kayseri escort ankara escort izmir escort antalya escort bursa escort istanbul escort

Etiketlenen üyelerin listesi

Sayfa 12 Toplam 17 Sayfadan BirinciBirinci ... 234567891011121314151617 SonuncuSonuncu
Toplam 165 adet sonuctan sayfa basi 111 ile 120 arasi kadar sonuc gösteriliyor
  1. #111
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    DISKI TUTAMAMA


    Abdest tutamama hali bağırsak hareketlerini kontrol edebilme yeteneğinin kaybolmasıdır. Bu bozukluk yetişkin bir kimsede görülürse problem bu durumu yaratan şartlardan kaynaklanır. Çocuklarda görülen benzer durum için (Encopresis) kontrol edememe halini doğurabilecek, sebebi tespit edebilmek ıçın doktorunuz size sorular soracaktır.

    Sorular hapşırmakla, öksürmekle ilgili olabilir, ayrıca bu hal geceleri mi oluyor ve başka ilgili belirtiler var mı? Doktor bunları da öğrenmek isteyebilir. Ancak sfinkterinizi (kas) muayene ederek bu bölgedeki adalelerin sağlam olup olmadığını belirleyecektir. Doktorunuz ayrıca özel incelemeler de isteyebilir. Elektromiografi veya rektal ve anal bölgedeki çeşitli baskıları belirlemek için özel aletlerin kullanılması bu incelemeler içine girer. Dışkıyı tutamamak, rektumdaki, anüsdeki veya preanal bölgedeki apsenin veya iltihabın arkasından ortaya çıkabilir. Bu bölgede yapılan bir ameliyatın neticesi olabilir. Doğum sırasında olabilecek bir yara olaya yol açabilir. Özellikle eğer anal sfinkter iyiyse bu hal sinir sistemindeki bir rahatsızlıktan bilhassa omuriliği etkileyen bir bozukluktan sonra meydana gelebilir.

    Abdest tutamamak genelde yaşlılarda görülür. İleri yaşlarda küçük ve büyük abdest kontrol eden kaslar ve bağlar zayıftır ve fiziki rahatsızlardan daha çabuk etkilenirler. Tutma kabiliyetinin kaybı yaşlılığın şartı değildir. Ayrıca yaşlılarda dışkıların birikip sıkışması da daha sık görülür. Genelde kabız kimselerde olur. Fakat sıkışan dışkı bağırsağı tamamen tıkamaz ve dışkının sıvı halindeki bölümü geçer ve kontrol edememe halini doğurur.

    Yetişkinler arasında özellikle eğer anal sfinkter iyi durumdaysa bu problemi halletmek için bağırsakları terbiye etme programına başlanabilir. Bazen hacim genişletici (kronik kabız) de buna dahildir. Doktorunuz tuvalete çıkmak için her gün belli bir süre tuvalette oturmanızı tavsiye edebilir.

    Bu günün kalan zamanında kontrolü sağlamanızı temin edebilir. Su içmeniz ve taze meyve sebze yemeniz de tavsiye edilecektir. Bu bazen daha normal dışkı yapmanızı ve daha seyrek dışarı çıkmanızı sağlar.

    Bazı zaman özellikle eğer sfinkter zedelenmiş ise doktorunuz bir cerrahi müdahale tavsiye edebilir.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  2. #112
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    DIYAFRAGMATIK FITIK


    Diyafragmatik fıtık, diyaframda normal olmayan bir açıklığın karın bölgesi içeriğinin bir kısmının göğüs bölgesine doğru taşmasını mümkün kıldığı durumlarda meydana gelir. Çok ciddi vakalarda, mide ve barsakların büyük bir kısmı, kalp ve akciğerlerin yer değiştirmesine neden olur.

    Bu anormallik doğumdan kısa bir süre sonra bebeğin fıtık yüzünden solunum güçlüğü çekmesi ile teşhis edilir. Bu durum bebeğin yaşamını tehdit eden bir durumdur ve acilen ameliyat edilmesi gerekir. Bununla beraber; çoğunlukla fıtık aylar sonrasına kadar kendini belli etmeyebilir.

    Geç ortaya çıkan diyafragmatik fıtık semptomları arasında kusma, ağır karın ağrıları, beslenme sonrası rahatsızlık ve kabızlık sayılabilir. Kimi zaman herhangi bir belirti ortaya çıkmaz ve problem ancak rutin röntgen çekimleri esnasında keşfedilebilir. Eğer doktorunuz bebeğinizde diyaframatik fıtıktan kuşkulanıyor ise, teşhisi desteklemek için röntgen çekimine gerek duyulabilir.

    Ameliyat gerekli bir tedavi şeklidir. Doğduktan sonraki ilk 3 gün esnasında diyafragmatik fıtık teşhisi konan ve hastalıktan ciddi şekilde etkilenmiş olan bebeklerde, ölüm oranı %50 dir. Bununla beraber, solunum güçlüğü şikayeti olmayan bebeklerin çoğu hayatta kalmayı başarabilir.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  3. #113
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    DIZ YARALANMALARI


    Diz eklemi, bacağınızın üstüne bastığınızda ortaya çıkan darbe etkisini azaltmak için yastık benzeri oluşumları kapsar. Bu oluşumlarda yırtılma veya zedelenme ortaya çıkarsa ağrılı diz hastalığı da denilen diz incinmeleri oluşur.

    Belirtiler

    - Dizde ağrı ve şişme

    - Dizin sağlam basamaması, sendeleme duygusu

    - Bir patlama sesi, bir sürtünme duygusu veya eklemin fiziki olarak kilitlenmesi

    - Diz belirli bir pozisyonda sertçe kilitlenirse veya bir travma olayı şiddetli bir ağrı meydana getirip de diz normal fonksiyonunu yapamaz olursa derhal tıbbi yardım sağlayınız.

    Diz eklemini yaralanmalara duyarlı hale getiren iki önemli faktör bulunmaktadır. İlki, dizin konumu, dizi beklenmedik darbelere maruz kalmasına ve sürekli kullanılan bir eklem olmasına neden olmaktadır. İkincisi, dizin yapısının karmaşıklığıdır. Dizin hareket aralığı, vücuttaki diğer eklemlere benzemez: Bükülme dışında, daha karmaşık hareketleri de yapmamızı sağlar.

    Teşhis

    Bir diz yaralanmanız olduğu zaman, çeşitli pozisyonlarda muayene edilmesi gerektiği için, doktorunuz hareket ettirdiğinde ağrıyı azaltmak amacıyla uyuşturucu bir ilaç verebilir.

    Dizin dıştan muayenesinden sonra, dizin içindeki yapıların ve oluşan hasarın görülmesi-ni sağlayan testler yapılabilir. Geleneksel yöntem diz röntgeninin çekilmesidir. Diğer yöntemler arasında, artrografi (eklem boşluğuna boyalı bir madde verildikten sonra röntgen çekilmesi) ve manyetik rezonans (MRI; manyetik bir alana dokunun verdiği yanıtın bir bilgisayar tarafından yorumlandığı, eklem yapısını gösteren yöntem) sayılabilir. Artroskopi (eklem boşluğunun, küçük bir kesiden eklem içine sokulan fiberoptik bir boru aracılığıyla incelenmesi) de yapılabilir.

    Diz incinmelerinin şiddet derecesi farklılık gösterir, bu mafsalın uğradığı hasarın tipine bağlıdır. Çoğu diz incinmelerinin sınıflandırıldığı birkaç ana grup vardır. Hepsi de mafsalda ağrı ve dengesizlik güçsüzlük meydana getirebilir.

    Menisküs Yırtıkları

    Menisküs dizde, uyluk kemiğinin ucuyla kaval kemiği uçları arasında bulunan yarımay şeklinde bir kıkırdaktır. Belirli darbe ve bükme zedelenmeleri ve menisküsde yırtılmaya yol açar ve mafsalda ağrı yapar. Bazen zedelenme anında bir ses duyulur.

    Çoğu zaman bu zedelenme sizin bükülüp kalmanıza yol açacaktır. Bazı durumlarda, ayağa kalkıp hatta aktiviteye devam edebilirsiniz, fakat büyük ihtimalle dizdeki bir kıkırdak yırtılması derhal şişmeye ve sürekli ağrıya sebep olacaktır. Birkaç haftalık bir sürede iyileşse bile nüksedebilir.

    Serbest Cisimler

    Bazı diz zedelenmelerinde diz kapağının veya kıkırdağın (menisküs) parçaları yerlerinden kopar ve mafsal boşluğunda rasgele dolaşmaya başlar. Bunun yaptığı etki bir kapıya kalem sıkışmasına benzer. Küçük bir başıboş kıkırdak parçası bile diz mafsalına takılıp mafsalı "kilitleyebilir veya ağrı yapabilir.

    Tedavi

    Diz incinmesi için gereken tedavi her incinmeye göre farklıdır. Nispeten küçük diz zedelenmeleri için uygun tedavi yaklaşımı koruma, dinlenme, buz, kompres ve yükseltme olarak özetlenebilir. incittiğiniz zaman dizinizi kullanmayı bırakın. Şişmeyi sınırlı tutmak için buz ve bandaj (sarma, sıkıştırma kullanın. Ağrıyı ve şişmeyi azaltmaya yardımcı olmak için bacağınızı yükseğe kaldırın.

    Eğer ekleminiz ağır şekilde hasar görmüşse rekonstrüktif cerrahi gerekecektir, belki kemikleri, eğer yerinden çıkmış veya kırılmışsa yerine yerleştirmek için, veya kopan veya yırtılan bağları tekrar yerine bağlamak için çoğu zaman, ufak zedelenmeler için büyük bir yer açmadan küçük bir bölgede yapılan bir işlem olan artroskopi ile tamir edilebilir.

    Rehabilitasyon

    Ameliyattan sonra, ilk iyileşme süresi içinde bir destek aracı, aparey veya alçı uygulanabilir. Dizi hareket ettirmenize izin verildikten sonra hareket kapasitesini geri döndürmek ve mafsalın gücünü tekrar kazanması için size bir egzersiz program verilecektir. İyileşmenizi bir fizik tedavi teknisyeni veya rehabilitasyon uzmanı gözlemleyebilir.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  4. #114
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    DOLAMA


    Dolama, tırnağın çevresindeki derinin yüzeysel bir enfeksiyonu olup en büyük sıklıkla stafilakoklar veya mantar tarafından meydana getirilir. Bu durum genellikle bir şeytan tırnağını ısırıp kopartma gibi bir yaralanmanın veya tırnak dibindeki deriyi bir işleme tabi tutmak veya deri itmek gibi hareketlerin sonucu olur.

    Tırnağa bitişik olan cildin üzerinde kırmızı, şişkin bölge ile kendini gösterir.

    Bakteriyel dolama genellikle ani ve ıstıraplı bir enfeksiyondur. Yüzeysel cerahat dolu kabarıklar belirebilir. Tutulan bölgeyi bastırınca cerahat sızıntısı olabilir.

    Dolamanın bir başka çeşidine mantar enfeksiyonu sebep olur ve bu, şeker hastalığı olan kişilerde ve ellerini uzun süre su içinde bulunduranlarda yaygındır. Mantar enfeksiyonları ağır ağır gelişir, fakat inatçı olma eğilimi gösterir. Bazen hem bakteriler hem de mantar vardır, böylece daha fazla şişme ve cerahate yol açılır.

    Akut bir enfeksiyon tırnağın çevresinden ve epidermisten dolaşarak bunların altına işleyip ağrılı bir apse meydana gelmesine yol açar. Tırnak dibindeki deri kabarır. Tırnak ayrılabilir.

    Tırnakta bozulma veya renk atması meydana gelir. Nadir olmakla birlikte, bu enfeksiyon parmağın içine işleyerek tendon dokusuna yayılabilir. Deri boyunca görülen kırmızı çizgiler, bakteriler kanınıza karıştığının işaretidir. Eğer böyle bir durum olursa, doktora gidin. Teşhis için dolamaya hangi tip mikroorganizmanın neden olduğunu belirlemek amacıyla cerahat kültürü yapılabilir.

    Tedavi

    Sıcak banyolar: Dokuların iltihapla şişmesini azaltmaya yardım edecektir. Bunları takiben bir antibakteriyel madde (bakteri enfeksiyonları için) sürülebilir veya eğer bir mantar enfeksiyonu varsa yüzde 1 lik gentian violet solüsyonu kullanılabilir.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  5. #115
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    DUPUYTREN KONTRAKTURU


    Bu hastalık adını 19. yüzyıl başlarında yaşamış ve onu tarif etmiş olan Fransız cerrahı Baron Dupuytren den almıştır. özelliği cildin altındaki dokunun üstünün sertleşmesidir (palmar fascia).

    Belirtiler

    - Bir veya birkaç parmağı açamamak,

    - Avuç içinde küçük bir şişkinlik veya sertlik.

    Dupuytren kontraktürü genellikle ağrılı değildir, fakat elde ilerleyen bir deformasyon meydana getirebilir. Aynı zamanda ayak tabanında da buna benzer doku sertleşmesi ve çekmesi görülebilir. Bu rahatsızlık en çok yüzük parmağı ve küçük parmakta oluşur fakat herhangi bir parmağı, ayak tabanını hatta penisi etkileyebilir.

    Hastalığın nedeni bilinmemektedir. Fakat kalıtım öğesi güçlü görülmektedir. Çünkü bu problem aynı ailenin bireylerinde daha fazla görülür. Bir diğer ortak özellik, orta yaşlı erkekler olup bazıları alkolik veya epileptiktir. Bu bağlantının nedeni bilinmiyor. Tek bir travmatik olaya bağlı olma ihtimali fazla değildir.

    Teşhis

    Bu hastalığın teşhisi için fizik muayene genellikle yeterlidir. Hasta bölgenin üzerindeki derinin çukurlaşması oldukça karakteristiktir. Derinin altında, hareket ettirilemeyen bir doku şeridi de olabilir. Bileğin pozisyonundaki bir değişiklik kontraktürü etkilemez.

    Teşhis koyulduktan sonra, hastalığın ilerlemesini gözlem altında tutmak önemlidir. Doktorunuz avuç içiniz aşağı gelecek şekilde elinizi düz bir yüzeye koymanızı isteyebilir. Eğer bu durumda parmağınızı açamazsanız, tedavi gerekebilir. Testin sonucu negatif bile olsa, zaman zaman bu testi tekrarlamanız gereklidir. Sonuç, durumun kötüleştiğini gösterirse, ameliyat yapılabilir.

    Bu sık rastlanan hastalık, çoğunlukla ağrılı olmamasına rağmen parmakların esnekliğinin gittikçe azalması zaman içinde rahatsızlığa yol açabilir. Fakat birçok vakada tedavi gerekmez.

    Ameliyat gerekli olduğu zaman sıklıkla, normal hareket yeteneğinin tamamı veya çoğu geri dönebilir, yine de, bazı kimselerde rahatsızlık nüksedebilir.

    Tedavi Ameliyat

    Ameliyat, büzüşmüş dokuların çıkarılması ve bazı vakalarda vücudun diğer bölgelerinden alınan derinin bu bölgeye nakledilmesi (gref) ya da diğer cerrahi girişimlerden oluşur. El birkaç gün ya da hafta açık pozisyonda parmaklarla birlikte sarılacak ve daha sonra parmak ve el egzersizlerinden oluşan fizik tedavi başlayacaktır.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  6. #116
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    DUSUK TANSIYON (HIPOTANSIYON)


    Kan basıncının düşük olması nadir olarak görülen bir durumdur. Genel olarak sağlık açısından her hangi bir tehlikesi yoktur; dahası tansiyonu düşük insanların daha uzun yaşasığını ve kalp ve böbrek hastalıklarına daha az yakalandıklarına dair bulgular mevcuttur. Bununla birlikte, bazı araştırmacılar tarafından sikulatuvar asteni (dolaşım zayıflığı denebilir) denilen bir hastalık tanımlamışlar ve bunun tedavisine yönelik oalrak, kan basıncını yükselten ilaç geliştirmişlerdir.

    Tansiyon düşüklüğü olanlarda ani kalkışlar sırasında; hafif bir başağrısı ve zihin bulanuklığı olabilir. Bunu engellemenin en iyi yolu pozisyon değiştirirken dikkatli olmaktır.

    Sürekli yorgunluk ve halsizlik hissedenlerin bazılarında sinirsel kaynaklı tansiyon düşüklüğü olduğu ileri sürülmektedir. Bu kişilerde uzun süre ayakta durmaya, egzersize veya sıcak ortamlarda uzun süre kalmaya bağlı olarak ani tansiyon düşmeleri meydana gelmektedir. Johns Hopkins Universitesinde gerçekleştirilen bir çalışmada, bu tür rahatsızlığı olanlara bol-tuzlu diyet ve kan basıncını yükselten ilaç vermeyi müteakip hastaların %75 inde, yorgunluk şikayetlerinin ortadan kalktığı gözlenmiştir.

    Benzer bir durum yaşlılarda da meydana gelebilir. Yaşlılarda özellikle yemeklerden sonra kanın sindirim organlarına hücum etmesine bağlı olarak, bir halsizlik hissedilebilir. Bu duruma yemek-sonrası tansiyon düşüklüğü adı verilir ve genellikle tansiyonu yüksek olan hastalarda gözlenir. Bu kişilerde asıl problem, kan basıncının yüksekliğinden dolayı, göreceli olarak dolaşımda azalmış olan kanın hayati organlardan olan beyne pompalanmasının azalmaya uğramasıdır. Eğer böyle bir probleminiz varsa, günde en az 6 bardak su içerek damar içinde dolaşan kan miktarını arttırın ve yemeklerden sonra az bir miktar yürüyün.

    Kan basıncı düşük olan yaşlılarda ölüm oranının daha fazla olduğunu iddia eden araştırmacılar bulunmakla birlikte, sorunun kanbasıncından kaynaklanmadığını öne sürenler de vardır; bunlara göre sorun kalpten kaynaklanmaktadır ve tedavi edilebilmektedir.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  7. #117
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    EGZAMA


    Atopik dermatit oalrak da bilinen egzama, allerjik bir deri hastalığıdır. Yeni doğanlarda, çocuklarda ve genç yetişkinlerde sık olarak gözlenir. Kaşıntılı, kalınlaşmış, kırmızı alanlarla kendini gösterir ve vücudun değişik yerlerinde olabilir. Kaybolup tekrar ortaya çıkabilir ve astım gibi allerjik hastalıklarla birlikte bulunabilir.

    Tedavide genelde steroidli pomadlar kullanılmaktadır. Ancak uzun süre bu tür tedaviler almış ve tedavi olamamışsanız, aşağıdaki tedavi yöntemi sizin için uygun olabilir.

    - Diyetinizden süt ve tüm süt ürünlerini çıkarın.

    - Günde iki kez 500 mg kuş üzümü yağı veya bulamıyorsanız 50şer gram kuş üzümü yiyin. 12 yaşından daha küçükler için miktarların yarısını verin. Buna 6-8 hafta devam edin.

    - Sizi rahatlatacak herhangi bir yöntem bulun, bu hipnoz olabilir. Hipnozun allerjik durumlarda fayda sağladığını ortaya koyan sonuçlar vardır.

    - Kaplıcalar egzamada son derece faydalı olabilir. Bunun için uzun süre her gün kaplıca suyu ile yıkanmanız gerekir. Bu süre içerisinde ilaç kullanmamanız daha iyi olabilir.

    - Sarı sabır bitkisinden elde edilen krem ve nergis losyonu etkilenen bölgelere sürülebilir.

    - Protein tüketiminizi azaltın, günlük kalori alımınızın %10unu geçmesin. Protein kaynağı olarak hayvansal ürünler yerine bitkisel ürünleri tercih edin.

    - Doğal şartlarda yetiştirilmiş sebze ve meyveleri tüketin, suni gübre ve ilaçlarla yetiştirilen besinlerden uzak durun.

    - omega-3 yağ asitlerini daha fazla tüketin.

    - hidrojenize veya kısmen hidrojenize yağlardan kaçının (margarinler, hamburger yağları...)

    - banyodan sonra sadece kurulanın, derinizi ovalamayın.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  8. #118
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    EKTODERMAL DISPLAZI (Ectodermal Dysplasia)


    Deri ve derinin eklerinin (saç, tırnaklar, dişler ve ter bezleri) gelişim bozukluğu ile kendini gösteren kalıtımsal bir hastalıktır. Ektodermal displazinin çok sayıda tipi bulunmakla birlikte en sık rastlanılan tipi; X-kromozomuna bağlı olarak geçiş gösteren anhidrotik ektodermal displazidir (terleme yokluğu/azlığı ile birlikte olan tipi) ve sadece erkeklerde gözlenir. Otozomal kromozomlara (cinsiyet kromozomları dışındaki kromozomlar) bağlı olarak dominant (baskın) geçiş gösteren diğer bir tipi ise hem erkek hem de kız bebeklerde aynı oranda gözlenir. Otozomal dominant tip ile X-geçişli tipde gözlenen şikayetler ve belirtiler aynıdır.

    Ektodermal displazide, derinin tüm ekleri değişik derecelerde etkilenmiş olabilir. Anhidrotik ektodermal displazide ter bezlerinin anne karnında iken gelişmemesi sonucu meydana gelir. Etkilenen bebeklerde vücut sıcaklığının kontrolünde sorun vardır ve çok hafif hastalıklarda bile son derece yüksek ve tehlikeli ateş yükselmesi gözlenebilir, çünkü teleyerek ateşin kontrol mekanizması ortadan kalkmaktadır. Yetişkin hastalarda ise sıcak ortamlarda bulunmak ve çalışmak zorlaşır.

    Mukozaların (vücudun iç boşluklarını döşeyen deri) tutulduğu hastalarda burunla ilgili kronik enfeksiyonlar daha sık gözlenir, solunum yolu enfeksiyonları artmıştır ve burundan sürekli kötü kokulu bir akıntı gelebilir. Saç telleri çok ince olabilir veya saçta dökülmeler görülebilir. Cİlt ince ve rengi açık olabilir. Diş gelişimi anormaldir ve bir çok diş eksik olabilir.

    Bu hastalıktan korunmak için yapılması gereken en önemli şey; ailesinde ektoermal displazi olduğu bilinen anne - babaların hamilelik öncesi genetik danışmanlık hizmetleri için için ilgili bir birime müracaat etmeleridir, hamilelik sırasında hastalığın saptanmasını sağlayacak bir analiz bulunmamaktadır.

    Belirtiler ve Şikayetler

    - diş sayısının az olması

    - sivri dişler

    - diş çıkmasının gecikmesi

    - terleme yokluğu

    - gözyaşı yokluğu (nadiren)

    - ince deri

    - cilt rengi açıklığı

    - kötü kokulu burun akıntısı

    - sıcağa tahammül edememe

    - vücut sıcaklığınd aani yükselmeler

    - ince saş telleri

    - saç yokluğu

    - tırnaklarda şekil bozukluğu (kalınlaşma)

    - burunda basıklık

    Tanı

    Biyopsi ile tanı konur (deri ve mukozalardan örnek alınır).

    Tedavi

    Ektodermal displazinin özel bir tedavisi yoktur.

    Tedavide genelde kozmetik yöntemler kullanılır: Takma diş veya protez, saç için peruk gibi çözümler kullanılabilir. Gözlerde kurumayı engellemek için sentetik gözyaşı damlaları kullanılabilir. Burundaki akıntıları ve enfeksiyon gelişimini engellemek için sık sık bir hekim tarafından burun iç kısmının temizlenmesi gerekebilir.

    Erken yaşlarda panaromik diş grafisi çekilir. Erken aşamada protezlerin kullanılması yüzde yapısal anomalilerin ortaya çıkmasını önleyebilir. Daha yeni yöntemlerden biri de protetik dişlerin içine yerleştirildiği kemik implantları kullanmaktır.

    Vücut sıcaklığının kontrolü sürekli bir problem olabilir; sık sık soğuk su ile duş almak, serin ortamlarda bulunmak ve serinletici spreyler kullanmak gerekebilir. Aktiviteler, giysiler, soğutma yöntemleri ve hatta daha serin iklimli bir yere taşınmak gerekebilir.

    Anhidrotik ektodermal displazili hastalarda atopik ekzema da sıktır ve tedavi edilmelidir. Hastaların çoğunun derisi kurudur ve nemlendiriciler kullanılmalıdır. Palmoplantar keratoderma varsa keratolitikler kullanılır.

    Bu hastalıkla birlikte bulunabilecek yarık damak ve dudak, uretral stenoz, vaginal adezyonlar, mukozal ve kutanöz malignite, sindaktili ve diğer yapısal anormallikler için cerrahi tedavi gereklidir. Mukozal lökoplaki ve atrofik deri bulunursa malignite açısından; diskeratozis konjenita varsa kan diskrazileri için düzenli izlem gereklidir.

    Tırnak distrofisi olan hastalarda özel ayakkabı kullanılmalıdır. Akut paronişi varsa antibiyoterapi uygulanır.

    Sonuç

    Ektodermal displazi hayat boyu sürecek ve gerekli önlemler alındığında hayatı tehdit etmeden kontrol edilebilecek bir hastalıktır. Ancak özellikle vücut sıcaklığının kontrolü konusuna özellikle dikkat edilmelidir.

    Ateş yükselmesine bağlı havale geçirilebilir, bu konuya özellikle dikkat edilmelidir. Ayrıca vücut sıcaklığındaki aşırı yükselmeler beyinde hasara neden olabilir.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  9. #119
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    EPIGLOTIT (NEFES BORUSU KAPAKCIGI ILTIHABI)


    Epiglotit nefes borusunun üstündeki ufak kıkırdağın iltihabıdır. En sık 2-5 yaş arasındaki çocuklarda görülür ama yetişkinlerde de rastlanır. Erkeklerde kadınlardan, beyaz ırkta diğerlerinden daha sıktır. Epiglotit bakteri enfeksiyonudur. Hodgkin hastalığı, lösemi ve bağışıklığı yok edici hastalıklar epiglottitisli ortam yaratırlar.

    Belirtiler

    - Boğaz ağrısı

    - Ateş,

    - Yutma zorluğu

    - Kısık-boğuk ses.

    - Nefes alma güçlüğü (acil).

    Teşhis

    Epiglotit belirtileri farenjit ve bademcik iltihabı belirtilerine benzer. Çocuğunuzda boğaz ağrısı görülür ve yutma çok güçleşir. Ateşlenirler ve sesleri kısılır. 1-2 günden uzun sürerse doktora başvurun. Doktor boğazını muayene edip, kültür testi yaptırmak için örnek alacaktır. Bakteri bulunursa, doktor antibiyotik tedavisine başlar. Belki boğaz röntgeni de ister. iltihap hızlı bir şekilde başlayıp 1-2 saatte akut hale gelir. Küçük dil şişince nefes borusunu tıkayıp nefes almayı güçleştirebilir. Kişi boynunu ileri uzatıp öne eğilerek daha yi nefes almaya çalışır. Böyle bir durumda derhal ambülans çağırın ve hastaneye ulaşın.

    Tedavi

    Genelde antibiyotik tedavisiyle bakteri yok edilebilir. Çok güç nefes alma hallerinde nefes borusundan içeri tüp sokularak nefes almaya yardımcı olunur (tracheostomi).
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  10. #120
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    EPILEPSI (SARA)


    Epilepsi (nöbetleri), beyindeki ani elektriksel aktivite artışları sonucu meydana gelen ve beynin normal işlevlerini hasara uğratan bir durumdur. Epilepsili hastalar, genelde doğumsal olarak bu hastalığı taşırlar, ancak bazılarında daha sonraki yıllarda (kaza sonrası gibi) gelişebilir. Epilepsi ataklarının şiddeti çok değişken olabilir. İlk kez gözlendiğinde kesinlikle bir acil servise ve nöroloji uzmanına müracaat etmek gerekir.

    Epilepsi tedavisinde antikonvülzan adı verilen ilaç grubu kullanılır, bunlar genelde yatıştırıcı etki gösterirler. Bunlardan en eskisi fenobatbital ve fenitoindir. Şu an için piyasada bu amaçla kullanılan çok sayıda ilaç bulunmaktadır. İlaçlarınızı kesinlikle bir nöroloji uzmanının kontrolünde kullanmanız gerekir.

    Epilepsi için önerilen tedaviye yardımcı yöntemlerden birisi ketojenik diyettir. Bu diyet yüksek oranda yağ, az miktarda karbohidrat ve protein ile sınırlı miktarda sıvı içerir. Bu diyet vücutta keton cisimlerinin artmasına yani ketozise neden olur. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bu durum (ketozis) epilepsi ataklarının sıklığını ve oluşumunu azaltır. Özellikle 1-10 yaş arasındaki çocuklarda ve ilaçlarla yeterli derecede tedavi edilemeyen (ilaçlardan fayda görmeyen) hastalarda etkilidir. Yetişkinlerde ve adölesan dönemde etkin olmadığı gözlenmiştir.

    Aşağıda epilepsi hastalarının tedavilerine yardımcı olabilecek bazı öneriler sunulmuştur, ancak BU YÖNTEMLERDEN FAYDA GÖRSENİZ BİLE KESİNLİKLE HEKİMİNİZE DANIŞMADAN İLAÇALRINIZI BIRAKMAYI VEYA İLAÇ DOZUNU DEĞİŞTİRMEYİN.

    - uyarıcı özelliğe sahip tüm alışkanlıklarınızı bırakın: tütün, kahve, kola, çikolata gibi.

    - yemeklerle birlikte hergün 3 kez 500 mg kalsiyum ve 250 mg magnezyum alın. Bunlar sinirlerin aşırı uyarılabilirliğini azaltmaya yöneliktir.

    - vitamin - E alın. bu konudaki çalışmalar yetersiz olmakla birlikte, fayda sağladığı hastalar bulunmaktadır. önerilen doz 40 yaş altındakiler için 400 IU / gün, daha yaşlılar içinse günde 800 IU dir.

    - solunum egzersizleri ve stres kontrol egzersizleri yapın.

    - bu yöntemler muhtemelen ilaç kullanma gereksiniminizi ortadan kaldırmayacaktır, ancak uzun sürede ilaç dozunu azaltmanıza yardımcı olacaktır.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

Sayfa 12 Toplam 17 Sayfadan BirinciBirinci ... 234567891011121314151617 SonuncuSonuncu

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 9 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 9 misafir)

Benzer Konular

  1. Dis Sagligi Sözlügü
    Konu Sahibi aRZuU Forum Ağız Diş Sağlığı
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 12.Şubat.2014, 01:21

Bu Konu için Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
gaziantep escort bayan gaziantep escort sesli sohbet seks hikaye onwin venüsbet giriş tipobet365 sahabet karabük escort ordu escort kars escort kocaeli escort izmit escort edirne escort ısparta escort karabük escort manisa escort adana escort
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara çankaya escort kızılay escort kızılay escort ankara eskort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort kayseri escort istanbul escort avrupa yakası escort çapa escort şirinevler escort avcılar escort beylikdüzü escort