Kıskanmak insanın doğasında vardır ve gerçektir.
Kıskanmak, kıskanılmak dozunda uygulandığı müddetçe insanı onure eden bir duygudur.Değerli hissettirir kendini... Çünkü değer verilen, önem verilen şeyler kıskanılır...
Doğada hayvanlar bile eşlerini kıskanırlarmış. Birtek domuz hariç....
Peki erkekler mi daha kıskanç, kadınlarmı ?..
Bana göre sevgide aşk da erkekler de, kadınlar da aynı derecede kıskanç... Fakat somut şeylerin kıskançlığında bayanların daha çok kıskanç olduğunu söyleyebilirim. Bir erkek şu şahış bunlara bunlara sahip,ben niye sahip değilim diye hiçbir zaman konuşmaz.
Kıskançlığın dozu ayarlanmadığı takdirde hastalık sınıfına giriyor.Bu şekilde içini kıskançlık duyguları kemiren bir insan hem kendi hayatını hemde karşısındakinin hayatını zindana çevirebilir...Hayatı çekilmez hale getirebilir...Bu kıskançlık iş hayatında da olabilir,aile hayatında da..Kontrol altına alınmadığı takdirde her iki taraf da zarar görebilir.
Nedir kıskançlık? ..
Sahip olduklarımızı başkasına kaptırma ihtimali veya öyle hissetme duygusu.Eşimizi sevdiğimizi başkasına kaptırma kaygısı.Sadece kıskançlık ikili ilişkilerde olmuyor tabiki..Az kazananın çok kazananı kıskanması,başarısız olanın başarılı birini kıskanması gibi ..Mutsuz olanın mutlu birini kıskanması gibi.Her insanın içinde kıskanma duygusu vardır fakat itiraf edemez.
Birde denir ki kıskançlık paylaşmayı bilmeyenlerin hissettikleri duygudur..Bana göre insan malını parasını lokmasını yerine göre paylaşabilir de..Sevdiğini nasıl paylaşacak peki ?.
Sevdiğini kıskanmak paylaşmayı bilmiyor anlamına mı gelir..bana göre yanlış..Paylaşmayı bilenin de bilmeyenin de hissettiği bir duygudur..Yeter ki dozunu iyi ayarlayalım.
Aşk da kıskançlık kontrolden çıktımı durumun ilerleyişine göre öfkeye nefrete intikam duygusuna dönüşebilir...Bu çok tehlikeli bir durumdur..
Mesela kıskançlık krizine giren taraf yaralı boğa gibidir.Saldırgandır,gözü hiçbirşeyi görmez,karşı tarafında yara alması için elinden geleni yapmaya çalışır..İntikam duygusunu yenemez..Korkun o zaman böyle birinden...
Ahmet Altan bir yazısında kıskançlığı bakın nasıl tarif etmiş;
'' Şeytanın yarattığı gökkuşağı gibidir kıskançlık.İçinde siayhtan mora doğru her türlü karanlık rengin kıpırdaştığı bir gökkuşağı.''