kayseri escort ankara escort izmir escort antalya escort bursa escort istanbul escort

Etiketlenen üyelerin listesi

Sayfa 17 Toplam 17 Sayfadan BirinciBirinci ... 7891011121314151617
Toplam 165 adet sonuctan sayfa basi 161 ile 165 arasi kadar sonuc gösteriliyor
  1. #161
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    ISHALLER


    İshal, dışkılama sayısında artışla beraber, dışkının şekilsiz bir hal alması olarak tariflenir. Normalde dışkı kuru ve şekilli iken, ishal durumunda içerdiği su miktarı artarak şekilsiz olur. İshal nedeniyle bağırsak hareketleri artar, normal süreden daha kısa aralıklarla dışkılama ortaya çıkar. Örneğin günde bir kez katı, şekilli dışkılaması olan bir kişi, günde 3-4 kez veya çok daha fazla dışkılıyorsa veya dışkı cıvıklaşmış, su gibiyse ya da sümüksü olmuşsa ishalden bahsedebiliriz.

    İSHAL NEDENLERİ NELERDİR ?

    İshale neden olan pek çok durum mevcuttur. İshal nedenlerinin başında mikrobik ishaller gelmektedir ki, yaz ishalleri de bu gruptandır. Mikroplar dışında başta antibiyotikler olmak üzere çeşitli ilaçlar, çeşitli mide-bağırsak hastalıkları, bazı hormonal hastalıklar, bağırsak veya bağırsak komşuluğunda ortaya çıkan tümöral durumlar, aşırı ve ani ısı değişimleri de ishale neden olabilir. Heyecanlanma, üzüntü, korku, stres gibi durumlar da ishale neden olabilir.

    YAZ İSHALLERİNİN NEDENLERİ NELERDİR ?

    Yaz ishaline neden olan mikroplar, bakteriler ile protozoon denilen gözle görülmeyen parazitlerdir.

    YAZ İSHALLERİ NASIL ORTAYA ÇIKAR ?

    Doğadaki sıcaklık artışıyla tüm canlıların su ihtiyaçları da buna paralel olarak artar. Dolayısıyla insanlar, yaz aylarında daha fazla su tüketir. Böylece, bu tüketimin beklenmeyen bir sonucu olan yaz ishalleri, çoğunlukla mikroplu suların içilmesi veya bu sularla yıkanmış meyva ve sebzelerin yenilmesiyle ortaya çıkar. Bazen insanlar ishal olup bu mikropları dışkıları ile çevreye yayabilir. Dışkıyla bulaşmış ellerin ağıza götürülmesi sonucu da ishal olabilir. Her zaman kullanılan suların sağlıklı olup olmadığını bilmek mümkün olmaz. Doğada, özellikle insan ve hayvan dışkılarıyla kirlenmiş sularda yaşayan, ishal nedeni olabilecek çeşitli mikroplar bulunmaktadır. Bunlar özellikle durgun sularda, kanalizasyonun karıştığı sularda, iyi ilaçlanmamış içme ve kullanma sularında, özellikle yaz aylarında uzun süre canlı kalarak çoğalır. Bu suların içilmesi veya böyle sularla bulaşık, sıcak ortamda beklemiş gıdaların, örneğin çiğ sebzelerle hazırlanmış salataların ve meyvaların tüketilmesi sonucu ishal yapan mikroplar, ağız yoluyla alınarak insanların bağırsaklarına ulaşır. Bunların bir kısmı bağırsak duvarında iltihap oluşturarak hem bağırsak hareketlerini artırır, hem de barsağa su ve iltihabi hücrelerin geçişine neden olur; bir kısmı da bağırsakta iltihap yapmadan, salgıladıkları toksin denilen zehirli maddelerin etkisiyle su ve tuz geçişini artırmak suretiyle ishale neden olur.

    YAZ İSHALLERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR ?

    En önemli belirti, dışkılama sayısının artması ve dışkı vasfının değişmesidir. Dışkı, cıvık, patates püresi görünümünde olabileceği gibi, sümüksü ve iltihaplı veya su gibi olabilir. Dışkı miktarı ve su içeriği, ince bağırsaklarda hastalık yapan parazit ve bakterilerin ishallerinde fazladır, kalın bağırsakta hastalık yapanlarınkinde ise azdır; ayrıca bunlarda dışkılama sayısı diğerlerine oranla daha fazladır. Su gibi tariflenen ishallerin çoğunluğu paraziter nedenlidir. En sık giardia denilen protozoon neden olur. Bu tip ishallerin en ciddisi ve hayatı tehtid edeni ise dışkının pirinç suyu görüntüsü olarak tariflendiği, kolera bakterisinin yaptığı ishaldir. İltihaplı dışkılamaya neden olan bakterilere ise tifo ve tifo benzeri hastalıklara neden olan salmonella bakterilerini örnek verebiliriz. Kalın bağırsakta ishale neden olan bakterilerin bir kısmı ve bazı parazitler dışkının iltihaplı, sümüksü görünmesine, aynı zamanda bağırsak duvarını da zedeleyerek damarların kanamasına neden oldukları için, kanlı olmasına da neden olurlar. Dışkının böyle kanlı ve iltihaplı olması dizanteri olarak adlandırılır. Nedenlerinden birisi şigella denilen bakteri, bir diğeri amip denilen protozoondur. İshalle birlikte bulunan diğer belirtiler karın ağrısı, karında buruntu hissi, bazen bulantı, iltihabi durumlarda bunlara ilaveten ateş olarak karşımıza çıkar. Dışkılamadan sonra tam rahatlayamama da bir diğer belirti olabilir. Örneğin kalın bağırsak ishallerinde ağrı ve rahatlayamama sıktır. Aşırı su ve tuz kaybına bağlı olarak kalp damar sistemine, böbreklere, sinir sistemine ait kalp ritm bozuklukları, böbrek yetmezliği, şuur bozuklukları gibi belirtiler de olabilir. Dilin kuruması, cildin parlaklık, nem ve yumuşaklığını kaybetmesi, gözlerin göz çukuruna çökmesi gibi belirtiler, su kaybının işaretleridir.

    İSHAL OLUNCA NE YAPMALIYIZ ?

    İlk tedbir olarak kaybedilen su ve tuzu geri koymak için pratik olarak hazırlayacağımız şu solusyonu içebiliriz: Bir litre kaynatılmış soğutulmuş suya 1 çorba kaşığı şeker, 1 tatlı kaşığı sofra tuzu ve 1 çay kaşığı karbonat konularak karıştırılır, içilebildiği kadar sık aralıklarla içilir. Ancak mikrobik ishallerin hemen hepsi 24 saatten fazla devam eder ve hemen hepsi ilaç tedavisi almadan düzelmez. Bu nedenle, 24 saatten fazla süren ishallerde en yakın sağlık merkezine başvurularak muayene ve tetkik olunması gerekir. Çünkü farkında olmadan dışkımız yoluyla çevreye mikrop bulaştırabilir, ayrıca ishalin tedavisiz kalarak daha ciddi sağlık problemlerine yol açmasına neden olabiliriz.

    SAĞLIK KURULUŞUNDA NELER YAPILACAKTIR ?

    Sağlık kuruluşunda, şüphelenilen gıdaların ve suyun olup olmadığı ve ne zaman tüketildiği, ishalin ne zaman başladığı, karın ağrısı, ateş, dışkıda iltihap ve/veya kan olup olmadığı, yakınımızda başka hasta insanların olup olmadığı sorulacak; muayenenin ardından dışkı tahlili ve kültürü, kan sayımı ve gerekirse diğer kan tetkikleri istenecektir. Tüm verilere göre hekim tedaviye karar verecektir.

    NASIL TEDAVİ EDİLİR ?

    Sıvı ve tuz kaybının az olduğu, ishalin hastanın komforunu çok bozmadığı durumlarda, hastaneye yatırılmadan genellikle sadece uygun bir diyetle hasta ayaktan tedavi edilir. Aşırı su ve tuz kaybı, ağır dizanteri halleri, kolera şüphesi olan durumlarda hasta mutlaka hastaneye yatırılarak öncelikle kaybedilen su ve tuzun yerine konması amacıyla serum verilir, daha sonra uygun ilaçlara başlanır. İshal diyeti nasıldır? İshali olan kimselerin düzelene kadar posasız ve yağsız gıdalar alması gerekir. Yani sebze ve meyvalar, kuru yemiş, çikolata, kızartmalar gibi gıdalar alınmamalıdır. Yağsız makarna, pirinç pilavı, haşlanmış patates-patates püresi, haşlanmış yağsız et ve tavuk, yağsız ızgara köfte yenebilir. Ayrıca bol miktarda içeçek alınmalıdır.

    İYİLEŞME ŞANSI NEDİR ?

    Uygun tedaviyle yaz ishallerinin tedavisi oldukça yüz güldürücüdür; hemen hepsinde iyileşme tamdır. Ancak mikroplu ortamla temas devam ediyorsa, gerekli tedbirler alınmadıysa ishalin tekrarlama şansı her zaman vardır.

    YAZ İSHALLERİ NASIL ÖNLENEBİLİR ?

    Bu ishallerin önlenmesinin en önemli yolu, menşei bilinmeyen suların tüketilmemesi ve kişisel temizliğe dikkat edilmesi, özellikle ellerin her yemekten önce ve sonra yıkanmasıdır. Kullanılan ve içilen suların klorlanması pekçok mikrobun yaşamasını önler. Şüpheli suların, şüpheli olmasa bile salgın olduğu bilinen yerlerdeki suların kaynatılarak kullanılması gereklidir.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  2. #162
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    ISITME KAYBI (IS SARTLARI NEDENLI)


    90 desibel (db) gürültünün (Sesin) uzun zaman etkisinde kalan bir insan kulağı zarar görür. Yüksek ses dalgalarının oluşturduğu güçlü vibrasyon iç kulaktaki kohleayı saran tüy hücrelerini zedeler. Bu tür bir tahribat, duyma sinirine (hissine) bağlı olarak işitme kaybına neden olur, çünkü iç kulağın çalışmasını etkiler. Bu tür işitme kaybı ekseriyetle düzeltilemez. Normal konuşmanın gürültü seviyesi aşağı yukarı 60 dbdir. 4 metre uzaklıktaki bir dizel kamyonun gürültüsü ise 90 db. , 30 metre uzaklıktaki bir jet motorunun gürültüsü ise 130 db dir. Onun için bazı işlerin sağırlık riski olması sürpriz değildir.

    Belirtiler : Gitgide artan işitme kaybı

    Büyük inşaatlarda işitme kaybının sık rastlanır bir nedenidir. Hava alanları yer işçileri kulaklarını korumak için gerekli önlemleri almazlarsa, işitme kaybı riski yüksek gruba girerler. Çiftlik traktörü operatörleri de bu gruptadır. Rak müziği çalanlar da bu müziği çok yüksek sesle dinleyenler de riskli gruba girer.

    Teşhis

    Eğer işitmenizde bir azalma olduğunu fark ederseniz, bir kulak burun boğaz uzmanına başvurun. Doktorunuz kulağınızı muayene ettikten sonra, işitme kaybının tipini belirlemek için testler yapacak olan bir odyologa (işitme uzmanı) gönderebilir.

    Tedavi

    Eğer işitme kaybınız işyeri koşullarından kaynaklanıyorsa, işitme kaybının daha da artmaması için çalışırken uygun bir koruyucu malzeme kullanın.

    Eğer işitme kaybı diğer insanlarla iletişim kurmanızda sorunlar yaratıyorsa, doktorunuz işitme aleti kullanmanızı önerebilir.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  3. #163
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    ISITME KAYBI (YASLANMAYA BAGLI)


    65 yaşın üstündeki kimselerde duyma bozukluğu yaygındır. Aşağı yukarı bu yaş grubundakilerin üçte birinde fark edilebilir işitme kaybı vardır. Bazılarında hafif azalma olur, fakat diğerleri zor duyar. İşitme kaybı çok olunca buna presbiakusi denir. (Latince presbi yaşlı, akusi de işitme demektir). Genel olarak 40 ila 50 yaşları arasında başlar ve gitgide kötüleşir. Her iki kulağın işitmesi de etkilenir. Özellikle yüksek (ince) frekanslı sesleri algılamaz zorlaşır. Erkeklerde kadınlardan daha çok görülür ve onlar daha kötü etkilenir.

    Belirtiler

    - Yavaş ilerleyen işitme kaybı.

    - Kulak çınlaması.

    Presbiakusi kohleada veya ona bağlı sinirlerde meydana gelen değişikliklerden kaynaklanır. Iç kulaktaki salyangoz şeklindeki bu bölüm minik tüylerle doludur. Bu tüyler titreşimleri elektriğe ait işaretlere dönüştürür. Bu işaretler beyine gönderilir ve orada ses olarak yorumlanırlar. Bu tüyler zedelendiğinde veya kohleada başka değişiklikler olduğunda işaret-ler gerektiği biçimde iletilemezler ve neticede işitme kaybı olur.

    Bu tür işitme kaybına iç kulak duyusuna bağlı işitme kaybı denir ve iç kulaktaki bir zedelenmeden kaynaklanır. Yaşlanmanın getirdiği işitme kaybı kalıcıdır iyileşmez.

    Teşhis

    Eğer siz kendiniz veya aileden biri sizin daha az işittiğinizi fark ederse, doktora gidin, İşitme kaybı iç kulak duyusuna mı bağlı yoksa iletişim mekanizmasından mı kaynaklanıyor, bunu belirlemek için bir dizi test yapılacaktır. Ekseriyetle etkilenen kimseler bu problemin varlığını inkar ederler. Bazen de rahatsız edici kulak çınlaması insanları doktora gitmeye iter. Presbiakusili (yaşlılığa bağlı sağırlığı olan) bir çok kimse için kadınlar ve çocuklarla konuşmak daha zordur, çünkü onların sesi daha yüksek frekanslıdır. Erkeklerde konuşmak sesleri daha alçak frekanslı olduğu için daha kolaydır. Ayrıca grup içinde karşılıklı konuşmak da zor olabilir. İki kişi karşılıklı görüşmek daha kolaydır. Şiddetli işitme kaybı sağlığınızı tehlikeye atmaz, fakat yalnızlığa ve sosyal olaylardan uzaklaşmaya neden olabilir.

    Tedavi

    Presbiakusi, ameliyatla ya da ilaçla tedavi edilemez. Tek tedavi yöntemi işitme aletleridir. Doktorunuz sizi, bir dizi test yaparak uygun işitme aletini verecek olan bir odyoloğa gönderebilir.

    Ayrıca size yardımcı olabilecek bir dizi teknik de öğrenebilirsiniz. Bunlar arasında; dudak okumak, konuşanın yüzüne bakmak, arka plandaki sesi azaltmak (Örneğin,televizyonu kapatma ya da dışardan gelen gürültüyü azaltmak için pencereyi kapamak) ve insanların ne söylediğini anlamaya yardımcı olmak için, jest ve yüz ifadeleri gibi ipuçlarını kullanmak bulunmaktadır.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  4. #164
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    ISKELET BOZUKLUKLARI (DOGUMSAL)


    "Konjenital kalça çıkığı", kalça ekleminin bir kısmının ya da tüm kısımlarının anormal bir gelişim göstermesinin sonucudur. Problem, doğum sırasındaki ilk muayenede ya da daha sonra tespit edilebilmektedir. Konjenital kalça çıkıklı olarak doğan bebeğe, kalça kemiğinin (femur) baş kısmını kalça yuvası (asetabulum) içine yerleştirilmesi için bağ ya da cebire benzeri bir aygıt takılır. Bu tedavi genellikle 6 ile 8 hafta içinde başarılı olmaktadır. Yeni doğan bebeklerin ilk dönemlerinde teşhis edilen kalça çıkığı vakalarının çoğu bu yolla gerektiği gibi tedavi edilebilmektedir.

    "Cücelik" (displazi), çoğunluğu kol ve bacaklarla gövde boylarının oransızlığını içeren çok çeşitli iskelet anomalisi durumlarını anlatır. Genellikle çocuğun kol ve bacakları başlangıçta kısadır, çocuk büyüdükçe gövde de oransız bir biçimde kısa kalır.

    Çoğu displazi vakaları doğumdan hemen sonraki dönem içinde teşhis edilememektedir. Bu çocuklarda işitme bozukluğu, böbrek sorunları ve bağışıklık noksanlığı gibi başka konjenital problemler de bulunabilir. Gerçek iskelet kusurlarının giderilmesi mümkün değildir, ancak yan sorunların birçoğu tedavi edilebilir.

    Tedavi, çocuğun hareket yetenek (mobilite) ve işlevini maksimuma çıkarmaya ve kol ve bacaklarla omurganın deformitelerini düzeltemeye yönelik bir ortopedik teknikler kombinasyonu içerir.

    Moral desteği ve danışma hizmetleri de genellikle yararlı olmaktadır.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

  5. #165
    Schwarz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Angemeldet bleiben..
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2014
    Mesajlar
    238
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    KABIZLIK (YETISKINLERDE)

    Birçok faktör barsak hareketlerini etkilemektedir: bunların başlıcaları diyet, ilaçlar, fiziksel aktivite durumu, stres ve sıkıntıdır. Çok yaygın bir durumdur ve kadınlarda daha sık gibidir. Hayatınızda yapacağınız basit bir kaç düzenleme ile bu rahatsızlıktan kolayca kurtulabilirsiniz.

    Daha çok su için. Yetersiz sıvı alımı, dışkının sertleşmesinin en sık nedenlerinden birisidir ve dışkının barsaklarda ilerlemesini zorlaştırır.

    Daha çok lifli besin tüketin. Parçalanmayan lifli besinlerin diyetinizde az olması da kabızlığın önemli bir nedenidir. Normal diyetten, daha çok bitkisel kaynaklı besinlere doğru kayan kişilerin barsak hareketlerinde de önemli değişiklikler meydana gelir.

    Daha çok egzersiz yapın, daha hareketli olun. Az hareket edenlerin barsak tonusunda da azalma meydana gelir.

    Kafeinli içecekleri bağımlılık derecesinde kullanmayın. Kahve ve diğer kafein içeren içecekler, barsak hareketleirni son derece güçlü bir şekilde uyararak dışkı çıkışını kolaylaştırırlar. Bunun nedeni de kafeinin barsak hareketlerini düzenleyen sinirleri uyarmasıdır. Ancak sürekli ve fazla miktarlarda alındığında barsakların normal hareketi bozulur ve etkinliği azalır. Düzenli bir kahve içicisi değilseniz, bir bardak kahve içmek kabızlığı kısa sürede düzeltir.

    Tütün kullanmayın. Nikotinin barsaklar üzerine etkisi tıpkı kafein gibidir. Diğer bazı maddelerin de bağımlılık derecesinde kullanılması (kokain, amfetamin, efedrin,fenilpropilamin gibi) kronik (sürekli) kabızlığa neden olabilir.

    Kabızlık yapan ilaçardan uzak durun. En yaygın oalrk kullanılanları opiatlar ve atropin, skopolamindir.

    Barsakları irrite edici laksatiflerden uzak durun. Bu tür ilaçlar genelde kısa sürede ishal yapması için kullanılırlar, ancak barsaklar kısa sürede bunlara bağımlı hale gelebilir. Bu durum kişide kısa sürede tekrar kabızlık meydana gelmesine neden olur. Bu tür ilaçlar arasında en sık kullanılan madde fenolftaleindir. Bu amaçla en sık kullanılan bitkilerden birisi de sinameki bitkisidir. Bazı insanlar bitkilerden elde edilen ürünlerin kesinlikle zararsız olduğunu düşünürler, ancak hamilelikte bile kullanılan sinameki bitkisinin de aşırı miktarda ve çok uzun süre kullanımı sonucunda çeşitli problemlerle karşılaşıldığı görülmüştür.

    Mineral yağ içeren laksatiflerden uzak durun. Bunlar yağda çözünen vitaminlerin emilimini engelleyerek zarar verirler.

    Magnezyum sitrat ve magnezi sütü gibi tuz türündeki laksatiflerden uzak durun. Bunlar çok miktarda sıvıyı barsaklara çekerek etkilerini gösterirler. Diğer irrite edici laksatiflere göre daha az zararlı olmalarına rağmen, sıklıkla kullanılmaları gerektiğinden zararlıdırlar.

    Lavman tipi ilaçlardan uzak durun. Bunlar ancak gerektiğinde ve bir defalık kullanılmalıdır, hiç bir zaman normal barsak hareketlei oluşturmazlar.

    Dışkınız çok sert ve ıkınma büyük bir sıkıntı haline geldi ise, yukarıdaki ilaçların yerine yumuşatıcı (purgatif) ilaçlar kullanın. Ancak bunların kısmen irrit eedici olduğunu unutmayın.

    Kabızlık sizde sürekli bir problemse ve çok fazla ilaç kullandıysanız, artık başka yöntemler deneme zamanınız gelmiş demektir: stresten uzak durun, solunum egzersizleri, yoga gibi yöntemleri deneyin. Bunların faydalı olduğu gösterilmiştir. Özellikle sürekli kabızlığı olan ve bunun yanıda el ve ayakları sürekli soğuk olan ve üşüyen bayanlarda otonom (autonomic) sinir sisteminde bozukluk olabilir.

    Her gün dışkılamanız gerekmez deseler de siz itibar etmeyin. Her gün en az bir kez rahat bir şekilde dışkı çıkarabilmeniz sağlıklı olduğunuzun bir göstergesidir. Diyetiniz sağlıklı, su tüketiminiz yeterli, egzersizleriniz uygun düzeyde ise vücudunuz için gerekli olmayan ve büyük olasılıkla da zararlı olan maddeleir barsaklarınızda tutmanızın bir gereği yoktur.
    Ah nefesi Çernobil kokan kadın. Şimdi dudaklarında kanser olmak vardı!...

Sayfa 17 Toplam 17 Sayfadan BirinciBirinci ... 7891011121314151617

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 3 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 3 misafir)

Benzer Konular

  1. Dis Sagligi Sözlügü
    Konu Sahibi aRZuU Forum Ağız Diş Sağlığı
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 12.Şubat.2014, 01:21

Bu Konu için Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
gaziantep escort bayan gaziantep escort sesli sohbet seks hikaye onwin venüsbet giriş tipobet365 sahabet karabük escort ordu escort kars escort kocaeli escort izmit escort edirne escort ısparta escort karabük escort manisa escort adana escort
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara çankaya escort kızılay escort kızılay escort ankara eskort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort kayseri escort istanbul escort avrupa yakası escort çapa escort şirinevler escort avcılar escort beylikdüzü escort