavisi de zor olan büyüklük hastalığı
Tıpta adını siz koyun neredeyse Allah'ı bile eleştirecekler başkasını ya da bize benzemeyeni niye yarattın diye… Düşün!

Başkası yazarsa da vay haline!!!

Gelelim ikinci tip çarkçı başlarına

Bunlarda birisi bir dizayn yapar bir hat döşer o hattan giden akıma kapılırlar hiç tereddüt etmeden
Akıl etmez ki bu akım beni hiç tanımadığım bir yere ya da bir duvara toslayacak diye

Birisi hattı döşedi bu tipler ne kadar varsa aynı akımda oraya toplanıyorlar aynı balıkların denizde
Toplaşıp da büyük balıklara yem olduğu gibi, tanımadıkları bilmedikleri insanlara bir başkasının yön vermesi ile sataşmak ona hakaret yağdırmak yönlendirene yaranmak için

Bu tipler rüzgârın savurduğu yaprak gibi ağırlığı olamayan ve de kendi egemenliklerine hâkim olamayan tipler bunlarda ne yaparsan yap bu gün birisi yönlendirir yarın bir başkası
Çünkü özgül ağırlı olamayan kişilikler

Bu tiplerde bir sayfada iki kişi tartışmış ya da takışmış sa hemen sazan gibi atlarlar konuyu ayırt etmeden

Eğer takışan insanların birisi tanıdığı ise mesele yok haklı veya haksız huraaaaaaaa hucum borusu çalar

Vay haline

Bir şiirimden 2 dörtlük koyacağım şiirin tamamı 9 kıta ama




Ulusun çakallar taş bile atamam
Ayı’nın postunu alıp ta satmam
Katır cinslileri adama katmam
Özünden selamı veren görmedim


Kısrak gibi yılkı yılkı dolaşan
Aygır mayasında soyu buluşan
Etek giyip zil takmaya alışan
Kendine bir soru soran görmedim



Böyle bir şiir gördüğünde hemen yav sen topluma etek giydirdin sen böyle şiir yazamazsın yav sen insanlara hakaret ediyor ayının postunu alıp ta satmam diyerek sen herkesi kast ediyorsun derler bahaneye önemli olan bir bahane uydurmak işleri

vay sen millete aygır mayalı dedin yav nereden çıkarıyorsun bunu sen neden alınıyorsun
Sizler kendinizi şiirdeki gibi adlediyorsanız sözüm yok ben şiir yazarken lar ler çoğul ekinin ya da kökün mak, mek mastarının ne olduğunu bilecek kadar Türkçe bilirim
Bu tip insanlardan hayatta kurtulamazsın, yattığına, kalktığına dostluğuna ve aldığın nefese kusur bulur bu tiplerin beyni hoş görüden uzak sadece egolarını tatmin etmek için eleştiriye ve eleştiri ötesi hakarete programlı olduğundan

Bu tip sanal çarkçıları bunlarla muhatap olup canını sıkacağına at hayatından kendi kendini eleştirsin
Kendi kendini yesin

Bir saniye canını sıkmaya değmez at gitsin
''Mezarlıklar ne vazgeçilemezler le dolu !!