İnsan sürekli bedenini güzelleştirmeye çalışıyor, spor yapıyor, diyet yapmaya dikkat ediyor, bakım ürünleri kullanıyor, sürekli giyimine, temizliğine önem veriyor. Ve bütün bunları sadece bedenini daha zinde, daha genç ve güzel gösterebilmek için yapıyor. Peki bütün bunları yaparken hiç düşündünüz mü, ya o bedene sahip olan ruhunuzu nasıl güzelleştireceksiniz? Bunu gerçekten başarabilir misiniz? Ruhunuzu eğitip kusursuz hale getirebilir misiniz?
İnsan ruhu güzellikten zevk alacak şekilde yaratılmıştır. Her zaman en kusursuz olanı ve mükemmeli arar. En ufak bir detay bile gözüne çarpar, dikkatini çeker. Ancak insan, özlemini duyduğu kusursuz fiziksel güzelliği dünyada tam olarak hiçbir zaman bulamaz. Bu güzelliğe ancak cennette sahip olacaktır. Buna karşılık cennetteki sonsuz ve kusursuz yaşama ve nimetlere, bu dünyada kazanacağı ruh güzelliği ile kavuşacaktır. Ruh güzelliği ise yalnızca Kuran ahlakının yaşanması ile kazanılabilir. Allah'a iman eden, her şeyin karşılığını O’ndan bekleyen ve Allah’ın sınırlarını koruyarak Kuran ahlakını yaşayan insanlar, ruh güzelliğine, asalet ve izzete sahip olabilirler. Böyle bir insan, şartlara ve kişilere göre değişmeyen, çıkar peşinde koşmayan, haysiyetli, tevazulu, şerefli ve asil bir tavra sahip olur. Allah Kuran'da gerçek ahlak güzelliğine, dolayısıyla da ruh güzelliğine sahip olan kullarının sonsuz hayatlarını geçirecekleri yerin cennet olduğunu şöyle bildirmiştir:
“Kim Rabbinin makamından korkar ve nefsi heva (istek ve tutkular)dan sakındırırsa, Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir.” (Naziat Suresi, 40-41)
Akıl Sahibi Olmak Ruh Güzelliği Kazandırır

Hırs ve bencil tutkular, insanın kalbini kararttığı gibi aklının da kapanmasına sebep olur. Kıskançlık, maddi değerlere karşı duyulan tutkulu istek, fakir kalma, sahip olduklarını kaybetme, hastalanma gibi geleceğe yönelik korkular insanın aklını kapatır. Eğer insan bu duyguların esiri olursa niçin yaratıldığı, Allah‘a nasıl kulluk etmesi gerektiği gibi asıl aklını kullanması gereken konuları unutur. Bu nedenle ruh güzelliğinin en önemli şartlarından biri aklın açık ve berrak olmasıdır.
İnsanın aklının gelişmesi, kalbinin "Allah'ın zikri" ile dolmasına bağlıdır. Allah'ın büyüklüğünü ve yaratışının mükemmelliğini düşünen, O’nun nimetlerini anan, O'nu yüceltip, tesbih eden ve O'na ibadet eden bir kimse Allah'ı tanıyıp O'na itaat ettikçe hırslardan, korkulardan, bencil tutkulardan arınır ve ruhunu temizleyerek gerçek ruh güzelliğine kavuşabilir.

Ruh güzelliğini amaçlayan akıl sahibi kişiler öğüt alabilen ve başkalarından gelen doğruları kolaylıkla kabul edebilen, temizlenip arınmayı şiddetle isteyen kimselerdir. Bu nedenle Allah, onların bu ahlakını, "Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar..." (Zümer Suresi, 18) ayetiyle haber vermektedir.
Nefsi Fücurundan Temizlemek Ruh Güzelliği Kazandırır

Allah, insanı yaratırken nefsini düzenlemiş ve ona "fücur" (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ilham etmiştir. Bu konuyu Allah Kuran'da şöyle bildirmiştir: “Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene', sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). (Şems Suresi, 7-8)
İnsanın, ayetlerde bildirilen kötülükten temizlenmesinin yolu ise, bu kötülüğün varlığını kabul etmesi ve Allah’ın gösterdiği biçimde ondan sakınmasıdır. Mümin, Kuran ahlakının verdiği bilgi ve terbiye sonucunda nefsinin içinde kötülük bulunduğunu ve ondan sakınması gerektiğini öğrenir ve kabul eder. Ancak, Allah'ın varlığının, birliğinin farkında oldukları ve Allah’ın hükümlerine karşı gelmekten sakındıkları için de nefislerindeki fücuru (inkara, günaha ve isyana girişmek, fasık olmak, yalan söylemek, başkaldırmak, karşı gelmek, haktan yüz çevirmek, nizamı bozmak, ahlaki çöküntü vb) örtmez, açığa çıkarıp vicdanını dinleyerek bunları temizler ve Allah'ın ilham ettiği şekilde ondan sakınır. Kuşkusuz bu son derece önemli bir özelliktir. Çünkü fücurdan sakındığı için, ruhunda yaşadığı bu güzelliği maddi ve manevi olarak hayatının her safhasına taşır ve bu şekilde de ahlakında oluşan temizliği dışa yansıtmış olur. Unutmayın ki her güzellik emek ister ve insan verdiği ciddi emeğin sonucunda taktire şayan bir güzellikle ödüllendirilir…