“İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır”, Dostoyevski…
ben kendimi tanıyamıyorum bu ayrılıkta..seni zaten hiç tanımamışım.insan ne garip varlık.yıllarca kendine oluşturmaya çalıştığın bir kimlik bir davranış bütünlüğü var ve sonra bir kalemde oluşturmaya çalıştığın kimliğe tamamen zıt hareketler..evet ben güçlüydüm,gururluydum,karşıdan beklerdim sevgi itirafını,karşıdan beklerdim güzel sözleri,gidene kal demezdim böyleydim işte..ama hiçbişey değilmişim hiçbirşey..gidene kal demek bir tarafa yalvarırmışım gitme seviyorum diye..ama giden çoktan gitmiş..ruhuda kalbide benden çıkmış…kalbi sendeyken değerini bilmezsen gidince verdiğin değerinin bir önemi yokmuş bunu anladım..ve kalana sadece koca bir boşluk kalıyor.keşke şunu da yapsaydım bunu da söyleseydim..tadı kalmıyor artık gezmelerin,yemeklerin,kitapların,şarkıların..yaşam ın tadı kalmıyor.herşey senle güzelmiş ,yanımda olmasanda kalbinde olmam kalbimde olman yetiyormuş bunu anladım…hep iyileri hatırlamak isterim sende..kötüleri unutmak isterim..lütfen iyi kal benim için,kötü şeyler söyleme yapma…