Her insan, tek bir birey olarak doğar ama yaşama karışmasına yetecek olgunluğa ulaştığında bir kalabalığa dönüşür...

Çoğu insan bunun farkına varmaz. Eğer sessizce oturup düşüncelerini dinlersen, pek çok ses duyacaksın. Bu sesleri net bir şekilde tanıdığını fark edecek ve şaşıracaksın. Bazı sesler büyükbabandan, bazıları büyükannenden, bazı sesler babandan ve bazıları annenden. Bazıları rahibinden, öğretmeninden, komşularından, arkadaşlarından ve düşmanlarından. Tüm bu sesler, içindeki bir kalabalığa karıştı ve kendi sesini bulmaya çalışmak neredeyse imkansız; kalabalığın sesi çok yüksek.

Aslında, sen kendi sesini uzun zaman önce unuttun. Sana hiç bir zaman kendi fikirlerini dile getirme özgürlüğü tanınmadı. Sana itaat etmen, büyüklerinin sana söylediği her şeye evet demen gerektiği öğretildi. Sana öğretmenlerinin ya da dini liderlerinin söylediklerini yapman öğretildi. Kimse senden kendi sesini arayıp bulamanı istemedi, kimse sana, "kendi sesin var mı, yok mu ?" diye sormadı.


Böylece sesin bastırıldı. Diğer sesler çok yüksek, çok talepkar, çünkü onlar emirdi ve sen onlara, kendine rağmen uymuştun. Bu taleplere uymak gibi bir niyetin yoktu, bunun doğru olmadığını görebiliyordun. Ama sen saygı görmek, kabul edilmek ve sevilmek için itaat ettin.

Doğal olarak içinde tek bir ses eksik; içinde tek bir kişi eksik ve bu sensin; onun dışında herkes orada. Ve kalabalık seni deli ediyor. Çünkü bir ses, "Bunu yap" derken, diğer bir ses, "Bunu asla yapma ! O sesi dinleme !" diyor. İkiye bölündün.

Tüm kalabalık geri çekilmeli. Bu kalabalığa şöyle denmeli, "Şimdi lütfen beni yalnız bırakın !". Dağlara ya da tenha ormanlara kaçan insanlar, aslında toplumdan kaçmadılar; onlar içlerindeki kalabalığı susturabilecekleri bir yer aramaya çalıştılar. Ve içlerinde yer edinen insanlar, oradan ayrılmaya pek de istekli değiller.


Ama eğer kendi başına bir birey olmak istiyorsan, eğer içindeki bu süregelen çatışmadan ve kargaşadan kurtulmak istiyorsan, o zaman onlarla vedalaşmalısın, senin saygıdeğer babana, annene ya da büyükbabana ait olsalar bile. Bu seslerin kime ait olduğunun bir önemi yok. Tek bir gerçek var; bunlar senin sesin değil. Bunlar, kendi zamanlarında yaşamış insanların sesleri ve geleceğin nasıl olacağına dair hiçbir fikirleri yok. Çocuklarını kendi tecrübeleriyle doldurdular; onların tecrübeleri, bilinmeyen gelecekle eşleşmeyecek.

Onlar çocuklarının bilgili, aklıselim olmasına yardımcı olduklarını düşünüyorlar. Ve böylece yaşamlarının daha kolay ve daha rahat olacağını. Ama yanlış yapıyorlar. Dünyadaki tüm iyi niyetleriyle, çocuklarının doğallığını, bilincini, kendi ayakları üzerinde durma ve atalarının hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadıkları yeni bir geleceğe tepki verme becerilerini yok ediyorlar.

Her çocuk yeni fırtınalarla karşılaşacak, yeni sorunlar yaşayacak ve tepki vermek için tamamen yeni bir bilince ihtiyacı olacak. Ancak o zaman tepkisi üretken olabilir, ancak o zaman başarılı bir yaşam sürebilir, sadece uzun süren bir çaresizlik değil, son nefese kadar giderek derinleşen bir dans. Ölüme de dans ederek, sevinçle adım atar.


Sessiz ol ve kendini bul.


Sen kendini bulmadıkça, kalabalığı defemek çok zordur, çünkü o kalabalıktaki herkes, "Ben senin gerçek benliğinim" der. Ve senin kabul etmek ya da karşı çıkmak gibi bir şansın yoktur.


O yüzden kalabalıkla mücadele etme. Bırak, onlar kendi aralarında didişsinler. Kendi aralarında didişmekte oldukça başarılılar. Sen de bu sırada kendini bulmaya çalış. Ve kim olduğunu anladığın anda, onlara evi terk etmelerini söyleyebilirsin. Aslında olay bu kadar basit! Ama önce kendini bulmalısın.

Bu noktaya vardığında, kendilerini üstad olarak tanıtan tüm o insanlar dağılmaya başlayacak. Sadece geçmişin yüklerinden arınmış, geçmişi geçmişte bırakmış, orjinal, bir aslan gibi güçlü ve bir çocuk gibi masum olan kişi yıldızlara, hatta yıldızların da ötesine ulaşabilir; onun geleceği altındır.

Bütün dünyayı değiştirmene gerek yok; sadece kendini değiştir ve tüm dünyayı değiştirmeye başlamış olacaksın, çünkü sen dünyanın bir parçasısın. Tek bir insan bile değişse, bu değişim binlerce insana ulaşacak. Tamamen yeni bir insanlık türünün doğmasına sebep olacak bir devrim için tetikleyici olacaksın.




OSHO - Değişim ( İnsanlık için en büyük mücadele)