“Onu ilk gördüğüm anda kalbim küt küt atmaya başladı, ellerim titrerken nasıl davranacağımı bilemedim...” Başlangıç cümleleri çok tanıdık olan bu hikayenin sonu bazen “Ta ki onu yatakta görene kadar” ile bitiyor. Heyecanlı bir seks hayatı, bir ilişkinin ilerleyen evrelerinde büyük önem taşıyor... Bunu ilk görüşte anlamaksa zor gibi görünse de imkansız değil. Bazen birini ilk gördüğünüz anda sadece kalbiniz küt küt atmaz, aynı zamanda cinsel dürtüleriniz de uyanır... Peki bu onun doğru kişi olduğunu gösterir mi?
Yıllardır sadece biz değil; en ünlü yazarlar da, uzmanlar da düşünür durur bu soruları; ‘Acaba ilk görüşte aşk var mı?’ ya da ‘Birini sadece cinsel olarak arzulamak doğal mı?’ Aşkın tanımına bakacak olursak aşk; bir kadın ve erkek arasında beden, beyin, duygu, zihinle birlikte yaşanan etkileşimdir. Hem dürtüsel hem de zihinseldir. Yani aşık olduğumuzda sadece bedenimiz değil duygularımız da harekete geçiyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Özkan, aşkta hormonların etkisinin çok fazla olmadığını belirtiyor ve ekliyor; “Cinsellik ise dürtüsel bir arzu. Bu arzu erkeklerde daha fazla oluyor. Ancak ilişki bu zeminde kurulamıyor. Hormonların etkisi esas olarak cinsellik sırasında bulunuyor. Elbette beyin ve hormonlar birbirlerini etkiliyor. Beynin canlanması hormonları aktive ediyor. Cinsiyet hormonları da beyni aktive ediyor...”
Kime aşık oluyoruz?
İlk görüşte aşık olduğumuzu sandığımız kişiyi aslında bazı kriterlere göre seçiyoruz. Bu kriterler ise bilinçaltımız, çocukluğumuz, zihnimiz, hormonlarımız ve daha önce yaşadığımız deneyimlere göre belirleniyor. Özellikle geçmiş deneyimler tercihlerimizi etkiliyor. Prof. Dr. Sedat Özkan, “Olumsuz deneyimlerin getirdiği düşünce tarzıyla geleceğe bakarsak yeni olumsuzlukların ortaya çıkacağını bilmemiz gerekiyor. Bu nedenle kişinin hayata bakışı sadece yaşadıklarıyla sınırlı olmamalı” diyor.
Aşk yok, cinsellik varsa...
Bir insana hiçbir şey hissetmeden, o insanla sadece cinselliği yaşamak isteyen kişilerse farkında olmadan bir kişilik sorunu yaşıyor olabilir. Bu kişilerin yaşadıkları sorunlar arasında ‘dürtü kontrol güçlüğü’ görülebiliyor. Daha çok olgunlaşmamış kişiler ya da farklı yaşam tarzı arayışları, kişileri bu tür ilişkiler yaşamaya da zorlayabiliyor. Fakat ilk görüşte cinsellikle ilgili arzular uyandığı için başlayan bir ilişki, zeminde sadece cinsellik olduğunda bitmek zorunda kalabiliyor.
Aşkın yaşı
Prof. Dr. Sedat Özkan, yaşın aşık olmak üzerinde önemli rolü olduğunu belirtiyor ve “Aşık olmak öncelikle olgunluk gerektiriyor. Ergen ve çocuk kimliği ötesinde yetişkinlik gerektiriyor. Kendini tanıyan, bilen, değer veren ve sevdiğinin bireyselliğine saygı gösteren kişi olmayı gerektiriyor. İnsanlar köleleşmiş ilişkileri aşk zannetmesinler ya da sadece dürtülerinin sesine kulak vermesinler” diyor.
İlk görüşte seks
Bazen size çok yakışıklı gelmese de bir erkekle tanışmak için tokalaştığınızda bile heyecanlandığınızı hissedersiniz. O kişiyi belki de daha önce hiç kimseyi arzulamadığınız kadar arzularsınız. Çünkü aranızda belki duygusal değil ama bedensel bir etkileşim olur. Uzmanlar bu durumu çoğunlukla ‘ten uyumu’ olarak açıklıyor. Günümüzde sadece cinsellik üzerine kurulu ilişkilerde başrolde çoğunlukla bu uyum oluyor. Ten uyumunu yakaladıklarını söyleyen çiftler birbirlerine dokundukları anda her şeyi unutabildiklerini belirtiyorlar. Fakat bu ilişkilerde duygusal anlamda sözcüklere yer verilmiyor. Çünkü çiftler belki de sosyal hayatlarında hiç uyum sağlamayacak kişiler olabiliyorlar. Yatak dışında bir şey konuşamıyor, güzel anları paylaşamıyorlar. Bu kişiler için tek önemli olan cinsel tatmin oluyor.
Hormonlar başrolde
Ten uyumu denilen cinsel uyumda aslında feromon adı verilen moleküllerin önemli rol oynadığı yapılan araştırmalarla ortaya çıkarıldı. Bu moleküller havayla beraber alınarak beyne iletiliyor ve bir ten haberleşmesi oluyor. Bu maddeler sayesinde kişinin ruh hali ve davranış şekilleri değişiyor. Örneğin yumurtlama dönemindeki kadınların etrafa yaydığı elektrik erkeklere daha çekici geliyor.
Cinsel çekim olmadan ilişki olmaz mı?
Prof. Dr. Sedat Özkan, bu soruya şöyle yanıt veriyor; “Cinselliği abartmak da önemsiz bulmak da sık yapılan yanlışlar. Yine de iletişim eksikliği, çiftler arasında cinsel yoksunluktan daha önemli bulunuyor. Çünkü iletişim olmazsa cinsellik de olmuyor ve bir süre sonra ilişkide sıkıntı meydana geliyor. Sorunlar iletişimle çözüldüğü için ikili ilişkilerde bu unsur her şeyin üzerinde görülüyor.”
Kadınlar beyniyle sevişiyor
Cinsel yaşamda kadın ve erkek arasındaki yaklaşım oldukça farklı. Kadınlar cinselliğe de daha duygusal yaklaştıkları için beyniyle sevişirken, erkekler cinselliğe daha fiziksel yaklaşıyor. Bu nedenle karşısındaki erkekten daha fazla sevgi bekliyor. Ten uyumu ile yaşanılan ilişkilerde ise kadın, erkek ne yaparsa yapsın çok da umurunda olmuyor. Onunla
sadece fiziksel olarak birlikte olmak istediği için en azından ilişkinin başında tek amaç yatağa girmek oluyor. Fakat uzmanlar bu tür ilişkilerin bir süre sonra özellikle kadınların kendini kullanılmış, önemsiz hissetmelerine neden olduğunu ve cinsellikle başlayan ilişki duygusal bir yöne gitmediğinde büyük hayal kırıklıkları yaşanabileceğini belirtiyor.
Yazı: Nilgün Yıldız