* * * * * * * * *Bu aralar dinlediğim müzikler, okuduğum yazılar, filmlerde izlediğim o samimiyetsizlik kokan sahneler vb İdam edilmeden önce içilen bir çay gibi geliyor bana hepsi. İdam edilecek kişiye sorarlar ya hani ; son isteğin nedir ? diye. O da çay ister genelde. Dur ama çayın içildiği bardak çok önemli. Mesela çay bardağı olmamalı, su bardağı olmalı. Neyse çayın varlığı bardak tartışmasından bir gömlek daha üstün benim için.Ne diyor Üstad Necip Fazıl ;Çaycı, getir, ilaç kokulu çaydan
dakika düşelim, senelik paydan
zindanda dakika farksızdır aydan.
karıştır çayını zaman erisin
köpük köpük, duman duman erisin!
Necip Fazıl demişken sağ cenahın Üstad’ı olan ama solcularımızın pek sevmediği bir insan o. Solcuların Necip Fazıl’ı da Nazım Hikmet’tir. Çok saçma bir cümle oldu, kesinlikle farkındayım ama idare edin şimdilik. Nazım onlar için ayrı bir önem arz eder. Bazılarında Nazım sevgisi Rus hayranlığına dönüşür. Marksist gelenekte ilerleyen kesimle İslamcı kesimin yaptığı yıllardır süren şair yarıştırması da böyle garip bir olay. Oku, geç işte. Ölmüş adamların arkasından ne edebiyat yapıyorsun ? diye sormazlar mı adama.* * * * * * * * *” Adam pisliğin teki çıktı Rıza Baba ” cümlesindeki adamın yerinde olmak istemezdim. Düşünsene, ismi İstanbul olan kurtlar sofrasında önceden istihbaratını alıp seni aramaya koyulan çılgın bir tim var. Başındaki adam da Rıza Soylu, yani zamanında FBİ, CİA ve Pentagon’ a ders vermiş kıdemli bir Türk polisi. Lakin, bunca şeyi yapmasına rağmen hala maaşını ziraat bankası ATM’ sinden çekiyor. İşin ilginç yanı yıllardır Rıza Baba’ nın kademesinde en ufak bir değişiklik yok. Bu durum Rıza Baba’ nın mütevazi bir kişilikte olduğunu gösteriyor.* * * * * * * * *Esans kullanan adamlarla aynı gezegende yaşadığımız gerçeğini anlatmadan şurdan şuraya gitmem.Şöyle ki ;Bundan 1,5 ay önce Fatih’te İsmailağa cemaatinin olduğu çarşamba semtinin içinden geçerken bir tabela gözüme ilişti ; ” Alkolsüz parfüm gelmiştir” Lan dedim olamaz böyle bir şey. Hem parfüm hem de alkolsüz, bu bir ”dream team”, ”bir türk mucizesi” diye içimden geçirirken dükkana girip benim gözümde ” the legal islamic parfume ” olan ürünü incelemek istedim. Hay incelemez olaydım, bildiğimiz hacı yağı veya ona benzer çok ağır bir esansı hafif sulandırıp(seyreltip) parfüm şişesine koyup satıyorlar. Sonra, hayırlı işler deyip çıktım o mağazadan.* * * * * * * * *Söylemek istediğimiz ama söylemeye cesaret edemediğimiz çeşitli nedenlerle içimize attığımız cümlelerin insan sağlığına zarar verdiğine şahit oldum. Denedim oldu gibi klişe bir tabir kullanmak istemiyorum ama şunu anladım ki ; insanoğlu duygu ve düşüncelerini ifade ettiği sürece sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebiliyor. Öbür türlü insanın içine atarak yaşamaya çalışması yavaştan da olsa insanı yiyip bitiren bir şey. Tabi her şey de söylenmez, her insanın sırları vardır ama söylenebilecek iyi veya kötü şeylerin bir şekilde saklanması iyi değil.